Coğrafya, bazen kader, bazen de kederdir…
Ne yazık ki kaderinden keder eksik olmuyor topraklarımızın…
Her defasında daha büyük bir dertle sınanıyoruz…
Ve her defasında bu katlanılması çok zor acılardan belki eksilerek, ama daha güçlü çıkıyoruz…
Bu seferki sınavımız, belki de dünya tarihinin kayıtlara geçen en büyük depremine maruz kalmak…
6 Şubat 2023 günü, 24 saat içinde iki defa yaşanabilecek en büyük ölçekte iki depreme maruz kaldık…
Bir değil, iki değil, 100 değil…
Tam 230 atom bombası etkisinde 2 deprem, 10 ilimizde acısı silinmeyecek enkaz, tüm şehirlerimizin yüreğinde kapanmayacak yaralar açtı.
10 İlde 13,5 milyon vatandaşımız yıkıma maruz kalırken, geride kalan Türkiye sınırları içinde yaşayan 72 milyon vatandaşımız yediği ekmekten, içtiği sudan utandı.
Enkaz altından çıkan her canlı kalbimize bir sevinç, ölüm haberleri ekmeğimize gözyaşı kattı.
Demirlerin, betonların arasından çıkan her minik yavrumuz, tüm insanlarımızın yüreğinde bir umut, bin şükür oldu.
Bir yandan kayıplarına ağlarken halkımız, diğer yandan karanlıkta kalanlara bir umut, bir ışık olmak için yoğunu varına kattı.
6 Şubatta kabusa uyanan bu topraklar, şu anda tüm dünyaya birlik ve beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma dersi veriyor…
Çok geniş bir alanda yaşanan felakette, kazma bulamayan elleriyle kazıyor, su bulamayan gözyaşlarıyla suluyor bu toprakları…
Küsler küslüklerini unuttu, dargınlar barıştı, düşmanlar bile aynı araçla deprem bölgesinde bir yaraya merhem olmak için yollara düştü.
Acılarımız, korkularımız ve bütün duygularımız ortak bu felakette…
Şimdi de çabalarımızın, umutlarımızın ve dualarımızın ortak olma zamanı…
Şimdi yaralar elbirliğiyle sarılacak…
Bunu yapabilecek güçte ve azimdeyiz.
Şimdi bu son sınavdan dersler çıkartılacak…
Başarabiliriz. Başarmak için herşeye sahibiz…
Şimdi seni beni bir kenara bırakma zamanı.
Şimdi kimin ne yaptığı veya yapmadığı değil, ‘bizim’ ne yaptığımız önemli.
Onun için sağı solu, o parti bu partiyi bir kenara bırakma zamanı şimdi.
Şimdi felaketten oy avcılığı yapma, birbirini suçlama ve kötü lisan zamanı değil.
Şimdi iyilikte ve güzellikte, yardım ve dayanışmada birleşme zamanı.
Ve günü gelince sorulacak elbette:
Rant için o binalara ruhsat verenler mi, iki tuğla bir duvarı ev zanneden cehalet mi, yoksa hırsız ve ahlaksız müteahhitler mi.
Bize bunu kim yaşattı?
Bu son sınavın olsun Türkiyem …
Bu felaket, bu coğrafyanın kaderinde son keder olsun…