Metafizik Bağlamda Hanedan

ÖNCELİKLE BİR SORUM VAR;
Soruma temel olarak bir kaç ayet kullanacağım izin verirseniz...

ZARİYAT 56
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Vemâ ḣalaktu-lcinne vel-inse illâ liya’budûn(i)
Ben, cinnleri ve insanları ancak ve yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım.

VE SİZDEN BİR HAYAL KURMANIZI İSTEYECEĞİM;;;

Hayalin içinde olmayacaksınız, sadece yukarıdan seyrettiğinizi hayal edin...
İskandinav-Yunan-Roma-Tanrıları devri...
Olimpos gibi dağlarda yaşayan tanrıların ve insanların olduğu zamanlar...
İnsanlar insanlarla, tanrılar tanrılarla ve insanlar tanrılarla savaşıyor ve Herkül gibi tanrı insan melezleri var...
Yani yeryüzü kaos içerisinde...

Bakara Suresi 30. Ayet
وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي جَاعِلٌ فِي الْاَرْضِ خَل۪يفَةًۜ قَالُٓوا اَتَجْعَلُ ف۪يهَا مَنْ يُفْسِدُ ف۪يهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَٓاءَۚ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَۜ قَالَ اِنّ۪ٓي اَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ
Ve-iż kâle rabbuke lilmelâ-iketi innî câ’ilun fi-l-ardi ḣalîfe(ten)(s) kâlû etec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ veyesfiku-ddimâe venahnu nusebbihu bihamdike venukaddisu lek(e)(s) kâle innî a’lemu mâ lâ ta’lemûn(e)

Hani bir zamanlar, Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. 
(Melekler de) O'na: "Orada fesat çıkaracak ve kan akıtacak birini mi yaratacaksın? 
Oysa biz Seni överek tesbih ve takdis ediyoruz. 
(Saygıyla kutsayıp emrine âmade bulunuyoruz. 
Eğer ibadet ve hizmet içinse, biz Sana zaten bunları yapıyoruz.) ” yanıtını vermişlerdi. 
(Rabbin ise) "Ben sizin bilmediklerinizi de bilirim" deyip (onları uyarıvermişti).

ŞİMDİ SORUMA GELELİM;

BU ANLATIMLARDAN (AYETLERİNDE IŞIĞINDA) YERYÜZÜNDE BİRLİKTE YAŞARLARKEN CİNLER YAPILARININ ÜSTÜNLÜĞÜ DOLAYISI İLE KENDİLERİNİ İNSANLARA TANRI OLARAK TANITMIŞ OLABİLİRLER Mİ?

Ve Adem’in halife olarak yaratılması ile İblisin İskandinav-Yunan-Roma-Tanrıları rolünün elinden alınması isyanının sebebi olabilir mi?

İşte tam burada ilk başta değindiğimiz “Şecere” devreye giriyor,
Bakara 35’ e baktığımızda;
وَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اسْكُنْ اَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَاۖ وَلَا تَقْرَبَا هٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِم۪ينَ
Vekulnâ yâ âdemu-skun ente vezevcuke-lcennete vekulâ minhâ raġaden hayśu şi/tumâ velâ takrabâ hâżihi-şşecerate fetekûnâ mine-zzâlimîn(e) 
Adem’e “takrabâ hâżihi-şşecerate” o şerece ile akraba olma diye hitap ediliyor,
Ancak Adem Şeytanın kandırması ile akraba oluyor ve Bakara 36 da akraba olanların belirli bir zamana kadar birbirlerine düşman olarak yeryüzünde kalmaya mahkum edildikleri anlatılıyor…

En önemli nokta ise iblisi isyana ademi tuzağa götüren şeytan unsuru…

Bir önceki yazımda;
Bu zorluğun ana temellerinden birisi referansını dini motiflerden alan Hanedan toplumlara Laikliği empoze ederek sırlarını saklamayı becerebilmiştir.
Bunu öyle güzel yapmışlardır ki bütün dinlerin bağlıları dinlerin hakikatini inkar ile uydurulmuş dinlerin dindarı haline dönüşmüştür…
Bu konuları bilenler Siyonizm ile Musa’nın,  Evangelicalism ve Anglikanizm ile İsa’nın, Şia ve Hüccetiye ile Muhammedin getirdikleri ile alakası olmadığını bilirler…

Bilirler ki 
“Bilgi iki yolla kullanılır ve iki yolunda bilgiyi üst seviyede kullanacak ilme sahip alimleri vardır…”

Kadim zamanlardan beri bu alimler iki koldan yürürken İbrahim ile birlikte bu yürüyüş son kulvarına girmiş Kabbalah ve Havas ana başlığında ekol haline dönüşmüştür…
Bu ekollerin yürüyenleri iki tarafında bilgilerine bir noktaya kadar hakimdir ve iki tarafında içinde bilgiyi iki yolla kullananlar vardır ve bu yollar kendi ifadeleri ile “Rahmani/Şeytani” diye isimlendirilir…
Diye yazmıştım…

Umarım bu anlatımlar ışığında Kast ettiğimiz Hanedan Kavramının dayandığı metafizik referans hakkında bir kapı araladığımız fark edilir…

Devam edecek…