Bilim İnsanları Açıkladı: Kitlesel Yok Oluş Nasıl Önlenir?
Araştırma yılda 34 milyar dolar gerektiğini öne sürüyor
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Bilim insanları Dünya'nın bir başka kitlesel yok oluştan kurtarılması için gezegenin kara yüzeyinin yaklaşık yüzde 1'inin korumaya alınması gerektiğini tespit etti.
Türlerin soylarının tükenmesi evrimsel açıdan doğal bir süreç fakat bazen jeolojik yönden kısa süre içinde çok sayıda tür ortadan kalkabiliyor. Yeryüzündeki canlı türlerinin en az yüzde 75'inin, 2 milyon yıl gibi bir süre içinde tükenmesine kitlesel yok oluş deniyor.
Dünya'da bugüne kadar en az 5 kitlesel yok oluş yaşandığı bilinirken bunların sonuncusu, gezegene çarpan göktaşıyla 65 milyon yıl kadar önce yaşanmış ve dinozorların sonunu getirmişti.
Frontiers in Science adlı hakemli dergide salı günü yayımlanan araştırmayı yürüten ekip, 6. kitlesel yok oluşun nasıl engellenebileceğini tespit etmeye çalıştı.
Biyoçeşitlilik verileri üzerinden Dünya'nın kara yüzeyinin haritasını çıkaran araştırmacılar, çoğu türün çok sınırlı alanlarda, belli başlı yerlerde yaşadığını buldu.
Bilim insanları nadir dedikleri bu türlerle nesli tükenme altındakilerin verilerini analiz ederek 16 bin 825 alanın korunmaya alınmasının, kitlesel yok oluşu engellemede kritik önem arz ettiğini saptadı.
Makalenin yazarlarından Dr. Eric Dinerstein, Newsweek'e yaptığı açıklamada "Dünya tarihindeki 6. kitlesel yok oluş krizinin ortasındayız fakat ilk kez bu olay insan faaliyetlerine bağlanıyor" diye uyarıyor.
Dr. Dinerstein nadir türlerin yoğunlaştığı alanlara odaklandıklarını belirterek şöyle ekliyor:
Dünya'daki yaşamın 6. kitlesel yok oluşunu önlemek için yeryüzünün yalnızca yüzde 1,2'sine ihtiyacımız olduğunu bulduk.
Yok olması önlenebilecek 4 bin 700 tür tespit ettiklerini söyleyen araştırmacılar, bu alanlarda muhtemelen çok daha fazla türün korunmaya ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
Tropikal yağmur ormanları, korunmaya alınması gerektiği söylenen yaklaşık 17 bin alanın yüzde 76'sını oluştururken, bu bölgeler Brezilya, Filipinler, Endonezya, Madagaskar ve Kolombiya'da yoğunlaşmış durumda.
Yeni araştırmada 2018 ila 2023 döneminde 1,2 milyon kilometrekare alanın korumaya alındığına ancak bunun yüzde 10'undan azının tehlike altındaki türlere ev sahipliği yaptığına değiniliyor.
Araştırmacılar koruma çalışmalarının bu türlerin yaşadığı alanlara odaklanmasıyla daha verimli sonuçlar elde edileceğini vurguluyor. Hesaplamalarına göre gelecek 5 yıl boyunca yılda 169 milyar dolarla bu alanlar korunabilir.
Projenin, türlerin çoğunun yaşadığı tropik bölgelerle sınırlandığı durumdaysa maliyet yılda 34 milyar dolara düşüyor. Çalışmanın ortak yazarı Andy Lee daha düşük maliyeti şöyle değerlendiriyor:
Bu, ABD'nin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 0,2'sinden daha azına, küresel fosil yakıt endüstrisine fayda sağlayan yıllık sübvansiyonların yüzde 9'undan azına ve her yıl madencilikle tarımsal ormancılık endüstrilerinden elde edilen gelirin küçük bir kısmına denk düşüyor.
Araştırmacılar bu alanların korunmasının halihazırda mali açıdan uygun olduğunu fakat zaman içinde bu uygunluğun geçeceğinin altını çiziyor. Ekip bu alanların 2030'a kadar korumaya alınması çağrısı yapıyor.
Bilim insanları, bu alanların korunmasının gezegenin yüzde 30'unun korunmasına yönelik ilk adım olacağını ve bu sayede yağmur ormanları gibi, iklim krizinin etkilerini yavaşlatmada kritik önem taşıyan bölgelerin de korunacağını umuyor.
Independent Türkçe
YORUMLAR
Yorum Yap