Bakıyorum da...
Bakıyorum da...
Aslında bakmıyorum...
Bakmak istemiyorum...
Çünkü baktığımda gördüklerim:
İki aile birbirine girmiş. Sebebi, düğünde birinin çeyrek, diğerinin yarım altın takması geline...
Martılar çıldırmış, insanlara ve farelere saldırıyor İstanbul'da...
Kadın, yasak aşkını pompalı tüfekle öldürmiş ve cesedin başında beklemiş. 'Namusunu' temizlemiş...
Bir adamı uzaylılar kaçırmış, adam 20 sene uzaylıların yanında kalmış. Döndüğünde sakallarını bizim berber Orhan kesmiş gibi aynı...
TÜİK işsizlik rakamlarını açıklamış, işsizlik düşmüş...
Bayramda Akasya AVM'ye gittim, otopark valesi 100 TL'cik olmuş...
Çorba içtim, 45 TL'cik...
Yapay zeka, firar etmiş. Tasarımcısı 'Avukat tutmuş' diyor...
Suudiler yıllarca Mekke'den para kazandı, şimdi 'Meta Kabe' yapmışlar, internetten girip ziyaret ediyorsun, o da paralı...
İstanbul selde sürükleniyor, Belediye Başkanı 9 gün 'izin' almış. Zaten 'izindeyiz' diyordu, haklıymış...
Fox TV'ye göre satılmayan kurbanlar, A Haber'e göre 'Yok' satmış...
Amerika'da düğün hediyesine göre menü yapmış vatandaş, hediye getirmeyene ekmek bile vermiyormuş...
Kabe'de bu senenin il hacıları şeytan taşlamış, taşın büyüklüğüne göre para ödemiş.
Hasan Mezarcı denen meczup, 'Bu sene kurban kesmeyi kaldırdım' demiş, onu bile dinleyen varmış...
Bakıyorum da, millet delirmiş, dünya çıldırmış...
O zaman en iyisi, 'bakmamak'...
Ben bundan sonra 'Bakmıyorum'...
Ne kusura, ne de hatır gönüle...
Bundan sonra sen de 'kusura bakma!'....