Afedersin Doktor …
Eskiden askerliğini yapmayana kız vermezlerdi ..
Memur istemişse kızınızı koltuklarınız kabarırdı.
Kız da oğlan da okumuşsa daha bir gurur kaynağıydı aile için..
Çünkü okumak devlet kapısına ceketini asmaktı.O kapıya ceketini asan, devlet olurdu çünkü .
Devletin kut’luluğu saygınlığı ,ışığı,güveni onu da çepeçevre sarardı..
“Okumuş “olmak ,evlâdını okutmak çok kıymetli idi ..
Birini tanıtırken;”kızı filan hastanede doktor,oğlu avukat..”denirdi ,daha ismini söylemezden evvel..
Okumuş olmanın bir değeri vardı.Emek vardı işin ucunda,liyakat vardı,hak edilmişlik vardı..
İsimden önce gelen güzel vasıflardı bunlar.Köye kasabaya doktor ,öğretmen gelince köylü kasabalı taze yumurta,tereyağı ile beslerdi “kıymetli devletinin ,kıymetlilerini..”
Ve de,”Oku!”emri ile başlayan kitaplarına hürmeten hürmetle..
Sonra birşeyler oldu.Değeri biçilemeyecek hiç bir olgu bırakmadılar..
Herşeyin bir değeri oldu .Manevi değerlere maddi fiyatlar biçilmeye başlandı.
Sınav sorularını çaldılar çocuklarını kamuya soktular ..
Kut’sal kamu oldu ,lanetli Tamu..
Ceketlerini devlet kapısına asanlar mafya babaları,rüşvetçiler,rantçı müteahhitler oldu..Ve devletin rengi beyazdan yavaş yavaş dolar yeşilini almaya başladı..
Her kıymetli değeri bu kadar kolay ele geçiren ,herşeye bir fiyat biçen zihniyet haliyle makamları,rütbeleri bir halta tutmaz ,saygı duymaz,kıymet bilmez oldu..
Utanmasa “afedersin doktor..”diye cümlesine başlayacakmış gibi gelen,
“Giderlerse gitsinler ..”ci akıl ,tabana sirayet etti..
“Ölürse ölsünler,gerekirse yok edilsinler”e kadar gelen hastalıklı bir hal aldı..
Öldürülen avukatlar,doktorlar,öğretmenler mi ?
Aslında öldürülen yok edilen beşbin yıllık devletin temsilcileri ..
Yavaş yavaş öldürülen Devlet aslında..Hani şu bir zamanlar polisinin bir düğmesi dahi koparılamayan devlet..
Ne güzeldir O söz…
“Vah oduncunun bahçesinde biten ağaca...”