Zelenski Ne Yapmak İstiyor?

Polonya'nın Ukrayna'nın sınırındaki bir köyüne düşen füzeler kimi çevrelerde 5. madde tartışmasına yol açtı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Rusya cezasız kaldığını ne kadar uzun süre hissederse, Rus füzeleri menzildeki herkes için o kadar fazla tehdit olacaktır. Bu, ortak güvenliğe yönelik bir Rus füze saldırısı!  Harekete geçmeliyiz! Ve şimdi tüm Polonyalı kardeşlerimize şunu söylemek istiyorum: Ukrayna sizi her zaman destekleyecektir!  Terör özgür insanları yok edemez.  Korku olmadığında zafer mümkündür! Rusya dünyaya karşı çıkıyor.  Rusya bize ve ulaşabildiği herkese terör estiriyor. Onu durdurmak için her şeyi yapalım!

Yukarıdaki sözler 15 Kasım gecesi söylendi. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, son 8 aydan beri yaptığı gibi kamera karşısına geçmeden önce Rusya ülkesinin hayati öneme sahip kentlerini yoğun bir roket saldırısına tutmuştu.

Kiev de vurulan yerler arasındaydı. Zelenski saldırıların ardından bir kez daha Batı'ya destek çağrısı yaptı, Kremlin'i sert sözlerle kınadı.

Ülkenin savunma bakanlığından yapılan açıklamada ise Ukrayna'nın korkmadığı ancak öfkeli olduğu belirtildi.

Buraya kadar tüm yaşananlar ve beyanlar aslında son 8 aydır tanıklık edilen gelişmelere benzerdi.

Tam da bu saldırılar konuşulurken uluslararası haber ajanslarına bu kez NATO üyesi Polonya'ya füze düştüğü bilgisi düşüverdi. 

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi vasıtasıyla Zelenski uluslararası toplumla paylaştığı "Rusya'yı durdurmak için her şeyi yapalım!" diye özetlenebilecek açıklamasını o haberin ardından yaptı.

Zaten diken üstündeki dünyanın söz konusu olayla birlikte III. Dünya Savaşı'na doğru sürüklenip sürüklenmediği sorusu bir kez daha açıkça dillendirildi.

Amerikan AP haber ajansına konuşan ve alışılageldiği şekilde adını vermek istemeyen üst düzey bir ABD'li yetkili, olayın sonrasında Rusya'yı işaret etse bile şu an iyice netleşme başlayan Polonya'nın sınır köyüne düşen füzelerin Ukrayna tarafından ateşlendiği...

Polonya Başbakanı Morawiecki'nin "Rusya'ya karşılık veren Ukrayna kuvvetleri, kendilerini savunmak için füze fırlattı. Bunlardan biri yanlışlıkla Polonya topraklarına düştü" sözleri olup biteni yeterince açıklığa kavuşturacak cinsten. Her ne kadar NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Füzeler Ukrayna'dan ateşlenmiş olabilir" diye itidalli bir tutum takınmaya devam etse de…

Kuşkusuz hayatını kaybeden iki Polonyalı dünyanın gündeminde yer etmiyor. Ama bu olayın ardından daha fazla ölüm, kan ve göz yaşı getirebilecek III. Dünya Savaşı'na daha fazla yaklaşıp yaklaşmadığımız sorusu, küresel siyasetin en çok tartışılan sorularından olmayı sürdürüyor. Zira Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan en çok etkilenen ittifak üyesi Polonya'da, ordu olası bir savaşa hazırlanıldığını belirtiyor. Elbette akıllara takılan başka sorular da var. Ukrayna lideri Zelenski, Polonya üzerinden NATO'nun 5. maddesini (ittifakın çekirdeği olan bu madde "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" temeline dayanıyor ve potansiyel düşmanların bir ittifak üyesine yaptığı bir saldırı tüm ittifaka yapılmış kabul ediliyor) zorlayıp Batı'yı Rusya karşısında umutsuzca savaşa çekmeye mi çabalıyor? Özellikle de 16 Kasım akşamına doğru yaptığı "Polonya'daki patlamaya neden olan füzenin Ukrayna'ya ait olmadığından hiç şüphem yok" açıklamasını da hatırlanacak olursa. Bir başka soru G20 Zirvesi bildirisinde öne çıkan "Çağımız savaş çağı değil" cümlesi üzerinden sorulabilir. Artık klişeleşmeye yüz tutmuş, temenni niteliğindeki bir hedef olarak görünse bile insanlığı III. Dünya Savaşı'ndan koruyan aslında nükleer silahların varlığı mı? Bir başka deyişle nükleer silahların caydırıcılığı olmasa dünya yeni bir cihan harbine daha mı hızlı sürüklenecek?

Independent Türkçe, konunun uzmanlarıyla konuştu.

İki soru, iki cevap ve altı ayrı görüşün yer aldığı söyleşi başlıyor.


SORU 1: Zelenski, Polonya üzerinden NATO'nun 4. ve 5. maddesini mi zorluyor, Batı'yı Rusya karşısında savaşa mı çekmeye çalışıyor?


GÖRÜŞ 1 | Prof. Dr. Hasan Köni

(İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Ukrayna bu olayları sık sık NATO'yu sisteme sokmak yahut kendisine daha fazla destek sağlamak için kullanıyor. Haberlerde nedense Ruslar bombardıman düzenlediği zaman genel olarak kadın ve çocuklar ölüyor. Bunun sebebi ise savaş hukukuna göre uygunsuz ve uluslararası ceza hukukuna göre suç oluşturması... Ukrayna istihbaratı yanlış hesaplar yapıyor.

Biliyorsunuz CIA başkanı ile Rus Dış İstihbarat başkanı görüştüler. Kendine ait olduğunu iddia ettiği Ukrayna topraklarında nükleer taktik füze kullanılmaması için... Böyle bir dönemde Ruslar gidip Polonya'yı vuruyorlarsa epeyi aptal oldukları konusunda dünya literatürüne bir yazı geçilmesi gerekir.

GÖRÜŞ 2 | Doç. Dr. Helin Sarı Ertem

(İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Kanaatimce her ne kadar bütün savaşlarda, çatışmalarda bu tarz provokasyonlara açık bir durum söz konusu olsa bile aynı zamanda istenmeden yapılan eylemlere de  açık bir durum söz konusu. Fakat bir yandan da Zelenski'nin Batı'da göreceli olarak azalan bir duygu durumu olduğunun farkında olduğunu düşünüyorum. Özellikle ABD'de ara seçimler biraz gündemi dağıtsa bile hemen ara seçimlerden önce Demokrat Parti'nin içinde liberal demokrat yaklaşık 30 Kongre üyesi ABD Başkanı Biden'dan Zelenski'nin artık masaya oturmaya ikna edilmesi ve ABD'nin Rusya ile bir araya gelinmesi yönünde telkinde bulunmasını istedi. Başkan Biden'a yönelik yazılan mektup Demokrat Parti içerisinden gelen tepkilerle birlikte geri çekildi.

Bu bize ne anlatıyor? Özellikle 60 milyar dolarlara kadar çıkmasını beklediğimiz ABD'nin Ukrayna'ya yardımı konusunda Biden hükümetinin kendi partisi içinde bile çalkantılı bir durum söz konusu. Başlangıçta savaşlarda enerji çok yüksek oluyor. İlk günlerde Ukrayna yanlısı müthiş bir hava gördük. Ukrayna bayrakları sallanıyordu meydanlarda. Önemli olan ilerleyen süreyle birlikte bu desteği Batı'nın sürdürüp sürdüremeyeceği... Bu işin asıl neferi ABD. Böyle bir süper gücün dahi bu konuda kafa karışıklığı yaşadığını görüyoruz. Cumhuriyetçilerin özellikle Ukrayna ile olan savaşın bitirilmesi yönünde sıradan bir Amerikalı vatandaşın bu savaşın yükünü çekmemesi yönünde açıklamaları da dikkat çekiyor.

GÖRÜŞ 3 | Doç. Dr. Savaş Biçer

(İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Polonya en kolay ve en hassas hedef. Üzerinde NATO üssü de var, Amerikan birlikleri de, NATO birlikleri de...  Birinci düşünce bunun kasıtlı bir hareket olup olmadığı?  Sonuçta olayın Ukrayna tarafından atılan bir füzeyle gerçekleştiği anlaşılınca böyle düşünüldü. Normal olarak elbette öyle bir zamandayız ki; kimlerin kimlere neyi düşündürmek istediğini tam olarak çıkaramadığımız bir dönemdeyiz. Böyle düşünülmesi için mi böyle bir eylem gerçekleşti bilmiyoruz.

Bir kere bu füzenin nereden atıldığı ile ilgili teknik bir araştırmanın yapılabileceği en azından Zelenski tarafından da, ona bu füzeyi bu şekilde atmasını önerenler tarafından da biliniyordu diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu kadar kolay olarak Rusya'dan değil de Ukrayna'dan atıldığı anlaşılabilecek bir füzeyle NATO'nun harbe girmesi pek mümkün değil gibi gözüküyor. Bunu en azından Zelenski de düşünüyordur. Bu son olayı açıkçası bir kaza olarak görüyorum.

GÖRÜŞ 4 | Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson

(İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Füze stratejik bir hedefe düşmüş değil. Bu seken bir füze... Peki NATO'yu beşinci madde ile beraber devreye sokmaya yönelik bir eylem olabilir mi? O da olabilir. III. Dünya Savaşı'nı NATO'nun beşinci maddesini işleterek başlatmak için haklı bir gerekçe ortaya koymuyor, yeterli değil. Hatırlayalım, daha önce de Türkiye'nin muavenet zırhlısı vuruldu. Yanlışlıkla olmuştu. Bugün ise büyük bir askeri gerginlik var.

Konvansiyonel anlamda bir savaştan bahsediyoruz. Daha önce her savaşta işgal edilen bir ülke olduğu için Polonya burada hassas ve tedirgin. Burada temel algılamamız gereken şey, dünya güvenlik mimarisiyle Avrupa güvenlik mimarisi şu anda Dinyeper Nehri'nin doğusundan geçiriliyor. Zaten Kaliningrad ve belki de Kırım'da sonunda uzlaşı sağlanırsa Rusya-Ukrayna Savaşı donacak gibi duruyor. Barışa yönelik ateşkes elbette şu anda, bir anda olmaz. Ama uzun vadede Rusların elinden o bölgenin alınıp "Kırım mı? Tamam, verelim" deyip aslında Ukrayna'nın bir şekilde ikna edileceği değerlendiriliyor.

GÖRÜŞ 5 | Prof. Dr. Nursin Güney

(İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Aslında bir anlamda hibrit bir savaş yaşıyoruz. Dolayısıyla her şeyin ve herkesin her türlü imkânı kendi çıkarı doğrultusunda kullanma ihtimali yüksek. Günümüz savaşlarında artık bu görünen bir gerçek... Son olay savunma amaçlı bile olsa bu füze savar sistemler gerektiğinde saldırı yönünde kullanılma ihtimalini veriyor teknik olarak sahibine. Dolayısıyla NATO'nun daha sağlam desteğini almak yönünde bir provokasyon olarak kullanılma ihtimali de var. Ama bu çok ciddi bir risk içeriyor. Bu sadece NATO'nun desteğini almak değil aynı zamanda NATO, Batı ve özellikle ABD ile Rusya'yı karşı karşıya getirebilecek nitelikte bir risk. Dolayısıyla bunun ciddi olarak düşünülmüş olması lazım. Ama dediğim gibi bu tür provokasyonlar çeşitli şekilde Ukrayna Savaş'ı uzadıkça karşımıza çıkacak. Gelinen noktada ciddi bir kriz ihtimali giderildi. Beşinci madde zaten çok uzak bir ihtimal. Beşinci madde öyle çok kolay işlemeyecek. Zaten bir kez Afganistan'da kullanıldı. Dolayısıyla o anlamda o kadar kolay işleyecek bir madde değil.

GÖRÜŞ 6 | Prof. Dr. Kamer Kasım

(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Sınırda şiddetli çatışmalar olduğu için bu tarz füzelerin komşu ülkelerin topraklarına düşmesi olasılığı her zaman var. Zelenski'nin de yani Ukrayna tarafından da olsa önce onun teyit edildiğini düşünüyorum. Hangi taraftan olursa olsun bilinçli olarak Polonya sınırı içine düşürecek bir füze atılacağını zannetmiyorum. NATO'nun beşinci maddesi çok istisna. Afganistan'da yani 11 Eylül terör eylemleri sonrasında harekete geçirilmişti. Yani ABD'nin Afganistan operasyonu bağlamında Sonsuz Özgürlük Operasyonu için NATO'nun beşinci maddesi harekete geçmişti. Çok istisnai olarak bir NATO üyesi ülkeye açık bir saldırının olması gerekiyor. Bu olayda o beşinci maddeyi harekete geçirecek şartlar yok.

SORU 2: G20 zirvesi bitti. Sonuç bildirisinde öne çıkan cümlelerden biri de "Çatışmaların barışçıl çözümü ile diplomasi ve diyaloğun sürdürülmesi hayati önemde. Bugünün çağı, savaş çağı olmamalı" ifadesi… Nükleer silahların varlığını elbette övmüyorum ama bugün nükleer silahlar olmasa çoktan bir III. Dünya Savaşı'nın içindeydik diyebilir miyiz?

GÖRÜŞ 1 | Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson

(İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Katılıyorum. Temelde zaten orduların amacı da caydırıcılık... Ama Rusya'nın bu noktada "O anlaşmalarda ilk kullanan ben olmayacağım" imzası yok. Anlatabiliyor muyum? Bu tartışmalar özellikle İran'ın da nükleer silah geliştirdiği bir dönemde yapılıyor. Bu İsrail için, Türkiye için çok büyük tehdit oluşturuyor. Bence şu an radikal unsurlar dahil kimse savaşmak istemiyor. Koronavirüs ile başlayan süreçte yepyeni bir jeopolitik kırılma ve bununla birlikte bir denge oluşuyor.

Türkiye bu fokurdayan dünya kazanında merkezde güçlü ve küresel anlamda etkili bir ülke olma konumunda. Taksim'deki terör saldırısını da bu mahiyette o küresel etkiyi ortadan kaldırmaya yönelik olarak değerlendiriyorum. Rusya'ya dönecek olursak söz gelimi Dugin gibi bir stratejist ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında stratejik anlamda farklılıkların ortaya çıkmaya başladığı bir döneme giriliyor. Buna "Soğuk Barış" diyelim isterseniz.

GÖRÜŞ 2 | Prof. Dr. Hasan Köni

(İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi)

ABD'nin en çok çekindiği bu savaşın kendi topraklarına yansıması. Ruslara karşı girişilen NATO manevralarında, yani nükleer silahları önleme konusundaki işlem manevralarda Avrupa'daki hareketler kullanıldı. "Avrupa'daki hangi ülkelerde nükleer silahlarımız var, onları uçaklarla nasıl atabiliriz?" diye. Halbuki böyle durumlarda tüm Amerikan sistemi içindeki füze sistemlerinin alarm vermesi lazımdı. Mevzu Avrupa'da…

Bu da demek oluyor ki; eğer bir taktik nükleer savaş olacaksa bunun Avrupa'da olacağı kabul ediliyor ABD tarafından. Avrupa'da bunu elbette yemediler. Peşinden sorulan şu: "Ukrayna'nın NATO'ya girmesinin ABD'nin genel stratejisine ne gibi bir etkisi var, büyüklüğü ve faydası nedir?" Bunların cevapları çok verilemedi. ABD istihbaratından etkilenmeyen basında bunlar tartışıldı. Ama yoğun olarak müthiş bir psikolojik harekât var.

GÖRÜŞ 3 | Doç. Dr. Helin Sarı Ertem

(İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Soğuk Savaş'ın kendisine bakmak lazım. Başlı başına tamamıyla nükleer, devam eden bir savaş... Ama aynı zamanda söz konusu nükleer silahların hiçbir zaman ateşlenmediği bir savaş... 42 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. ABD'nin Sovyetler'e karşı çevreleme doktrinini uyguladığı dönem olarak… Küba Krizi'nde Sovyet ve Amerikan generallerinin sağduyulu yaklaşımı ve soğukkanlılığı olmasaydı dünya nükleer savaşı daha o tarihte yaşamış olacaktı.

Nükleer silahlar ne için yapılıyor? Caydırıcılık için. Fakat sizin muhatabınız da bunu yaptığında siz de caydırılmış o da caydırılmış oluyor. Bir taraftan da kriz anlamında büyük risk alıyorsunuz. 21. yüzyıl ABD'nin pozisyonunu korurken onun seviyesine doğru hızla yükselenlerin; Brezilya'nın, Rusya'nın, Hindistan'ın, Çin'in yükselişinden bahsettiğimiz bir dönem. Bu döneme zaman zaman "belirsizlikler çağı", "kaos çağı", "endişe çağı" gibi isimler yapıştırıyoruz ve sıklıkla III. Dünya Savaşı senaryoları gündeme getiriliyor. Özellikle ABD acaba düşüşünü hazmedemeyip herhangi bir bahaneyle savaşa girer mi? ABD bunu bir Soğuk Savaş niteliğinde de yapabilir sıcak çatışma olarak da yapabilir önümüzdeki dönemlerde. Ukrayna Savaşı'nı herhangi bir oldu bitti ile bir nükleer savaşa ya da III. Dünya Savaşı'na çevirmeme yönünde bir gayret olduğunu düşünüyorum. Tüm taraflar için… Aslında Rusya'da da böyle bir gayret var. Her ne kadar -söylem bazında- kışkırtıcı hamleleri Rusya daha çok yapsa da… Eylem bazında ise ABD'nin kışkırtıcı hamleleri olduğunu düşünüyorum. Özellikle Ukrayna Savaşı öncesine bakıldığında bunu görmek mümkün. Tüm tarafların, özellikle süper güçlerin son derece dikkatli hareket etmesi gereken bir dönemin eşiğindeyiz. Çünkü III. Dünya Savaşı imkânsız değil, olabilir.

GÖRÜŞ 4 | Prof. Dr. Nursin Güney

(İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Batı, genel anlamda özellikle ABD ve NATO diye düşünürsek aslında sadece Rusya-Ukrayna Savaşı için değil konvansiyonel anlamda bile başka güçlerle de karşı karşıya gelmemek için ciddi olarak kendilerini sınırlamaya çalışırlar. Mesela örnek verelim. NATO ülkeleri bireysel olarak tek tek Ukrayna'ya askeri destek, teçhizat desteği vs. sağlamaları ötesinde bilfiil sahada postallarını yere değdirmiyor.

Bu çok önemli çünkü böylesi bir halde Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışma doğrudan Batı, NATO ve ABD ile Rusya arasındaki bir çatışmaya dönüştüğü anda savaşın mahiyetinin değişmesi söz konusu olur. O noktada ise nükleer caydırıcılığın bu anlamda şu ana kadar işlediğini görüyoruz. Eğer Rusya her şeyin bittiği ve çok sıkıştığını düşünürse sadece savaş alanını kapsayacak bir taktik nükleer silah da kullanabilir. Böyle bir ihtimal şu anda var. Evet, o noktada değiliz henüz. Ama riskler arttıkça ve Rusya sıkıştırılmaya devam edildiği sürece Batı'nın bu noktada böyle bir risk ihtimali de söz konusu.

GÖRÜŞ 5 | Prof. Dr. Kamer Kasım

(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi)

Uluslararası ilişkilerde neo-realist akımın öncü ve düşünürleri nükleer silahların varlığının Soğuk Savaş döneminde büyük bir çatışmanın çıkmamasının ana nedeni olarak görüyorlar. Bir ülke ikinci vuruş yeteneğine sahipse bu durum ülkeleri nükleer silah kullanmaktan alıkoyuyor. Gerçekten de bir dünya savaşının çıkmasını engelleyecek ve/ya nükleer silaha sahip olan ülkelerin bunu kullanırken iki üç kez düşünmelerine neden olacak. Ben bunu böyle görüyorum ama bu "Nükleer silahların varlığıyla istikrar içindeyiz" anlamına gelmiyor.  Çünkü kullanılması halinde sonuçları çok yıkıcı.

GÖRÜŞ 6 | Doç. Dr. Savaş Biçer

(İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi)

G20 bildirisinde dünyanın sadece nükleer silahların kullanılma ihtimali olan bölgeleri ya da bir iki bölgesinden söz edilmiyor. Çatışma derken Afrika'da çok daha büyük çatışmalar var. Kafkasya'da çatışma alanları çok yaygın durumda. O nedenle bunu sadece nükleer silaha sahip devletlerin birbirleriyle olan mücadeleleri ve nükleer silahın caydırıcılığı olarak düşünmemek lazım. Elbette Ukrayna krizinde son aşamada nükleer silah kullanılabilir. Onun için bence G20'de belirtilen temenni ya da hedef sadece nükleer silahların caydırıcılığından ibaret değil. Tüm bu çatışmaları önleyecek tedbirlerin alınması gerekiyor, artık çatışmaların değil barışın ön plana çıkarılması gerekiyor ama… İnanın size çizdiğim tabloda bu çok da mümkün değil.

Genel olarak dünya üzerinde Arktik Okyanusu'ndan başlarsak eğer, Baltık bölgesinde de hala Bosna-Hersek'te de Akdeniz'de, Afrika'nın kuzeyinde, Sahra Altı Afrika'da, Kızıldeniz'de, Afrika Boynuzu'nda, Ortadoğu'da… Bakın nasıl bir yay çiziliyor görüyor musunuz? Bütün alanda bir çatışma ihtimali her zaman var. Onun için bence sadece nükleer silahların caydırıcılığı değil G20'de belirtilen temenni ya da hedef. Tüm bu çatışmaları önleyecek tedbirlerin alınması gerekiyor, artık çatışmaların değil barışın ön plana çıkarılması gerekiyor ama… İnanın size çizdiğim tabloda bu çok da mümkün görünmüyor.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz