Yalan Söylemek Kişilik Bozukluğu mu?

"Yalan senin ağzına salıncak kurmuş" dediklerimizi şöyle bir köşeye alalım.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Yalan söylemeye neredeyse küçük yaşlardan itibaren başlıyoruz. Az ya da çok da olsa yalanı hemen hepimiz söylüyoruz. Peki yalan söylememizin arkasında yatan gerçekler ne? Çok yalan söyleyen insanları hangi psikolojik sorunlar bekliyor? Gelin hep birlikte öğrenelim.

"Yalan senin ağzına salıncak kurmuş" dediklerimizi şöyle bir köşeye alalım. Araştırmalara göre söylediğimiz yalan bir fayda sağlıyorsa, yalan söylemeye devam ediyoruz. 3-4 yaşından itibaren yalan söylemeye başlıyoruz. Çünkü 3-4 yaşında çok güçlü bir şeye sahip olduğumuzu anlıyoruz: Dil. Dil öğrendikten sonra gerçekleri öğrenmek, neler olup bittiğini anlamak kısacası keşfetmek için kullanırız.
Bütün bunların nihayetinde yaşımız kemale erdiğinde ise yalanın kötü bir şey olduğu gerçeği yüzümüze tokat gibi vurulur. Yalan kötü bir şeydir evet ama hepimiz eninde sonunda yalana başvurmak durumunda kalırız.

Ancak bazı insanlar hem kendileri hem de başkaları hakkında yanlış bilgi vermekten hiç çekinmezler. Peki bu insanların böyle davranmasının ardındaki psikolojik gerçek ne? O durum henüz belli değil. Ancak yapılan bazı araştırmalar bu denli yalan söylemenin; kendi başına bir bozukluk olmasının yanı sıra, psikopati ve narsisizm gibi kişilik bozukluklarının da bir belirtisi olduğuna değiniyor.

Eksiklikten kaynaklanıyor

Psikiyatristler bu durumun, şevkat ve empati sahibi olmamızı sağlayan nörolojik bağlantılardaki bir eksiklikten kaynaklandığını düşünüyor. Çünkü narsistler, sosyopatlar ve psikopatlar; empati eksikliği bozukluğuna sahiptir, yani normal insanlarla aynı biçimde empati hissine sahip değillerdir.

Narsistler, çevrelerine genellikle muazzam bir görüntü ya da aşırı özgüvenli bir portre çizerler, fakat bu durum, derinlerde gizlenmiş güvensizlik duygusu ve en ufak bir eleştiriyle kırılacak çürük bir özsaygı ile kuşanmıştır. Bu karakteristiklerinden kaynaklı, narsist insanlar sürekli olarak kendi duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için sığ ve zayıf ilişkiler içerisinde bulunurlar.

Diğer insanları umursamazsanız, yalan söylemenin sizin için bir önemi yoktur. Empati azlığı aynı zamanda vicdan azlığı anlamına gelir. Bu insanlar yalan söylediklerinde, bu durum normal bir insanı rahatsız ettiği kadar onları rahatsız etmez. Dolayısıyla "Atma Ziya" denilecek kadar tonla şey uydurabilirler.

Kişilik bozukluğu

Bunun açık bir yalan olması, pek çok insanı rahatsız etse de, yalanı söyleyen ya da yalancıyı savunanlar için herhangi bir rahatsızlık oluşturmaz. Bu açıdan bakınca da yalan söylemekten kendini alamama durumunu, bariz bir kişilik bozukluğu olarak tanımlanabilir.

Pek çok insan, "Atma Ziya" seviyesindeki yalancılarla olağan bir ilişki içerisinde olabilir veya bu insanların neden yalan söylediklerini anlamayabilir. Fakat, bu yerleştirme çabası sonuçsuz kalır. Esasında, bu insanlar, iki laflarından birisinin yalan olduğunu bile fark etmezler, çünkü bunun bilincinde değillerdir. Bu yüzden çoğunlukla doğruyu söylediklerine inanırlar. Yani asıl mesele doğruluk değil karşı tarafa gösterilmek istenen güçle ilgilidir.

Kişi, söylediği yalan sonucunda bir fayda sağlıyorsa, yalan söylemeye devam ediyor. Bu da; dürüst olmamanın yaygınlık göstermesi için bencilliğin yeterli olduğunu ortaya koyuyor. Yani dürüst olmayan davranışlar tekrarlandığında bu durum giderek daha da yaygın bir hâl alıyor.

Empatik insanlar için tehlikeli

Bu durum, aşırı empatik insanlar için son derece tehlikeli. Çünkü bu insanlar narsistlerin birinci kurbanlarıdır. Empati duygusu yüksek kişiler, birisinin yalan söylediğini gördüklerinde, sahip oldukları aşırı empati hissinden kaynaklı onu anlamaya çalışırlar. Empati yetenekleri onları suçlamak yerine bir neden aramaya yöneltir ya da doğrudan kendilerini suçlarlar. Yalan bir kez başladığında, bu durum; kurbanın, kendisini hatalı hissedeceği şekilde manipüle edildiği bir süreçle sona erer. Ve bu durum çarpıtılmış bir gerçeğe inanmaya kadar gidebilir.

Ancak ne yazık ki, insanlar kendilerinden şüphe etme eğilimi gösterirler. Çünkü yalanlar gerçeğe ağır basar ve yükselişe geçer. Basit, beyaz bir yalanla başlayabilir ve birkaç ay sonra, kurbanın yaşamı, uzun bir masal ağıyla örülmüş duruma gelir. Eğer birisi yalan söylüyorsa, mümkünse yalanına bir bahane bulmaya çalışmayın. Yalan, yalandır ve bu yalanı, kaynağına götürdüğünüzde; kişi, bunun sizin suçunuz olduğunu ya da böyle bir şey söylemediğini söylerse, ortada son derece yanlış giden bir şeyin olduğunu bilmelisiniz.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz