Sezar, Korsanlardan İntikamını Nasıl Aldı?
Julius Caesar, denildi mi akıllara evvela tarihin en meşhur suikastı gelir.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Julius Caesar'ın ölümü kadar hayatı da son derece sansasyoneldi. Bu tuhaf hadiselerden birisi Caesar'ın korsanlar tarafından kaçırılmış olmasıydı.
Julius Caesar, denildi mi akıllara evvela tarihin en meşhur suikastı gelir.
Brütüs'ün psikolojisini ve Suikastı en iyi Julius Caesar oyununda William Shakespeare anlatır.
Neden Roma tek bir adamın önünde eğilsin!
Roma eğilecek ha, bir zamanlar Tarquin kral ilan edildiğinde Atalarım o zorbayı sürüp atmışlardı Roma'dan.
Sezar'a karşı toplanan muhalefet birbirine ihanet etmemek üzere ant içmek için Brutus'un evinde toplandığında Brutus buna karşı çıkar:
Hayır, and içmek yok
Eğer her birimizin yüzündeki ifade
Ruhumuzun çektiği eziyet
Bu haksızlık ve yolsuzluk düzeni karşısında birleştirmeye yetmiyorsa bizi
Herkes evine ve sıcak yatağına geri dönsün.
(Julius Caesar - William Shakespeare)
Sonrasında Sezar'ın 23 defa bıçaklandığı malum hadise yaşanır. "Sen de mi Brutus, o zaman öl Sezar!" sözleri de Shakespeare'den hafızalara kalacaktı.
Her ne kadar akıllarda en büyük hain Brutus olarak kalmışsa bu haksızlıktır, çünkü Sezar'ın mutlak vekili olan Publius Cornelius Dolabella da komplocularla iş birliği halindeydi.
Ayrıca halka Sezar'ın öldürüldüğünü açıklayan metni okuyan Lucius Cornelius Cinna da Sezar'ın biricik akrabasıydı.
Komplodan sonra suikastçılar halkın onları coşkuyla karşılayacağını sandı. Hatta Brutus halka yapmak üzere uzun bir söylev de hazırladı.
Oysa halk biranda taşmış, suikastçılar canını ancak gladyatörlerin korumasında Capitolinus Tepesi'ne çekilerek kurtarabilmişti.
Çiçero, suikastı destekleyenler arasındaydı; ama fiili olarak cinayette bulunmamıştı; çünkü sürgündeydi.
Haberi aldığında sorduğu ilk soru Marcus Antonius'un öldürülüp öldürülmediğiydi. Ölmediğini öğrendiğinde adeta yıkılacaktı.
Nitekim Roma büyük bir iç savaşa sürüklenmiş, suikastçılar mağlup edilerek cumhuriyet ortadan kaldırılacaktı.
Yerine imparatorluk kurulacak ve Sezar'ın hayalleri ölümü ile mümkün olacaktı.
Julius Caesar'ın ölümü kadar hayatı da son derece sansasyoneldi. Bu tuhaf hadiselerden birisi Caesar'ın korsanlar tarafından kaçırılmış olmasıdır.
Julius Caesar'ın kaçırılması
Akdeniz dünden bugüne dahi korsanlar için bir cennetti.
Birçok adanın ve girintili kıyılara sahip limanların bulunduğu Akdeniz havzası korsanlara önemli avantajlar sağlıyordu.
Ele geçirilecek geminin tuzağa düşürülmesi veya bir deniz pususu sonrası saklanmak için Akdeniz kıyılarından daha ideal bir havza düşünülemezdi.
Ayrıca stratejik güzergâhların bulunması trafiğin işlek olmasını sağlıyordu ki bu da ticaret gemilerine baskın yapmayı kolaylaştıran faktörlerden birisiydi.
Bu durumun bir sonucu olarak bugün Ege olarak nitelendirilen Batı Anadolu kıyılarından İspanya ve Cezayir kıyılarına kadar geniş bir korsan ağı meydana gelmişti tarihte.
Roma döneminde bu korsanlık faaliyetlerinin öncüleri ise Kilikyalılardı.
M.Ö. 75'te Romalı genç Julius Caesar korsanlar tarafından kaçırıldı.
Rodos adasına eğitim almaya giden Jül (kutlu) Caesar henüz Roma'nın hâkimi değildi; ama önemli bir aileye mensup bir asilzadeydi.
Korsanlar bu şık giyimli ve maiyetinde insanlar bulunan genci fidye karşılığı alıkoydu.
Korsanlar o dönem için bir servet edecek miktara karşılık gelen 20 talant gümüş talep etti; ama Casear bu rakama karşı çıktı. Bu rakamın en azından 50 talantı bulmasını istedi.
Korsanlar, bu tepkiye şaşırsa da genç rehinenin teklifini kabul etti.
Bu fidye teklifinin muhatabına ulaşması ve kabul görüp yerine getirilmesi haftalar alacak bir süreyi kapsıyordu.
Julius Caesar, 40 gün kadar korsanların elinde tutsak kaldığı düşünülmektedir.
Bu süre zarfında Caesar, korsanları etkisi altına almış ve bir esirden ziyade korsanların efendisi olarak kendisini kabullendirmişti.
Onlarla spor yapıyor, konuşuyor hatta tepesi attıkça azarlıyordu. Korsanlar tarihin büyük diktatörünün bir dediğini ikiletmiyordu.
Julius Caesar korsanlara alenen serbest kaldığında geri geleceğini ve hepsini direklere asarak katledeceğini söylemekten çekinmiyordu.
Korsanlar bunu boş tehditler olarak değerlendirse de bu aslında Julius Caesar'ın planıydı ve hasımlarıyla paylaşmakta hiç sakınca görmüyordu.
Sezar, bunun yanı sıra fidyeyi de misliyle korsanlardan tahsil edeceğini söylüyordu.
Nihayet genç asilzadenin fidyesi geldi ve serbest kaldı.
Julius Caesar, intikamını almak için Akdeniz'de Kilikyalı korsanların peşine düştü ve kısa süre içerisinde hepsini yakalamayı başardı.
Korsanlar zincire vurularak Bergama'ya götürüldü.
Bergama'daki Asya Prokonsülü Marcus Junius'a teslim edilen korsanların idam edilmesine hükmedildi.
Ayrıca Caesar, 50 talantını da korsanlardan fazlasıyla tahsil etmişti.
Julius Caesar, Bergama'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Junius'un korsanları öldürmekten vazgeçtiğini öğrenince tekrar şehre döndü.
Bu korsanların köle olarak satılmak üzere affedilmesini öngören düşüncelere şiddetle muhalefet etti.
Nihayet korsanlar büyük işkencelerin sonunda direklere asılarak öldürülecekti.
Julius Caesar'ı kaçıran Kilikyalı korsanlar bu hatanın bedelini canları ile ödeyecekti.
Caesar henüz genç bir asilzadeyken dahi nasıl inatçı biri olduğunu göstermişti.
Plütark, Roma halkının bu inatçı ve tuttuğunu koparan adama taparcasına bağlanmasını şu sözlerle eleştirecekti:
Ucu zehirli bir bıçak kadar tehdit edici olan Roma'nın sefil ve muhtaç kalabalıkları bir süre sonra her şeyi Sezar'dan bekler, kurtuluş ümitlerini yalnız ona bağlar duruma geldiler.
Independent Türkçe
YORUMLAR
Yorum Yap