Medya, Ticarethaneye Döndü!
Medyanın para karşılığı haber bültenleri yayınlaması uzun bir süredir tartışılan bir mesele.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Türkiye'nin en büyük haber ajansları, kişiler sosyal medyada "mavi tik" alabilsin diye onlar için paralı haber yapıyor. 1 haberin fiyatı 12 bin lirayı bulabiliyor
Medyanın para karşılığı haber bültenleri yayınlaması uzun bir süredir tartışılan bir mesele.
Herhangi bir editoryal süzgeçten geçirilmeyen bu bültenler, ücreti karşılığında büyük gazetelerde yayınlatılabiliyor.
İşin içinde editör süreci olmadığı için çoğu zaman tamamen doğru olmayan ya da başından sonuna uydurma olan haberlere gazete ve internet sitelerinde rastlayabiliyoruz.
Peki durum sadece bu kadarla mı sınırlı?
Türkiye'de medya, para karşılığı haber yayınlamakta ne kadar ileri gidiyor, sınırları ne derece zorluyor.
Bu konuyu araştırmaya başladığımızda, meselenin aslında çok farklı yüzlerinin olduğunu da fark ediyoruz.
Karşımızda 'mavi tik' haber paketi
Bu kapsamda, Türkiye'nin en büyük haber ajanslarının bir süre önce hayata geçirdiği yeni bir "paralı haber" sistemi gün yüzüne çıktı.
Sosyal medya hesaplarını onaylatarak "mavi tik" almak isteyen binlerce kullanıcı, bu sistemde "hedef kitle" olarak tercih edilmiş durumda.
Buradaki aslı amaç haberin en önemli kuralı olan "kamu yararı" değil, kişinin mavi tik alabilmesi.
Sosyal medya platformları, hesapları onaylamak için kullanıcının gerçekten tanınmış kişi olup olmadıklarını anlamak için bazı kriterler istiyor.
Bunlardan biri de söz konusu kullanıcı hakkında medyada çıkan haberler.
Eğer kişi hakkında medyada birden çok haber yapılmışsa, hesap daha kolay onaylanarak kullanıcı "mavi tik" sahibi oluyor.
Reklam şirketleri ve haber ajansları işbirliğiyle...
Burada, neredeyse bütün medyaya tek tuşla haber servisi yapabilen haber ajansları köprü görevi görüyor.
Bireysel olarak veya bir şirket aracılığıyla bu ajanslara başvuranlar, kendi haberlerini servis ettirmeyi başarıyor.
Bu meseleyi doğrulatmak için Türkiye'nin en büyük 3 ajansına kendimizi bir "reklam ajansı yetkilisi" olarak tanıttık ve hayali müşterilerimize sunmak amacıyla "mavi tik haber paketi" için pazarlık yaptık.
Ajanslardan ikisi fiyat teklifi verirken biri bireysel müşterilere değil sadece şirketlere bülten servis hizmeti sunduklarını söyledi.
Haber ajanslarından biri teklifini e-posta yoluyla da iletti.
Ajansın pazarlama müdürlüğünün bize gönderdiği e-postada aynen şunlar yazıyordu:
Başlıklı bülten (Mavi Tik için) servis fiyatımız tek bülten için: 10.000 TL+KDV'dir. İyi çalışmalar.
6 "Mavi Tik" bülteni 25 bin lira
Bir başka haber ajansıyla yaptığımız görüşmede ise "Mavi tik almak amacıyla" medyaya servis edilecek 6 bültene kadar KDV hariç 25 bin liraya anlaştık.
"Herhangi bir haberi servis ettirebilir miyiz" diye sorduğumuzda ise "Kurumun ilkelerine uygun bir şekilde hazırlanacak herhangi bir haberin servis edilebileceği" yanıtını aldık.
Bütün bu görüşmeler, herhangi bir gazeteciyle, yani haberi editoryal süzgeçten geçirerek bu metnin bir haber olup olmadığını ortaya koyacak isimle değil ajansların pazarlama ekiplerinin temsilcileriyle yapıldı.
Faruk Bildirici: Pervasızlık
Gazeteci Faruk Bildirici, uzun bir süreden bu yana medyada para karşılığı haber yapılmasıyla ilgili itirazlarını dile getiriyor.
Bu meseleyi, Hürriyet gazetesinde "Okur Temsilciliği" yaptığı süre içinde içine girdiği tartışmaları anlattığı "Medyanın Omdusmanı Saray'ın Medyası" kitabında da dile getirdi.
O dönem, Hürriyet gazetesi dışındaki Doğan Grubu üyesi kuruluşlarda haberi paraya dönüştürme uygulamalarının yayıldığını kaydeden Bildirici, kitabında şunları söylemişti:
"Paralı olarak hazırlanan ama reklam olduğu belirtilmeyen sektör sayfaları yayımlanması artık sıradanlaşmıştı. Haber ile reklamın iç içe geçtiği başka formatlar da bulunmuştu. Hatta haber yapmak için açıkça ücret istendiği uygulamalardan bile kaçınılmıyordu."
Bildirici, Doğan Haber Ajansı yönetimine haber için bu denli pervasız biçimde para istenmesinin doğru olmadığı hatırlatıldığında "Diğer ajanslar da yapıyor, ne var bunda" yanıtı verildiğini aktararak şöyle devam etmişti:
"Tabii bu, reklam gelirlerinin düşmesine karşı bulunan yeni yöntemlerden sadece biriydi. Reklam gelirlerini artıracak çareler aranırken gazetecilik ilkelerinin, gazetecilik değerlerinin hiçe sayıldığını kanıtlıyordu."
"Okuyucu ve izleyici kandırılıyor"
Bildirici, Independent Türkçe'ye, haber ajanslarının gelir kalemlerine, mavi tik almak isteyenlerin servis ettirdiği haberlerden elde ettiği paraları da eklemesine ilişkin şunları söyledi:
"Ajansların neredeyse tümü benzer uygulamaları hayata geçirdi. Hepsi para kazanmaya yönelik ve habercilikle ilgili olmayan faaliyetler. Okuyucu ve izleyiciyi tamamen kandırmaya yönelik. Tanıtım metni ya da reklamla gazetecilik içerikleri arasında bir duvar olması gerekiyor. Bir gazeteci de tanıtım metni yazmamalı ve reklamla ilgili hiçbir faaliyette bulunmamalı. Okuyucu ve izleyicinin kandırılmaması açısından reklam, haberden tamamen ayırt edilebilir olmalı. Ama maalesef, ajanslar başta olmak üzere, gazeteler, televizyonlar, internet siteleri bunu tamamen iç içe geçirdi ve okuyucuları, izleyicileri kandırıyorlar. Kamu yararını bir kenara fırlatmış durumdalar. İnsan gerçekten üzülüyor. Bu ciddi bir hata."
Prof. Dr. İrvan: Elem verici, kabul edilemez
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Süleyman İrvan da bu durum bir etik soruna işaret ettiğini vurguladı.
Ajansların "şirket haberleri" adı altına para karşılığı haber servisi yaptıklarının bilinen bir durum olduğunu ve buna da itiraz ettiğini kaydeden İrvan, "Sadece mavi tik amacıyla haber servis edilmesini ise "skandal" olarak nitelendirdi.
"Paralı habercilik etik olarak zaten asla etik olarak onaylanabilecek bir şey değil ama gazeteciliğin bu noktaya düşmüş olması da elem verici. Gazetecilik artık 'nereden para kazanabiliriz' düşüncesi etrafında şekillenen bir meslek değildir. Bu, kabul da edilemez" diyen İrvan şunları ifade etti:
"Reklam amaçlı bir metin yayınlandığı zaman onun zaten reklam olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Ama anladığım kadarıyla karşımızda başka, 'melez' bir kategori var. Olay değil söz konusu kişi haber yapılıyor. Kabul edilebilir bir pratik değil."
Bu işlerden rahatsız bir reklam ajansı sahibi ise şunları kaydetti: "Medyanın para dışında bir süzgeci kalmadı. Etik ilkeler göz ardı ediliyor."
YORUMLAR
Yorum Yap