Kilo Verme Karışımı, Karaciğer Yetmezliğine Yol Açtı!
Aldığı kilolarından kurtulmak için 1 aydan fazladır günde 2 bardak zayıflama çayı içen 45 yaşındaki Emine Özlü’ye karaciğer yetmezliği tanısı konuldu.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Aldığı kilolarından kurtulmak için 1 aydan fazladır günde 2 bardak zayıflama çayı içen 45 yaşındaki Emine Özlü’ye karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Karaciğeri iflas eden genç kadın, hayata nakille tutundu. Prof. Dr. Emre Yıldırım, zayıflama çaylarındaki tehlikeyi ve kolonoskopide bile görünen acı gerçeği tüm detaylarıyla anlattı.
Zayıflama çayı kullanan kadının karaciğeri iflas etti. Karaciğer nakli olan kadın hayata yeniden tutunsa da doktoru zayıflama çayları konusunda uyarıyor.
Arkadaş tavsiyesi hayatını kararttı
Bir fabrikada aşçı olarak çalışan Emine Özlü fazla kilolarından kurtulmak için arkadaşının önerisiyle internetten zayıflama çayı aldı ve günde iki bardak içmeye başladı.
Bayılma şikayetiyle doktora giden 45 yaşındaki kadına karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Karaciğeri iflas etmişti ama başvuru yapılmasından 6 saat sonra kadavradan yapılan nakille yaşamayı tutunmayı başardı.
Milliyet'e konuşan İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. A. Emre Yıldırım bilinçsiz tüketilen zayıflama çayları konusunda uyardı ve "İyi bir amaca ulaşmak için, güvenli ve riskleri net belirlenmiş olan bir yolla güvenilirliği ve risk belirteçleri tam tanımlanamamış yollar arasında yanlış olanı seçmek veya seçmek zorunda kalmak üzücü olandır" dedi.
Zayıflamak için neler yapılabilir?
"Dünya genelinde fazla kilo ile obezite, ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor ve günümüzde her geçen gün giderek görülme sıklığı da artıyor. Beraberinde getirdiği kronik hastalıklar yaşam kalitesini azalttığı gibi erken ölüme de neden olabiliyor. Obeziteden kurtulmak ve sağlıklı vücut kitlesine ulaşmak çok önemli. Ancak bunun için nasıl mücadele edilmesi gerektiği sağlık profesyonelleri tarafından belirlenmeli. Yani bir hekim ve diyetisyenle modern kanıta dayalı tıbbın ışığında temel sağlık kurallarını göz önünde tutarak, öncelikle hastaya zarar vermeden sağlıklı kilo kaybını sağlamak gerekir. Bu hedefe ulaşmak için birkaç yöntem bulunuyor. Kalori kısıtlayan diyetler ve egzersiz içeren yaşam tarzı değişiklikleri, kalori alımını azaltarak harcanan enerjiyi artırmak ve böylece kalori açığı oluşturmak için en güvenli ve kolay yöntemlerden biridir. Başarılı olunamadığı durumlarda kilo verdirici ilaç tedavileri, endoskopik tedaviler ve gerekli durumlarda cerrahi tedaviler uygulanabilir."
'İlk etkilenen organ karaciğer'
Yeni moleküllerin keşfiyle birlikte ilaç tedavi alternatiflerinin başarılı sonuçlar ve tolere edilebilir yan etkiler sunmasının, son günlerde bu yöntemlerin popülaritesinin artmasına yol açtığına değinen Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, "Bu artış, büyük hasta gruplarını içeren çok merkezli çalışma sonuçlarıyla destekleniyor. Bu popülarite beraberinde alternatif yollar aramaya ve sunulmaya neden oldu. Zayıflama çayları, bitkileri, karışımları gibi birçok umut vaat eden ve ulaşımı kolay denetlenmemiş ürünler piyasada bulunuyor. Bunların hiçbirinin bilimsel kurallara uygun çok merkezli, kontrollü çalışmaları yok. Karaciğer, bağırsaklarda emilen birçok maddeyi adeta bir filtre gibi süzdüğü, temizlediği, metabolize ettiği için vücuda sindirim yoluyla giren zararlı bir maddeden ilk etkilenen organ olması doğaldır. Bu maddenin toksik dozları karaciğerin yapısını bozarak akut bir yetmezliğe neden olması sonucunda meydana gelen kalıcı değişiklikler ancak organın değişmesi yani organ nakliyle mümkün oluyor. Bu haber çok nadir gibi görülse de hemen hemen tüm gastroenteroloji uzmanlarının başından böyle kötü bir vaka geçmiştir. Ancak her hasta bu haberdeki gibi nakil şansına ulaşmayıp maalesef vefat edebiliyor" diye konuştu.
'Sıvı kaybı kilo kaybı sanılıyor'
"Söz konusu zayıflama çayı gibi bileşiklerin bilimsel çalışmaları olmadığı için içerisindeki maddelerin ne olduğu, kaç miligram içerdiği hangi organ ile metabolize edildiği, toksik dozunun ne olduğu bilinmiyor” diyen Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Birçoğu esasında idrar söktürücü (diüretik) etkisiyle erken dönemde sıvı kaybına neden olarak yalancı bir kilo kaybını beraberinde getiriyor ve sonra bu sıvı kaybı diğer organları kötü etkiliyor. Önce karaciğeri ve ona bağlı olarak böbrekler, beyin, akciğer, pankreas gibi hayati organları son derece sarsarak kritik bir halk sağlığı sorunu haline getiriyor” açıklamasını yaptı.
'Karışımlar kalın bağırsağı mavi mor renge dönüştürüyor'
‘Kabızlığa iyi geliyor’ diye sinameki içiliyor, kekik 'zayıflama çayı' olarak görülüyor. Ancak doğanın şifalı baharatlarının da olumsuz sonuçlar doğurduğunu da dikkat çeken Prof. Dr. A. Emre Yıldırım, “Posasıyla veya su çekici özelliğiyle kabızlığa iyi gelen kivi, kuru kayısı, kuru incir, kuru erik gibi meyveler ve yemişler var. Bunların etki mekanizmaları ve yan etkileri bellidir. Bunlarda sorun yok. Biz de klinik pratiğimizde sıkça öneriyoruz. Ancak karışımlar böyle değil. Bu tarz bitkiler tüketen hastalara uygulanan kolonoskopik incelemelerde kalın bağırsağın mor-mavi bir renk aldığını bile görebiliyoruz. Buna tıpta melanosiz koli deniyor. Bırakın karaciğer üzerindeki etkilerini bunun yanında sindirildiği organların rengini bile değiştiriyor” bilgilerini paylaştı.
YORUMLAR
Yorum Yap