Kavcıoğlu'nun 'Alma abi' Dediği Sanayici Konuştu!
Kavcıoğlu, banka kredilerinin yüzde 40'a kadar çıkmasını eleştiren sanayici Adem Genç'e "Alma abi, alma" yanıtını vermişti.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, İSO Meclisi toplantısında banka kredilerinin yüzde 40'a kadar çıkmasını eleştiren sanayici Adem Genç'e "Alma abi, alma" yanıtını vermişti. Genç, o gün olanları anlattı.
Olağan toplantıları sakin geçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin 29 Temmuz'da gerçekleşen son toplantısı, alışılmadığı üzere hâlâ gündemdeki yerini koruyor.
Bunun iki nedeni var: Sanayicilerin krediye ulaşamadıkları gerekçesiyle daha eleştirel bir tutum sergilemiş olmaları ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun sanayicilere yönelik "stokçuluk" açıklaması.
Başkan Kavcıoğlu'nun "ucuz krediyi bulup yatırım yapacakken ya da daha ucuz maliyetle piyasaya girecekken, stok yapılmaması gerektiğini" söylemesinin ardından İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan buna itiraz etmişti.
Bahçıvan, stokun birçok nedene dayalı olduğunu bunların başında tedarik krizlerinin geldiğini, bu sebeple sanayicilerin stokçu olmakla itham edilmesinin yanlış olacağını belirtmişti.
"ALMA ABİ, ALMA" TARTIŞMASI
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın konuşmalarıyla başlayan İSO Meclisi, bazı sanayi sektörü temsilcilerinin de kürsü konuşmalarıyla devam etmiş, sonrasında soru-cevap kısmıyla devam etmişti.
Soru-cevap kısmında sorusunu yönelten isimlerden biri de Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve İSO Meclis Üyesi Adem Genç'ti.
Genç'in "Bankaları yüzde 14 ile fonluyorsunuz. Bankalar bunu yüzde 36-40 faizle satıyor" demesi üzerine Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'nun yanıtı ise beklenmedik oldu: "Alma abi, alma!…"
"Tamam serbest piyasa ama buna bir şey deme hakkınız var mı yok mu onu merak ediyorum" diyerek devam eden Genç'e, Kavcıoğlu şu yanıtı verdi: "O bize kalsın ama siz almayın."
Adem Genç'in "Almıyoruz ama almak zorunda kalıyoruz" demesi üzerine Kavcıoğlu şu açıklamayı yaptı:
O vermek zorunda kalacak. Bu hesabı hepimizin iyi yapması lazım. Son 6 ayda 1 trilyon lira kredi kullandırılmış. Tarihi rekor. Bu salonda kimse çıkıp 'kredi bulamıyorum' diyemez. Bu kredi nereye gitti? 6 ayı kıyasladığında (bir önceki seneyle) 4 kat artmış. Biz bundan çok rahatsızız. Onun için kredileri durdurduk. 'Enflasyonla mücadele' dediniz. Nasıl yapacağım ben enflasyonla mücadeleyi? Siz krediyi alıp döviz alırsanız, krediyi alıp üç tane araba alırsanız nasıl yapacağız bu mücadeleyi? Bu mücadeleyi hep beraber vermemiz lazım.
"BANKALAR 21 MİLYAR LİRA KAR AÇIKLADI, VAHŞİ KARLAR OLMAMALI"
O gün medya, Adem Genç'ten, "bir sanayici" ya da "meclis üyesi" olarak bahsetmişti.
Independent Türkçe, o gün neler olduğunu, kendisinin ne demek istediğini öğrenmek üzere Adem Genç'e ulaştı.
Şahap Kavcıoğlu'nu Vakıfbank Yönetim Kurulu'nda olduğu zamanlardan bu yana tanıdığını söyleyen Genç, 29 Temmuz'daki toplantıda sektör temsilcilerinin de kürsü konuşması yaptığını hatırlattı.
Bu kişilerden biri olan Genç'in konuşması daha çok yüksek kur, yüksek faiz ve yüksek enflasyona odaklanıyordu.
"Merkez Bankası'nın enflasyona karşı yapmış olduğu topyekûn mücadeleyi takdir ediyoruz" diyen Adem Genç, bunun yeterli olmadığını ve "herkesin taşın altına eline koyması gerektiğini" vurgulamıştı.
"Enflasyon yükselecek" korkusunun bir kısır döngüye neden olduğunu söyleyen Genç, "Elinde çok parası olan daire alıyor, az olan araba alıyor, daha az olan ikinci el araba alıyor, çok az olan yağ, un, şeker alıyor. Bu böyle oldukça insanlar alacak, aldıkça fiyatlar artacak. Bunu kırmamız lazım" demişti.
İhracatçıları ayrı tutarak "vahşi kârlar olmamalı" diyen Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, "Ekonomi gazetelerine bakıyorum. İki banka altı ayda 21 milyar lira kâr elde etmiş. Şimdi buna sevinelim ama bir yandan da bu, geçen seneye göre yüzde 268 artmış. Neyine sevinelim? Yüzde 20 faizle mevduat toplayıp yüzde 40'lan satıyor. Bankaların da elini taşın altına koyması lazım" ifadelerini kullanmıştı.
"BANKALARIN PARAYI, YÜZDE 40'TAN SATMASINI ENGELLEYECEK BİR MEKANİZMA YOK MU?"
Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada "enflasyon sarmalı" açıklamasına Şahap Kavcıoğlu'nun da katıldığını söyleyen Adem Genç, şöyle devam etti:
Değerlendirmeler sonrası söz aldığımda ben, "Bankaları yüzde 14'le fonluyorsunuz, bankalar bizde yüzde 36-40'tan satıyor bunu" dedim.
Oradaki amacım şuydu: "Bunun niçin engellemiyorsunuz ya da bunu engel olacak bir şey yok mu? Buna bir bakın" demek istedim.
Ben beton satıyorum. Banka da para satıyor. Ben 100 liralık betonu 200 liraya satamazken, bankalar yüzde 14'e aldığı parayı yüzde 40'a nasıl satıyor? "Birinin buna ‘dur' demesi lazım" manasında bir soru sordum.
Başkan "Alma abi alma" derken belki ortamı samimi buldu. Belki tanışıklığımız var diye bilemiyorum… Ama tabii basın o tarafları görmez. "Merkez Bankası Başkanı, iş adamına ‘alma abi, alma' dedi" şeklinde görür.
Şahap Bey, "Alma abi alma" derken, "Hiç kimse bu yüksek faizlerden kredi kullanmazsa, faizleri de bu kadar yükseltemezler, düşürmek zorunda kalırlar" demek istedi. Ama tabii ki kredi kullanmamak şu an mümkün değil. Mesela mazotu peşin alacaksın. Malı vadeli satıyorsun, kredi kullanmak zorundasın.
"SANAYİCİLERİN TAMAMI BİRDEN NASIL 'KREDİ ALMIYORUZ' DESİN?"
Konut piyasasının yükselişte olduğunu, bunun hazır betona da olumlu yansıdığını hatırlatan Adem Genç, "Bu sadece bizim sektör özelinde. Önemli olan sanayicilerin tamamı. "Kimse kredi almazsa faizler belki düşer" de olmuyor işte, kimse mücadele edemiyor. Çek yazılacak, ödemelerin var, temerrüde düşeceksin" vurgusunu yaptı.
"Bankalara bir yaptırım uygulanabiliyor mu? Bankalara bir şey denmiyor mu?" demek istediğini belirten Genç, "O bize kalsın" cevabını aldığını hatırlattı ve ekledi: "Sanayici stok yapmasın" diyorsan bankacıya da "Kardeşim 14'ten aldığın parayı 40'tan satamazsın" denmeli.
Kamu bankalarında kredi faizlerinin düşük olduğunu yineleyen İSO Meclis Üyesi, "Ama devlet bankalarının da gücü nereye kadar dayanacak? Kaç kişiye ne kadar kredi verebilecekler? Yani Şahap Bey'in dediği gibi faizlerin düşebilmesi için bütün sanayinin ağız birliği edip "almıyoruz sizden" demesi lazım ama sanayicinin birlik olabilecek durumu yok. Tabii tek parametre faiz de değil. Bir taraftan döviz artıyor, diğer taraftan faiz, bir taraftan da para yok insanlarda" diye konuştu.
Adem Genç, hazır beton sektörünün durumu, katlandığı maliyetler, konuta yönelik önüne geçilemeyen talep hakkında da Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulundu.
Genç'in açıkladığına göre hazır beton sektörü için en zorlu dönem 2018 ve sonrasındaki pandemi dönemiydi.
Genç, "‘2018 yılında çakıldı' diyebilirim. Birçok firma kapandı ya da çok zor durumda kaldı. Üretimler ciddi şekilde düştü. Eskiden yılda 100-110 milyon metreküp yıllık üretim yaparken, 30-40 milyon metreküpe kadar geriledi" ifadelerini kullandı.
Pandemi sürecinde konutta 1-2 yıl duraklama olduğu zaman konut stoklarının eridiğini, sonrasında ciddi bir talep patlaması olduğunu, bununla birlikte bugün yaşanılan hızlı konut fiyat artışlarını hatırlattı.
Genç'in açıklamasına göre şu anda çok sayıda konut yapılıyor ancak bitmiş konut çok az, talep çok fazla.
Bu taleple birlikte hazır beton üretiminin son bir yılda 60- 70 milyon metreküpe çıktığını söyleyen Genç, " Bu hızda gidersek 2018'deki tarihi zirve 100-110 milyonu yakalarız. Ama bu hızla gideceğini zannetmiyorum. Burada bir duraklama olur gibi düşünüyoruz çünkü para yok, alım gücü düşecek. Alım gücü düşünce satışlar düşecek. Satışlar düşünce müteahhitler yeni projelere başlamayacak" dedi.
Adem Genç, inşaat sektörünün iki bacağı olduğunu söylüyor: Bunlardan biri devlet, Yani TOKİ ve Emlak Konut. Diğeri büyük inşaat şirketleri.
Devletin bu sektördeki rolü sadece konut değil, altyapı yatırımları da olduğu için hazır beton sektörünün müşteri yoğunluğu devlet ve özel şirketlerce yarı yarıya bölüşülüyor.
Konuta talebin artması, konutlar için paraların bir miktarının ya da tamamının proje aşamasında bile nakit ödenmesi hazır beton sektörüne olumlu yansısa da bu sektörün maliyetleri de yüksek.
Adem Genç, "Son bir yılda fiyatı en çok artan ürünlerden biri beton oldu" diyor ve ekliyor:
Hazır betonun ortalama metreküpü 250 liradan satılıyordu geçen sene mayıs ayında. Bu sene 1300 lira. Tabii betonun sınıfları da var. Ortalama bir beton için diyelim bunu.
Peki betondaki artış niye bu kadar yüksek oldu?
Çimento ve beton paralel gider. Yani beton 1300 liraysa, çimentoda 1400-1500 liradır metreküp başına.
Çimentonun maliyetinin yüzde 70'ini petrokok, genel anlamıyla kömür oluşturur. Az bir rakam değil bu. E 150-200 dolara alınan kömür 400 dolara çıktı. Hem dolar artıyor hem de kömürün fiyatı… Diğer bir gideri ise elektriktir. Bunları topladığınızda sürekli artan bir fiyat görüyorsunuz.
Çimentocu dolayısıyla zam yapıyor. Betonun bir bileşkeni de agrega dediğimiz kum, çakıl ya da kum-mıcır karışımı. Bunun maliyet kalemleri de elektrik, mazot ve patlayıcı madde. Maliyetinin yüzde 80'i bu üç kalem. Agreganın da fiyatı 20 liradan 100 liraya geldi. Beş kat arttı. Biz de bunları alıyoruz, beton haline getiriyoruz. Betonun da fiyatı artıyor.
Adem Genç'in açıklamalarına göre beton fiyatı çok hızlı şekilde artmış olsa da hazır betonun bir inşaatın maliyetindeki payı düşük:
Bir inşaatın maliyetinde betona düşen pay ortalama yüzde 7-8'dir. Diğer bir örnek daha verelim. Mesela 100 metrekarelik bir daireye 60-70 metreküp beton gider. Yani maliyeti 70-80 bin lira ediyor.
Bugün bir mutfak yaptırsan 100 bin liradan aşağı yaptıramıyorsun. Ya da bir televizyonu 20 bin liraya alıyorsun. Koca evin beton 70-80 bin lira oluyor. Ki bu miktar, bugünkü yüksek fiyatlar. Çok daha düşüktü bu fiyatlar.
Betonun inşaattaki maliyeti aslında çok değil ama bunu toplu yapılan bir alışveriş olarak düşünelim. Beton fiyat artışı, psikolojik olarak inşaata yansıyor. "Beton arttı. Dairelerin maliyeti arttı. Daire satış fiyatları artacak" deniliyor. Ben bunun suni bir köpük oluşturma olduğunu düşünüyorum. Ancak inşaattaki beton payı yüzde 8. Bir evin parasını yüzde 100 artıracak bir şey değil. Marka evler 7 milyon liraya satılıyor. 7 milyon liralık evin içinde 100 bin liralık bir betondan bahsediyoruz.
Çimento sektörünün borcunun çok fazla olduğunu söyleyen sanayici, ""Onların yatırımları fazla. Bir fabrikanın kuruluşu 200 milyon dolar. Bu yatırımın çoğu tabii ki krediyle yapılıyor. Tabii dövizle ihracat yapıyor olmaları, işin iyi tarafı" dedi.
Bir kamyonun 2,5 milyon lira, pompanın 7,5 milyon lira olduğunu aktaran Adem Genç, şöyle devam etti:
Diyelim ki bir santral, yani beton üretim tesisi kuracaksınız. 10 kamyon, 25 milyon lira ediyor. Dört tane pompa alsan. 30 milyon lira ediyor. Zaten santralin kendisi, altyapısı 15 milyon lira.
Topladığınız zaman 60 milyon liraya basit bir santral kuruyorsunuz. Bugün 60 milyon lira ciddi fabrikalar kurulur.
Bugün Hazır Beton Birliği bünyesinde yaklaşık 100 firma var. Türkiye genelinde ise 250 firma var. 700-800 de santral. Yani bu bulduğumuz rakamı, 700-800'le çarpacaksınız.
Tabii amortismanlar da yüksek. Kamyonlar 2-3 senede yıpranıyor. Sürekli yatırım yapmaya ihtiyacınız var. Bizim sektörün borçlanmasının nedeni yatırım.
Kamu bankalarından kredi alan var ama kamu bankaları da çok fazla kredi vermiyor. Eğer yatırım kredisi olursa bir miktar veriyor. 2018 krizinden sonra betonculara çok kredi verilmiyor.
Adem Genç'e göre yeniden bir savaş ya da enerji krizinin patlamaması durumunda konut fiyatlarındaki hızlı artış yavaşlayabilir:
Bizim öngörümüz beton fiyatı dahil inşaat malzemelerindeki fiyat artışı yavaşlayacak. Bu kesin. Bizde mesela son zam yapıldı bu ay betona. Bana göre bundan sonra yavaşlar. Tabii savaş, enerji krizleri gibi krizler olmazsa inşaat fiyatları bu seviyelerde gider.
Bu durumu müteahhitler de değerlendirirse her ay yüzde 10'luk konut fiyat artışı olmaz. Hatta varsa köpük fiyatlar, geri gelir. Çünkü bir taraftan alım gücü de kalmadı.
Tabii yabancıların ev fiyatı alımı devam edecektir. Onlara ucuz kalıyor. Bence bundan sonra konut fiyatlarında son altı ayda alıştığımız artışlar olmaz.
INDEPENDENT / GÖKÇEN TUNCER
YORUMLAR
Yorum Yap