Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kabine Sonrası Önemli Açıklamalar!
Yeni yılın ilk Kabine toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrası açıklama yaptı.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Yeni yılın ilk Kabine toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonrası açıklama yaptı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: "Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Şu an televizyon ekranları başında, sosyal medya mecralarında ve radyo kanallarında bizleri takip eden vatandaşlarıma da selamlarımı iletiyorum.
Gönül ve kültür coğrafyamızın farklı köşelerinde hayat, haysiyet ve hakikat mücadelesi veren tüm kardeşlerimi aynı şekilde hasretle kucaklıyorum. Yüce Mevla'dan kendilerine kolaylıklar temenni ediyorum. Bölgesel gelişmeler bağlamında sancılı ve sarsıntılı bir yılı geride bıraktık. Yeni beklentiler ve büyük umutlarla 2025 yılına merhaba dedik. Yeni miladi yılın ülkemizdeki, bölgemizdeki ve dünyadaki tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan kabul ediyoruz.
'İSRAİL'E ULUSLARARASI BASKI ARTIRILMALI'
Son asrın en barbar soykırımlarından birini yaşayan Gazzeli kardeşlerimiz için 2025 senesinin ateşkese, barışa, huzura vesile olmasını diliyorum. Türkiye olarak ilk günden beri Filistin'de kanın ve katliamın durması için tüm yolları deniyoruz. Gazze halkının çektiği sıkıntıları hafifletebilmek adına Kızılay'ı, AFAD'ı, sivil toplumu ve hayırseverleriyle tam bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. Uluslararası toplumun İsrail hükümeti üzerindeki baskıyı arttırması için de diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık. Gazze'de barış umutlarını tekrar yeşertecek bir kapının aralanması için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Netice alıncaya kadar da buna devam edeceğiz. 1 Ocak sabahı, 1 Güneş Doğuyor sloganıyla bir araya gelen Türkiye'nin ve Türk milletinin Filistinli kardeşleriyle dayanışmasını ortaya koyan tüm vatandaşlarıma buradan hasreten teşekkür ediyorum. Yaklaşık yarım milyon kardeşimiz Gazze'nin kimsesiz ve sahipsiz olmadığını İstanbul'dan tüm dünyaya bir kez daha haykırmış şahsımızın ve milletimizin hissiyatına tercüman olmuşlardır.
'İNSANLIK İTTİFAKINDAN RAHATSIZ OLDULAR'
Tabii burada şunu da büyük bir taciple ifade etmek durumundayım. Ülkemiz ve milletimiz adına iftihar verici bu sivil toplum buluşmasından bakıyorsunuz birileri hemen rahatsız oluyor. Galata Köprüsü'nde vücut bulan insanlık ittifakına tepki gösterenler açık söyleyeyim insanlıktan nasibini almamış vicdan fukaralarıdır. Çünkü kalbinde zerre merhamet olan hiç kimse insanlık vicdanının ayağa kalktığı böyle bir gaddarlık karşısında tepkisiz kalamaz. Türkiye'nin mazlumlarla dayanışma içinde olması ancak zulüm ile abat olmaya çalışan zalimleri endişelendirir, tedirgin eder, rahatsız eder. Biz şu ilahi müjdeye tüm kalbimizle inanıyor ve iman ediyoruz. Allah sabredenlerle beraberdir. 61 yıllık zulmün ve 13 yıllık katliamların ardından Suriye'de nasıl inanç, iman ve sabır kazanmışsa inşallah Filistin'de de hak yerini bulacak adalet güneşi zulmün karanlığını delip geçecektir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen toprak bütünlüğü ile bağımsız Filistin devleti mutlaka kurulacaktır.
Rabbim içinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine mazlum Filistin halkının yar ve yardımcısı olsun diyorum. 1 Ocak tarihi itibariyle müşerref olduğumuz mübarek 3 ayların milletimizin yanı sıra İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini, dünyanın dört bir yanında eziyet çeken müstazafların acılarının dinmesinin başlangıcı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
İktidar sorumluluğunu üstlendiğimiz 2002 yılından beri bizim siyasetteki gayemiz hep insanımıza hizmet oldu. Eser ve hizmet siyaseti diyerek kavramsallaştırdığımız bu ilkemizden hiçbir zaman ödün vermedik. Sabun köpüğü misali gelip geçici başarılara değil, ülkeye ve millete uzun vadeli fayda sağlayacak kalıcı kazanımlara odaklandık. Siyasette de hükumette de devlet idaresinde de insan ve hizmet odaklı bir yönetim anlayışına sahibiz. 2024 yılını başta dış ticaret olmak üzere birçok alanda rekorlarla, büyük başarılar ve sevinçlerle kapattık. Bölgemizde ve dünyadan yükselen tüm krizlere ve olumsuzluklara rağmen 2024 yılı mal ihracatımız 2023 yılına göre %2,5 oranında artışla 262 milyar dolara çıktı. Bir diğer önemli veri olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 5,5 puan artarak %76,1'e ulaştı. 2002 yılında bu oran yalnızca %50 seviyesindeydi. Bir başka çarpıcı oran şudur, oran yüksek teknoloji ürünlerin ihracatı 92,4 milyar dolara yükselmiştir.
Hizmet ihracatında 110 milyar dolarlık hedefimizi zaten yakalamıştık. Şimdi bununla yetinmiyoruz. Gelecek sene için çıtayı biraz daha yukarı çekiyoruz. 2025 yılında mal ve hizmet ihracatı hedefimizi 390 milyar dolar olarak belirledik. İnşallah bunun da üzerinde bir ihracat rakamıyla yılı kapatacağız. İhracatçılarımız da el ele, omuz omuza vereceğiz ve Türk ürünlerinin tanınmadığı, satılmadığı, girmediği hiçbir ülke bırakmayacağız. Ülkemize her sene yeni rekorlar yaşatan tüm ihracatçılarımızı bugün bir kez daha tebrik ediyorum. Kendilerinden daha fazla çaba beklediğimi burada da vurgulamak istiyorum.
'ENFLASYONDA İYİ BİR NOKTADAYIZ'
İhracat tarafında bu başarı hikayelerini yazarken, enflasyon ve istihdamda da hamdolsun çok iyi bir noktadayız. TÜİK tarafından açıklanan son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit ediyor. Uyguladığımız politikalar sayesinde, enflasyon aralıkta aylık bazda %1,03 olurken, yıllık bazda %44,38'e gerilemiştir. Senelik enflasyon 2023 sonuna kıyasla 20 puan, 2024 Mayıs ayındaki zirve seviyesine göre ise 31 puan düşmüştür. Enflasyonda düşüş trendi inşallah daha da hızlanacak. Bununla ilgili çok kapsamlı bir yol haritası oluşturduk. Buna göre para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, maliye politikası kanalı enflasyonla mücadeleye çok güçlü destek verecek. Üçüncüsü, bütçe imkanları elverdikçe yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz. En son akaryakıt ÖTV'sinde bunu yaptık. Dördüncüsü, Dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz.
'FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAĞIZ'
Hayat pahalılığıyla ilgili milletimizin şikayet konularının en başında konut fiyatları ve kiralar geliyor. Bunda özellikle 6 Şubat depremleriyle beraber ortaya çıkan ilave konut talebinin şüphesiz etkisi var. Ancak belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak bir fırsatçılığın ve aşırı kar hırsının olduğunu da müşahede ediyoruz. 2024 yılı içinde döviz kuru gibi mazeret olarak öne sürülen unsurlar stabil kaldığı halde bazı sektörlerde fahiş fiyatlamalar maalesef devam etti. Şöyle bir tabloya şahit oluyorsunuz. Enerji, yakıt, döviz kuru işçilik maliyetlerinde oluşan farkla satılan ürünün veya sunulan hizmetin fiyatı arasındaki bağ kopma noktasına gelmiş. İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında da aynı şekilde kimi zaman uçurum oluşuyor. Mesela asgari ücretteki artış sebebiyle maliyet belki 2-3 birim artarken bu artış bahane edilerek fiyatlara 5-10 birim zam yapılabiliyor. Bu fiyatlama davranışının ekonomik sebeplerden ziyade açgözlülükten, tamahkarlıktan ve vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikardır. Tabii ki işini düzgün yapan, helalinden kazanan, dürüst, ahlaklı, vicdanlı işletmelerimiz çoğunluktadır. Ve bunlar sözlerimizin muhatabı değildir. Biz de zaten bu kardeşlerimizi tenkit değil ancak takdir ve tahkif ederiz. Aziz milletim, partimizin Bursa İl Kongresi'nde yaptığımız çağrının gerisinde işte bu gerçekler vardır.
'MİLLETİN CEBİNE EL ATANLARA TOLERANS TANIMIYORUZ'
Fırsatçılıkla mücadelede devlet elbette gerekeni yapmakla mükelleftir. Geçen yıl gerçekleştirilen denetimlerde tüketicileri mağdur eden, fahiş fiyat uygulayan ve piyasayı bozan 224 bin firmaya yaklaşık 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir. Sadece otomatif, stokçuluk, emlak, bunun yanında kuyumculuk ve fahiş fiyat denetimlerinde 1555 gerçek ve tüzel kişiye toplam 366 milyon liralık ceza uygulanmıştır. Bir diğer önemli konu olan vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için de yoğun çaba harcıyoruz. Bu kapsamda 2024 yılında 1,3 milyon denetim yaptık. 1,4 milyar lira para cezası tatbik ettik. 610 dosyayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Milletin lokmasına, göz dikenlere, sattığı ürüne hile hurda karıştıranlara, etiket oyunlarıyla milletin cebine el atanlara asla tolerans göstermiyoruz. 2025 senesinde bu denetimlerimiz daha da artacak. Ne şirketlerimize haksızlık edeceğiz, ne de gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıların vatandaşın hakkına girmesine eyvallah demeyeceğiz. Serbest piyasa ilkeleri çerçevesinde 85 milyonun tamamının hakkını, hukukunu, çıkarını en üst düzeyde koruyacağız.
"SERBEST PİYASA KURALSIZLIK DEMEK DEĞİLDİR"
Şunun bir defa çok iyi anlaşılması lazım, serbest piyasa kuralsızlık demek değildir. Serbest piyasa başıbozukluk demek asla değildir. Denetimlerimizin amacı serbest piyasaya müdahale değil, işleyişin daha sağlıklı bir zeminde yürütülmesini temin etmektir. Burada şu hususu da söylemek mecburiyetindeyim. Hayat pahalılığıyla mücadeleye vatandaşlarımızın da destek olması, katkı sunması, sürecin başarısı açısından çok önemlidir. Bunun yolu da Bursa İl kongresinde belirttiğim üzere fahiş fiyat uygulayanları boykot etmekten geçiyor. Bakınız, pahalı ürün satanları dize getirecek en etkili yöntemlerden birisi muhalefet rahatsız olsa da hiç şüphesiz boykottur. Vatandaş olarak fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz satın almama özgürlüğümüzü kullanmaktır. Bilinçli tüketici vasfımızı geliştirerek kaliteyi normal fiyatına çekmeyi başarabiliriz. Dünyaya baktığımızda geniş bir yelpazede bunun çok sayıda örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu konuda devlet millet el ele vererek çok daha etkin sonuçlar alabiliriz.
Nitekim uyguladığımız politikalar neticesinde enflasyonla mücadelede son bir buçuk senede hakikaten önemli mesafe katettik. Enflasyon düştükçe işçimiz, memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız dahil 85 milyonun tamamının alım gücü de artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇALIŞMALAR
Geçen yıl kabinemizin ana gündemlerinden bir diğeri deprem bölgemizin yeniden ayağa kaldırılmasıydı. Asrın felaketinin ardından bölgede asrın inşaat seferberliğini başlattık. 2023 ve 2024 yılında bu amaçla günümüz fiyatlarıyla toplam 2,6 trilyon lira harcadık. Yani bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında bir harcama yaptık. 155.000 yuvamızın anahtarlarını Kahramanmaraş'ımızda hep birlikte afetzede kardeşlerimize teslim etmiştik. İnşallah yapımını tamamladığımız 201.000 yeni yuva ve iş yerimizin anahtarlarını da yakında hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz. Şunu büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim. Bugün depremzedelerimizin barınma başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını giderdiğimiz umut dolu bir tabloyla karşı karşıyayız.
"MÜFLİS SİYASETÇİLERİ 2025 YILINDA DA MAHCUP EDECEĞİZ"
2025 yılında da deprem bölgesi en önemli ve öncelikli gündemimiz olmayı sürdürecek. Aynı gayret ve azimle çalışarak kalan 252.000 konut ve iş yerimizi de 365 gün içerisinde tamamlayacağız. Böylece 2025 yılı içerisinde toplamda 453.000 yuva ve iş yerimizi afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. İnşallah yıl bitmeden deprem bölgesindeki 11 ilimizde tüm vatandaşlarımız huzurlu, güvenli, dayanıklı yuvalarına kavuşacak. İş yerini açmayan hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. Şehirlerimizi süratle, inşa ve ihya faaliyetlerimiz için 2025 yılı bütçesinden toplam 584 milyar lira kaynak ayırdık. Erdoğan bu enkazın altında kalır diyerek milletin acılarına ne kadar duyarsız olduklarını gösteren müflis siyasetçileri Allah'ın izniyle 2025 yılında da mahcup edeceğiz.
'TÜRKİYE DOSTLARI İÇİN BİR GÜVEN VE EMNİYET KAYNAĞIDIR'
Türkiye olarak 3 kıtanın kalbinde bulunan, stratejik önemi yüksek, küresel bilek güreşinin hiç eksik olmadığı bir coğrafyada yer alıyoruz. Böyle bir coğrafyada hayatta kalmanın birinci şartı caydırıcılıktır. Burada haklı olmak yetmez. Hakkınızı korumak için aynı zamanda güçlü de olmak zorundasınız. Romantikler ve ülkemizdeki muhalefet anlamasa da bu coğrafyada masadaki gücünüz bileğinizden gelir. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz boyunca bu hakikati defalarca tecrübe ettik, yaşadık ve gördük. Sendelediğimiz her dönemde yanı başımızda ilk biten adeta kanımıza susamış hasımlarımız oldu. Hasta düştüğümüzde döşümüzden bir parça et koparmak için kimlerin hangi devletlerin sıraya girdiğini asla unutmadık ve unutmayacağız. Sevr Anlaşması Allah korusun zayıfladığımızda başımıza neler geleceğini gösteren bir ibret vesikası olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Milli mücadele ile sevri yırtıp atmakla kalmadı. Aynı zamanda bu ülkeyi bir daha böyle bir travmayla karşı karşıya bırakmamak için yemin ettik. 2002'den bu yana bizim de temel hedefimiz milletimizin bir daha asla beka sorunu yaşamamasıdır. İçeride ve dışarıda attığımız birçok adımın gerisinde yine bu vardır. Savunma sanayi alanındaki yatırımlarımız savaşa hazırlanmak için değil barışı, istiklali, istikbali, bağımsızlığı muhafaza ve müdafaa içindir. Şu politikamızı her fırsatta vurguluyoruz. Türkiye dostları için bir güven ve emniyet kaynağıdır. Ama vatanımıza uzanan kirli elleri de kimin olduğuna bakmadan kıracak kudrete fazlasıyla sahibiz. Aziz milletim bu anlayışla savunma sanayi hamlelerimizi sürekli ileriye taşıyoruz. Nereden nereye geldiğimizi bugün kısaca hatırlatmak isterim.
2002'de sadece 56 firma varken bugün bu sayı 3500'ü geçti. Savunma projelerinin sayısı son 22 yılda 62'den %80 yerlilik oranıyla 1132'ye yükseldi. Büyüklüğü de 100 milyar doları aştı. Sektörün cirosu 1,1 milyar dolardan 2023'te 15,5 milyar dolara çıktı. İHA, SİHA, elektronik harp ve savaş gemisi üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. 2002 yılında 248 milyon dolar olan ihracatımız 2024 yılında bir önceki yıla göre %29'luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaştı.
2024 hedefimiz olan 64,5 milyar doları %11 oranında aşarak yeni bir rekor kırdık. Geçen yıl uzay, hava, kara, deniz, elektronik harp ve ar-ge alanlarında bir çok önemli projeyi hayata geçirdik. Milli Muharip Uçak KAAN'ın uçuş testlerine devam edilmiş Gökbey helikopteri ilk teslimatını gerçekleştirmiştir. KIZILELMA insansız savaş uçağı prototip üretim ve testleri sürerken ANKA 3, Bayraktar TB3, TB2, AKINCI ve AKSUNGUR İHA'ların kabulleri yapılmıştır.
"MAVİ VATANDA DONANMAMIZIN GÜCÜNE GÜÇ KATACAK PROJELERİN STARTINI VERDİK"
TB3 TCG Anadolu'ya destek ekipmanı kullanmadan iniş ve kalkış yapmıştır. Böylece kısa pistli bir gemiden iniş kalkış yapabilen ilk SİHA olarak tarihe geçmiştir. Deniz sistemlerinde Piri Reis Denizaltısı'nı hizmete aldık. Hızır Reis Denizaltısı deniz denemelerine başladı. Murat Reis'in çalışmalarına devam ettik. Yerli ve milli olarak geliştirilen çelik kubbe projesine bismillah dedik. Daha burada saymaya kalksak saatler sürecek nice savunma projesini geride bıraktığımız yıl devreye aldık ilerlettik veya başlattık. 2025 yılında inşallah bunlara yenilerini ekleyeceğiz. Geçtiğimiz hafta ana muhalefetin safsata diyerek burun kıvırdığı mavi vatanda donanmamızın gücüne güç katacak projelerin startını verdik.
"ARKASINA TERÖRÜ VE TERÖRİSTİ ALARAK SİYASET OLMAZ"
Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak yakın gelecekteki en önemli önceliklerimizden biridir. Terörün ve şiddetin hüküm sürdüğü bir iklimde demokrasinin gelişmesi, serpilmesi, kendi ayakları üzerinde durması mümkün değildir. Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi buna izin vermez. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyasetinin üzerinden çekildikçe inşallah Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü bir zemine kavuşacaktır. Bir diğer husus ise şudur, komşumuz Suriye'de gerçekleşen epik devrimle birlikte hem bu ülkede hem de bölgemizde artık yeni bir dönem başlamıştır. Yeni Suriye yönetiminin ülkenin toprak bütünlüğü ve birliği temelinde bir Suriye inşa etmeye çalıştığını, bunda da kararlı olduğunu görüyoruz. Bizim de samimi arzumuz, beklentimiz, politikamız bu yöndedir.
'BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ'
Suriye'deki ihtilafı ve DEAŞ tehdidini fırsata çevirip farklı hülyalar görenler, son gelişmeler sonrasında bölgemizin kadim gerçekleriyle yüzleşmişlerdir. Bu gerçek, bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığıdır. Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananları bekleyen tek akıbet, silahlarıyla birlikte toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum, bunun önüne hiçbir güç geçemez. Suriye'nin parçalanmasına, üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda risk görürsek gerekli adımları süratle atarız. Türkiye, bekasını koruma noktasında tavizsiz iradeye sahip olduğunu pek çok kez göstermiştir. İş o raddeye varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz. Biz iktidar ve ittifak olarak 'terörsüz Türkiye' hedefimizi öyle veya böyle ama mutlaka gerçekleştireceğiz. Açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bedelini onlara misliyle ödetiriz.
YORUMLAR
Yorum Yap