Yeşil Alan Çocukların Ruh Sağlığını İyileştiriyor!

"Araştırma, dışarıda geçirilen zamanın önemini gösteriyor"

Bilim insanlarına göre, şehirde ormanlık alanların yakınlarında yaşayan çocukların akıl sağlığı ve bilişsel gelişimi daha iyi durumda oluyor.

Nature Sustainability adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırmada, Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'daki 31 okulda 9-15 yaşları arasında değişen 3 bin 568 çocuk incelendi.

Araştırma ekibi ormanları, çayırları ve parkları yeşil alan; nehirleri, gölleri ve denizleri mavi alan diye iki kategoriye ayırdı. Uydu verileri kullanılarak her bir katılımcının, evlerinin ve okullarının 50 metre, 100 metre, 250 metre ve 500 metre mesafesinde hem yeşil hem de mavi alanla ne kadar temas ettiği tespit edildi.

Yaş, cinsiyet ve etnik köken gibi değişkenlere göre hesaplamalarını ayarlayan bilim insanları, yeşil alanla temas etmenin, gençlerin bilişsel gelişimine katkı sağladığını ortaya koydu. Bu kişilerin iki yıl sonra duygusal ve davranışsal açıdan sorun yaşama riskinin yüzde 17 daha az olduğu da görüldü.

Mavi alanlarda benzer bir ilişki görülmezken araştırmacılar, katılımcıların yaşadıkları çevrede deniz ve nehir gibi yerlerin az olduğuna dikkat çekti.

University College London'da akademisyen olan makalenin başyazarı Mikaël Maes, ormanlık alanlar ve daha iyi akıl sağlığıyla bilişsel gelişim arasında bir ilişki kurulduğunu, ancak bunun nedensel olmadığını söyledi. Maes, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ifade etti.

Araştırmaya imza atan isimlerden, London's Global University profesörü Kate Jones, bitki örtüsünün yoğun ve hayvan sayısının çok olduğu yerlerin akıl sağlığına iyi geldiğini ifade etti. Jones, ormanlık alanların da bu açılardan zengin olduğuna dikkat çekti ve "Bulgularımızın muhtemel bir açıklaması bu olabilir" dedi.

Çalışmada yer almayan Reading Üniversitesi Eğitim Enstitüsü Başkanı Carol Fuller ise sonuçların etkileyici olduğunu kaydetti. "Araştırma, dışarıda geçirilen zamanın önemini gösteriyor" diyen Fuller, bir eleştiri yaptı. Akademisyen, sonuçların arkasındaki nedenin anlaşılması için katılımcılarla doğrudan temas kurulması gerektiğini vurguladı.