Yapılan Cemevlerine Kayyum Atamaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 'Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı' kurulacağını açıkladı. Bu kararı Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı.

Aslan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Erdoğan’ın ‘Alevilere müjdem var’ dediği bizim 35 yıldır dillendirdiğimiz demokratik taleplerimizi sulandırmak. Mevcut demokratik Alevi örgütlerinin kurumlarına karşı alternatif Alevi örgütü kurmak, Alevi kurumlarına kayyum atamak demektir. Alevi kurumları demokratik yapı içinde kurulmuş dernek, vakıf ve federasyonlardır. Seçimi, yönetimi, şekli ve şemali yasalar çerçevesinde kurulmuş tüzüğü olan nasıl yönetileceği belli olan yerlerdir. Alevi kurumlarının 35 yıldır dillendirdiği demokratik talepleri yok sayma, görmemezlikten gelme AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu ve Alevilerin kazanmış olduğu hakları yok saymaktır. Asla bunu kabul etmiyoruz. Polemik değil hakkımızı istiyoruz. Taleplerimiz ve haklarımız bellidir.

'35 yıldır taleplerimiz var'
Şahkulu Sultan Dergahı’nın salonunda Cumhurbaşkanının programında Alevi örgütleri ve kurumları yoktu. 2009-2010 tarihlerinde yapılan Alevi çalıştayının sonucu hüsrandı. Raporda, ‘biz size neyi uygun görürsek’ diyor. Alevi örgütleri ve Alevi toplumu o gün bunu kabul etmedi ve ters tepti. Bir inanç topluluğu ve onun örgütlü yapıları, 35 yıldır her platforma dillendirdiği talepler ile ilgili devleti yöneten hükümetle müzakere etmeye varız dememize rağmen iktidar olan parti ve Cumhurbaşkanı bütün bunlara kulağını tıkayıp kendince kendi anlayışı çerçevesinde ki bu zaman kadar söylediği laflar ortada.

'Aleviler Kültür Bakanlığı'na bağlanamaz'
Demokratik bir mücadele veren örgütsel bir yapı içinde yıllardır dile getiren yapıya alternatif bir yapı. Kürtlerle ilgili, işçilerle ilgili devletin tüm kurumlarına dair nasıl ki kendi kurumunu, Kürdünü, işçisini, memurunu, romanını yaratmaya çalıştıysa kendi Aleviliğini yaratmaya çalışıyor. Alevilerin arasında ayrımcılık ve bölünmeye sebep olacak. AK Parti hükümetinden olan Aleviler ve olmayan Aleviler. Alevilerin demokratik talebine vurulan bir darbe bu. Bu yapılan Alevilerin sorununu çözmeyecek. ‘’İsteyen yerlere inançları yürütebilmek için inanç önderlerine kadro verilecek’’ diyor. Tekke ve Zaviyeler kanunu ortadayken bizim inanç önderlerimizin isimleri belli Dede, Pir, Mürşit, Ana, Baba. Anayasal bir düzenleme yapılamadan isteyenlere ‘Dede’ adı altında işe alacağını, kendi yandaşınızı yaratmaya çalıştığınız Aleviler, bilin ki mevcut Cem Evlerine giremeyecekler, mevcut Alevilerin inancını Alevilere bırakmadığınız için devletin memuru olan bir bebe ile ibadet yapmayacaklarından emin olun. Bu sadece mevcut demokratik talepleri sulandırmak, siyasi malzeme yapmaktan başka bir şey değildir. Alevilik, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanacak herhangi bir kültürel bir öğe değil.

'Ayakta alkışlardık ama...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Alevi kardeşlerimin iç hukuk ve AİHM’de kazanılmış olan haklarını uygulayacağım’ deseydi biz ayakta alkışlardık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Alevi Bektaşi ve Kültür ve Cemevi başkanlığı köy muhtarlarına, derneklere, vakıflara ve federasyona bağlı olan Cemevleri yönetimini yönetecek’’ diyor. Bu ne demektir? Demokratik yollarla belirlenen yönetimleri yok sayıp onların yerine kayyum atamaktır. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Seçmenin irade tercihine saygısızlık yapıldığı gördük ama biz inanç topluluğunun, Alevi topluluğunun kendi kutsal mekanları olarak kabul ettikleri Cemevlerine kayyum atayacaklarını beklemiyorduk."

Mustafa Aslan, Alevilerin taleplerini ise şöyle sıraladı:
· Cemevleri, Alevilerin ibadethanesidir, ibadethane statüsünde yer almasını istiyoruz
· Zorunlu din derslerinin kaldırılması
· İşgal altında olan Alevi dergahlarının gerçek sahibi olan Alevilere devredilmesi
· Alevi köylerine yapılan camilerin kapatılması
· Alevilere yönelik kamu kurumlarında yapılan ayrımcılığa son verilmesi