Türkiye'de Milyonlarca İnsan 'Sadaka' İle Yaşıyor!

Türkiye'de milyonlarca insan sosyal yardım alarak yaşamını idame ettiriyor.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Türkiye'de milyonlarca insan sosyal yardım alarak yaşamını idame ettiriyor.

İzmir Tabip Odası Üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç'ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2019-2020-2021 faaliyet raporlarından derlediği "Türkiye'de Rakamlarla Yoksulluk, Muhtaçlık Durumu / Sosyal Yardımlar 2021" araştırmasına göre 2021'de Türkiye'de sosyal yardım alanların sayısı önceki yılları aşarak 6 milyon haneye ve toplam 27 milyon kişiye ulaştı.

Yardımlar; gıda, giyecek, yaşlılık, dul, öksüz yetim, engelli, eğitim, genel sağlık sigortası veya kronik hastalık için ödenen paralara kadar çeşitli kalemlerde yapıldı.

2021'de kamu kurumları tarafından yapılan sosyal yardım harcaması 97,8 milyar lira oldu. Sosyal yardımların gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki oranı yüzde 1,74 olarak gerçekleşti.

Bu rakamlar kamu kuruluşlarınca yapılan yardımların miktarını kapsıyor. Bir de sivil toplum kuruluşları tarafından yapılanlar var ki onları da hesaba katınca nüfusun neredeyse yarısına yakını hayatının bir döneminde sosyal yardımlardan faydalanıyor.

Her seçim öncesinde gündeme geliyor

Bu kadar kişiyi kapsamasından dolayı sosyal yardımlar, Türkiye'de sosyal ve siyasal yaşamı hatta seçimleri etkileyen önemli argümanlardan biri.

Sonuçta Türkiye yine bir seçim dönemine girmiş durumda. Her seçim öncesinde gündeme gelen konuların başında sosyal yardımlar da bulunuyor.

Bütün partiler vaatleri arasına sosyal yardımları da ekliyor. Özellikle son yıllarda iktidar çevrelerine yakın kişiler gitmeleri halinde sosyal yardımların aksayacağını iddia ederken, muhalefet partileri ise tam tersine güçlendirecekleri iddiasında bulunuyor.

Yine kimi muhalif kişilerin iddiasına göre olanca ekonomik sıkıntıya karşın iktidarın oylarda ciddi düşüş olmamasında ve sokaklarda krize karşı tepkiselliğin görülmemesinde sosyal yardımlar etkili oluyor.

Bu tartışmaların seçimin yaklaşacağı günlerde de yeniden alevlenmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Uluslararası konferansta ele alındı

Tam da bu günlerde sosyal yardımlar uluslararası bir konferansta tartışıldı.

Frıedrıch Ebert Stıftung Vakfı'nın organizasyonuyla 4-5 Kasım 2022 tarihinde Şişli'deki Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'nde düzenlenen "Yoksulluk ve Sosyal Hizmet Konferansı" sosyal yardımlar üzerine çalışan çok sayıda yerli - yabancı akademisyeni konuşmacı olarak ağırladı.

Independent Türkçe, konferansın düzenleme kurulunda yer alan İstanbul Kent Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Tekin ile konuştuk.

Tekin, sosyal yardımlara dair merak edilen soruları yanıtladı.

"Popülist hükümetlerin oy almak için kullandıkları bir sosyal yardım sistemine dönüşüyor"

Türkiye yine bir seçim atmosferine girdi. Gerçekten sosyal yardımlar Türkiye'de siyaseti ve seçimi belirleyen önemli bir faktör mü?

Şimdi siyaseti belirliyor. Sosyal yardımların toplumda bir olumlu etkisi var tabii. Yani yoksulların desteklenmesi olumlu bir şey ama bunun yanı sıra da çok ciddi olumsuz bir etkisi var ki toplumda yoksullar arasındaki bölünmelere de neden oluyor. Popülist hükümetlerin, sosyal yardımlar üzerinden oy devşirmesi politikası var. Bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Yani yoksulları araçsallaştırarak onların oylarını almak için birtakım yardımların onlara aktarılması ve Türkiye'de de zaten hak temelli bir yasal düzeyde tanımlanmış bir destek sistemi yerine bu tür popülist hükümetlerin oy almak için kullandıkları bir sosyal yardım sistemine dönüşüyor.

"Yardımlar, hükümetlerin kendi tabanını oluşturmak için kullandığı bir politik araca dönüşüyor"

Peki bu seçim belirliyor mu?

Bu bir tartışma konusu. Tabii ki bir kısmı sosyal yardım aldığı için o andaki hükümete destek veriyorlar. Ancak hepsinin bu şekilde verdiği anlamına gelmiyor. Bu bir toplumdaki sosyal yardım almayan insanların, alan insanlara karşı da bir tepkisi ya da belli bir kesimin 'Sen şöyle daha fazla aldın, ben daha az aldım' diye toplumda bir karşıtlık, toplumdaki yoksullar arasındaki bir tartışmaya da neden oluyor ki en büyük tehlikelerden biri bu. Aslında sosyal yardım yoksullara, ihtiyacı olanlara ulaşması gerekirken o gruplara da ulaşmıyor sonuçta. Hükümetlerin kendi tabanını oluşturmak için kullandıkları bir politik araca dönüşüyor. Yani yoksulları desteklemekten farklı bir işleve dönüşüyor.

"Toplumunun yüzde 40'ı sosyal yardım alıyor"

Toplumun önemli bir kesimi öyle ya da böyle belli farklı fonlardan yüzde 40'a yakını böyle bir destek alabiliyor. Bütünüyle hayatını kurabilecek bir destek değil ama belirli bir dönemde, belirli bir şekilde destek alıyor. Bu kadar yaygın bir uygulamadan söz ediyoruz. Toplumun bu kadar geniş kesimini etkileyen politikadan bunun çok daha dikkatli ele alınması gerekiyor. Bir seçim malzemesi haline getirilmemesi gerekiyor. Bir hak temelli bir anlayış şeklinde örgütlenmesi gerekiyor. Sadece bu değil. Aynı zamanda da başka birtakım politikalarla birlikte desteklenmesi gerekiyor. Yani sadece sosyal yardımları artırarak yoksulluğu ortadan kaldırmanız mümkün değil. Çünkü zaten parayla ortadan kaldıramayacağınız bir takım yoksulluk ortamları var. Bu yoksulluğu bu tür ortamları değiştirmekle ancak mümkün olabilir yoksulluğu kaldırmak. O nedenle böyle bir birebir bir ilişkisi yok. Sosyal yardımla yoksulluk engellenmiyor. Tam tersi başka araçlara dönüşebiliyor.

"Toplumda depolitizasyona, en yoksulları damgalayan bir politik ortama neden oluyor"

Yaygın bir iddia var. Sosyal yardımların insanları tembelliğe alıştırdığı, üretimden uzaklaştırdığı yönünde. Böyle bir riski var mı?

Bu söyleniyor. Yani genel olarak böyle bir anlayış vardır ama tabii ki bu tür yardımlar ile birtakım çalışma programları, birtakım iş programları birlikte inşa edilebilir. Ve böyle bir kombinasyon olmadığı takdirde dediğiniz gibi böyle bir eğilim ortaya çıkabiliyor. Çok farklı bir şey ki yoksulluğu, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir dinamikten çok toplumdaki parçalanmayı, toplumda bir depolitizasyona neden olabiliyor ve toplumdaki siyasi eğilimlerin iktidara yansıması değil toplum içindeki farklı çatışma grupları arasındaki iktidara yönelik eğilimlerin ortaya çıkmasına neden oluyor ki Türkiye toplumunda bunu çok bariz yaşıyoruz. "Sen yardım alıyorsun, sen yardım almıyorsun. Ben niye almıyorum? O niye alıyor?"  diye ciddi bir tartışma var ki şu an günümüzdeki en büyük sorunlardan biri "Suriyeliler şu kadar yardım alıyor. Biz alamıyoruz" diye en yoksulları bile hedefe oturtan, bunları damgalayan bir politik ortama neden oluyor bu tür yardımlar.

"En yoksullar arasında bölünme ve karşıtlık yaratıyor"

Önemli bir şey söylüyorsunuz. Sosyal yardımlar belli bir süre sonra özellikle yoksul kitleler arasında bir gerileme mi dönüşüyor?

Bakın basında Suriyelilere para veriliyor, bize para verilmiyor diyor yoksullar. Yani bir savaştan kaçmış insanların aldığı yardımların bir sorun haline getirildiği bir dünyada yaşıyoruz. Onun için en yoksullar arasında bölünmelere ve karşıtlığa neden oluyor ki bu aslında en tehlikeli alan bu ve sosyal yardımların bu şekilde tartışmaya açılması. Tabii ki yardım olmalı. Eşit olarak dağıtılmayan bir yardımdan söz ediyoruz. Bu nedenle de tehlikeli bir alan ortaya çıkabiliyor toplum içinde. Toplumu parçalayan bir şeye dönüşebiliyor.

"Politikacılar sosyal yardımların sadaka kültürü yaratması için çabalıyor"

Türkiye'de bugün bir ekonomik kriz var ve sokaklarda bir hareket yok. Şuna bağlayanlar var. Türkiye'de bir kesimde zaten çok para var. Onlar zaten sokağa çıkmıyor. Bir kesim de sosyal yardımlarla ayakta tutuluyor. Gerçekten sosyal yardımların toplumsal hareketlerin önünü kesmek gibi bir etkileyeceği yanı olabiliyor mu?

Çok belirleyici olmasa bile olumsuz bir etkisi var ama daha fazla dediğim bu toplumsal hareketlerin önünü kesmesinin yolu bu tür sosyal yardımların toplumda bir parçalanma yaratması. Toplumda ortak olarak sorunlarını ortaya koyabileceği kesimlerin bir araya gelmesini engellemesi gibi bir işlevi de var.

Kimi muhalifler, sosyal yardımların bir sadaka kültürü yarattığını öne sürüyor. Sadaka kültürü yaratıyor mu?

Evet. Kesinlikle. Zaten politikacılar da böyle bir kültürün yaratılması için çaba harcıyorlar. Bu şekilde bir para aktarımını gerçekleştiriyorlar ve Türkiye'de bütçeden çok ciddi bir fon ayrılıyor bunun için. Bu bir seçim yatırımı olarak ele alınıyor. Yani işin en tehlikeli boyutu bu.

"Türkiye, sosyal yardımlarda Avrupa'dan çok geri"

Özellikle iktidar yanlıları Türkiye'deki sosyal yardımların çok olduğunu söyler ve işte Avrupa'da derler böyle bir şey yok. Türkiye gerçekten sosyal yardımlarda Avrupa'dan ileride mi geride mi?

Yok. Çok daha geri. Türkiye'de de bir büyüme var sosyal yardımlarda. Kendi bütçesi oranında belli bir oranda sosyal yardımlara ayırıyor. Bunun nedeni yoksullara yardım etmekten öte başka anlamları da var tabii ama tabi Avrupa'yla karşılaştırılmaz. Yani Avrupa'da var olan o refah devletinin getirdiği 1945 sonrasındaki toplumsal organizasyonda sosyal yardımların çok büyük bir önemi var. Avrupa'yla karşılaştırılamaz. Ama belki de Amerika'yla karşılaştırabilir belki Ortadoğu ülkeleriyle karşılaştırabiliriz. Böyle bir karşılaştırma yaptığımızda da her ülkede bu sosyal yardımlarda bir büyüme görülebiliyor. Özellikle de popülist hükümetler tarafından bir büyüme. Türkiye'deki tek bir örnek değil. Onlar da fonlar aktarıyorlar yoksullara. Ama bu dediğimiz gibi biraz önce konuştuğumuz bir tehlike olan bir oy potansiyeli yaratma, kendisine bir çevre yaratma politikasının ürünü ve uygulamada da çok tehlikeli. Toplum içinde de kırıcı, toplum içinde farklı grupların birbirlerine karşı tavır geliştirecekleri bir ortamda yaratıyor bütün ülkelerde.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz