Türkdoğan: 'Nefret Söylemi Yasaklanmalı'

"Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Sandık başına gitme vakti yaklaştıkça siyasetin dili sertleşiyor. Dini ve etnik kimlikler üzerinde yürütülen tartışma, "Kürt değil", "Tito artığı" ve "Alevi'ye oy mi verilir?" gibi ifadelerle "nefret" söylemine dönüşüyor

Biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkes'iyle ne diyoruz? Yaratılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Ayrım yok. Öyleyse hep beraber... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

Bu ve benzeri sözler belki yüzlerce kere seçim meydanlarından tekrarlandı. 

Devletin tepesindeki yöneticiler, din, ırk, inanç ayrımı yapmayacaklarının sözünü birçok kere verdi. 

Ancak aksini birçok defa ortaya koyanlar oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunların başından geliyor denilebilir. 

Söz Kürt sorununa geldiğinde Erdoğan, bu konuda çok keskin konuşmayı tercih ediyor. 

Daha önce "Şu anda Edirne Cezaevi'nde olan zatın Kürtlükle alakası var mı? Yok. Bu adam Kürt değil. Ama Kürt kardeşlerimi sömürüyor" diyerek Selahattin Demirtaş'ı etnik kimlik üzerinden eleştiren Erdoğan katıldığı bir televizyon kanalında bu tavrını sürdürdü. 

"Selo Kürt değil…" 

Kanal D - CNN Türk ortak yayınında soruları yanıtlayan Erdoğan, "Terörist başını bırakacaklarmış, Selo'yu bırakacaklarmış, bu ülke bir hukuk devleti" diyerek Millet İttifakı'nı eleştirdi. 

Erdoğan, sözü Selahattin Demirtaş'a getirdi ve şunları söyledi: "Selo'nun kendisi aslında Kürt değildir, Zaza'dır!"

Bir, iri, diri ve kardeş olunarak hep birlikte Türkiye olunacağını savunurken rakipleri etnik ve dini kimlik üzerinden eleştirmeyi sadece Erdoğan yapmıyor. 

Cumhur İttifakı'nın diğer ortakları Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı (BBP) Mustafa Destici de etnik ve dini kimlik üzerinden eleştirilerde bulunmayı tercih ediyor. 

Destici: Tito artığı

BBP Genel Başkanı Destici, Türkiye İşçi Partisi Erkan Baş'ın Berlin doğumlu ve Yugoslavya göçmeni olduğunu belirterek, "Senin gerçek soyadın ne? Jusoviç. Burada neyi kullanıyorsun? Baş'ı kullanıyorsun" dedi.

Baş bu çıkışı “ırkçılık" olarak değerlendirerek tepki gösterdi. Sadece Baş değil, Balkanlar'dan gelen göçmenler de Destici'ye tepki gösterdi. 

Katıldığı programda ifadeleri sorulan Destici, "Söylediklerimin arkasındayım, bunlar Tito zihniyetinin artığıdır" ifadesini kullandı. 

Kimi siyasetçiler ise göçmenler üzerinden yabancı düşmanlığını körüklüyor. 

Sandık başına gitme vakti yaklaştıkça siyasetin dili sertleşiyor. 

Siyaset bilimcilerinin "zehirli dil" diye yorumladıkları "ayrıştırıcı" ve "kutuplaştırıcı" söylem endişe veriyor. 

Siyasiler projeleriyle değil neden etnik ve dini kimlikleri gündeme getiriyor? Bu onlara ne kazandırıyor? 

"Bu ayrımcı ve ırkçı retoriğe son verilmesini umuyorum"

İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Genel Başkanı Akın Birdal'a göre bu "ayrıştırıcı dil" ve üslup kesinlikle yanlış. 

Bunun hem insan haklarına hem eşit ve özgür toplum anlayışına hem de bir arada yaşama anlayışına aykırı olduğunu vurgulayan Birdal, "Irkçılık, nefret ve düşmanlık dilinin ne yazık ki prim yapmış olmasından kaynaklanıyor ve bundan yararlanmaya çalışıyorlar" dedi. 

Akın Birdal bu durumun son bulmasını istediğini belirterek, "Umarım ve dilerim ki halklarımızın eşitlikçi ve özgürlükçü anlayışı 15 Mayıs'ta bu ayrımcı ve ırkçı retoriğe son verecek" ifadelerini kullanarak temennisini dile getirdi.

"Herkes birbirinin dil, din, etnik ve inanç kimlik farkını biliyor"

Eski İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, nefret söylemi üzerinden bir siyaset yürütüldüğünde büyük üzüntü duyduğunu söyledi. 

Nefret söylemi üzerine bina edilen siyasetin artık Türkiye'de bir karşılığının olmadığı kanaatinde olduğunu belirten Türkdoğan, "Türkiye'de yaşayan herkes birbirinin dil, din, etnik ve inanç kimlik farkını biliyor" dedi.

Türkdoğan'a göre Cumhur İttifakı; hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı gibi konuların konuşulmasını engellemek için artık eskimiş, köhnemiş, karşıtlık siyaseti üzerinden medet ummaya çalışıyor. 

"Nefret söylemi yasaklanmalı, suç olmalıdır"

"Herkes Demirtaş ve Baş'ın kim olduğunu biliyor" diyen Öztürk Türkdoğan, şunları kaydetti: 

Onların etnik, inanç veya siyasi kimlikleri nedeniyle ne kadar ötekileştirmek isterseniz isteyin bunun bir karşılık bulacağını düşünmüyorum. İktidar bunu bilinçli olarak yapıyor. Bunu yaparken insan haklarına aykırı davranıyor. İşte bu nedenle nefret söylemi yasaklanmalı, suç olmalıdır. Bu hem evrensel insan hakları sözleşmesinde hem de yüksek mahkeme kararlarında böyledir."

 

Independent Türkçe 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz