TikTok Teknoloji Milyarderlerinin Kontrolüne Geçerse Ne Olur?

Peki, 'broligarkların' sosyal medya üzerindeki etkilerini pekiştirmeleri toplum nezdinde ne anlama gelebilir?

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Elon Musk'ın ABD çapında kalıcı yasak getirilmeden önce TikTok'u satın almayı düşündüğü bildirildi. Peki, 'broligarkların' sosyal medya üzerindeki etkilerini pekiştirmeleri toplum nezdinde ne anlama gelebilir?

ABD'de Yüksek Mahkeme'nin bu hafta TikTok'un satışını zorunlu kılan tartışmalı bir yasayı onaylamasının ardından sosyal medya platformu 19 Ocak itibarıyla ülke genelinde "karanlığa gömüldü."

TikTok'un Çin merkezli ana şirketinin, popüler video paylaşım platformunun ülkede kalıcı bir yasağa tabi tutulmadan önce onaylı bir alıcı bulması gerekiyor. Bu durum, TikTok'u kimlerin satın alabileceğine ilişkin tartışmaların fitilini ateşlerken, son dönemde teknoloji milyarderi Elon Musk'ın uygulamayı satın almayı düşündüğüne dair haberler ortaya çıktı.

2022 yılında satın aldığı ve X adını verdiği Twitter'ın sahibi olan Musk, son zamanlarda, platformu Avrupa siyasetindeki aşırı sağcı partileri desteklemek için kullandığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Peki, sosyal medyaya yaptığı bu son atılım geri kalanımız için ne anlama geliyor? Euronews Next'in görüşüne başvurduğu uzmanlar, Musk'ın TikTok'u satın almasının "uygunsuz ve tehlikeli" olacağını belirtiyor.

Ancak sosyal medya sahipliğinin azalan sayıda güçlü teknoloji liderinin eline geçmesi sorunu Musk'tan ya da herhangi bir TikTok anlaşmasından öncesine dayanıyor.

Her gün milyonlarca kişinin kullandığı TikTok gibi bir sosyal medya uygulaması daha bir teknoloji milyarderinin ya da "broligark"ın eline geçerse, bunun olası yansımaları neler olabilir?

'Çok büyük ölçekte keyfi güç'
Algoritmaları araştıran ve kar amacı gütmeyen bir Avrupa kuruluşu olan AI Forensics'in kurucu ortağı Marc Faddoul'a göre, Meta CEO'su Mark Zuckerberg, Musk ve diğer sosyal medya kurucuları, halkın bilgi edinme biçimini "çok büyük ölçekte" manipüle etmek için "keyfi bir güce" sahip.

Alandaki diğer kişiler de aynı görüşte. İngiltere'deki Glasgow Üniversitesi'nde iletişim alanında kıdemli bir öğretim görevlisi olan Paul Reilly'e göre, yoğunlaşmış mülkiyet, kanallarında neyin tanıtılıp tanıtılmayacağına karar vermenin milyarderlerin "kaprisine bağlı olduğu" anlamına geliyor.

Reilly'e göre, Meta'nın yakın zamanda, kullanıcıların birbirlerini gerçekler konusunda düzelttiği "topluluk notları"nın önünü açmak için teyit uygulamasını ortadan kaldırma hamlesi, kamusal söylemi kendi görüşlerini yansıtacak şekilde nasıl değiştirebileceklerinin bir örneği.

Reilly, "Sık sık ifade özgürlüğünün mutlaklığını savunuyorlar... [ama] bu çok zayıf bir şekilde tanımlanmış," dedi. "Aynı fikirde olmadıkları zaman fikirleri sansürlüyorlar."

Örneğin, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün araştırması, Meta'nın Instagram ve Facebook'ta Filistinli sesleri sansürlediğini ve "gölge yasağı" getirdiğini ortaya koydu.

Avrupa düşünce kuruluşu Bruegel'de kıdemli araştırmacı olan Fiona Scott Morton'a göre, sosyal medya algoritmaları da bu "broligarkların" görüşlerini yayarak "insanları kızdırmayı ve öfkelendirmeyi" kolaylaştırıyor, böylece kullanıcılar ticari çıkarlarıyla uyumlu siyasi partileri desteklemeye devam ediyor.

Morton, "[Halkın] kafası karışık, yanlış bilgilendirilmiş, kızgın, duygusal ve bu yüzden aşırı sağa oy vermeye ya da... zenginlere dev vergi indirimleri yapmaya karar veriyorlar," dedi.

2012'den bu yana sosyal medyada 'aşırı yoğunlaşma'
Teknoloji broligarşisinin sosyal medya uygulamalarını konsolide etmesi 2012 yılında Facebook'un Instagram'ı 1 milyar dolara (970 milyon euro) satın almasıyla başladı. İki yıl sonra şirket, popüler bir mesajlaşma aracı olan WhatsApp'ı 19 milyar dolara (18,47 milyar euro) satın aldı.

Her iki satın alma da ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) tarafından nisan ayında mahkemeye taşınacak bir antitröst davası kapsamında soruşturuluyor.

Faddoul'a göre, her iki satın alma da sosyal medya pazarında "aşırı yoğunlaşma" endişelerine yol açtı.

Faddoul, kullanıcıların artık hem Instagram hem de Facebook'ta paylaşımda bulunarak, platformlar arasında "sinerji" ya da paylaşılan içerik yarattığını ve her iki uygulamanın da daha önce sahip olmadığı yeni demografik özelliklere ulaştığını belirtti.

"[Meta'nın Instagram'ı satın alması], geriye dönüp bakıldığında, büyük olasılıkla Meta'nın sosyal medya pazarındaki gücünü korumaya devam etmesini sağlayan şeydi çünkü... şu anda Facebook'tan daha çok Instagram kullanılıyor."

Musk'ın TikTok'u satın alması durumunda da benzer antitröst sorunları ortaya çıkacaktır çünkü uygulamanın popüler kısa videolarını kendi platformu X ile entegre etmenin bir yolunu bulacağı düşünülüyor.

Faddoul, bunun bir X profilinin ve takipçilerinin TikTok'a bağlanması ve kısa video içeriğinin X kullanıcılarının haber akışlarında çapraz olarak tanıtılması şeklinde olabileceğini belirtti.

Morton, teknoloji milyarderinin TikTok'u satın alması halinde Musk tarafından daha fazla bilgi manipülasyonu yapılabileceği anlamına gelebileceğini vurguladı.

"[Musk] [Twitter'a yaptığının] aynısını yapacak - içerik denetiminden kurtulacak, güvenlikten kurtulacak, herhangi bir standarttan kurtulacak ve bir tür nefret ve sağcı tanıtım aracı haline gelmesine izin verecek," dedi.

'Broligarşi'yi kim sorumlu tutuyor?
ABD'de FTC, sosyal medya ve teknoloji "broligarklarının" rekabete aykırı davranışlarını soruşturmakla görevli.

Faddoul ve Morton, Cumhuriyetçi hükümetlerin çoğunun şirket kârlarını destekleme eğiliminde olması nedeniyle, Trump yönetiminin antitröst düzenlemelerini uygulama konusunda zayıf kalacağını düşünüyor.

Buna ek olarak, Zuckerberg ve Musk gibi sosyal medya kurucuları 2024 kampanyası boyunca ve 20 Ocak'taki göreve başlama gününe kadar kendilerini yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın yanında konumlandırdı.

Faddoul ve Morton'a göre "broligarkların" bunu yapmasının nedeni, Trump'ın ortaya çıkması halinde yasal sorunları onlar için çözebilecek olması.

Faddoul, "[Donald] Trump belki de Büyük Teknoloji'yi örneğin Avrupa düzenlemelerinden ve para cezalarından koruyabilir - bu [Zuckerberg'e] iyi görünüyor," dedi.

Faddoul, sosyal medya şirketlerinin yöneticilerine karşı herhangi bir hesap verme sorumluluğunun, muhtemelen Dijital Hizmetler Yasası'nın (DSA) uygulanması yoluyla Avrupa Birliği'nden (AB) geleceğini belirtti.

Avrupa Komisyonu 2023'te X'te Musk'ın içerik denetleme politikalarına ilişkin bir soruşturma başlattı ve bu hafta daha fazla belge talep etmeye karar verdi.

Faddoul, "Sahip olabileceği siyasi sonuçlara rağmen bu metnin tam olarak uygulandığından emin olmak her zamankinden daha önemli," dedi.

Ancak Faddoul, AB'nin Avrupalı olmayan bir şirketin başka bir şirketi satın almasını engelleme yetkisine sahip olmayacağını belirtti.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz