Suriyeliler: Kalacaklar mı Gidecekler mi?
Suriye’de 61 yıllık Baas yönetiminin sona ermesiyle Türkiye için sığınmacıların geleceği yeniden konuşulmaya başlandı.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Peki son gelişmelerin ardından Türkiye’de yaşayan Suriyeliler ne düşünüyor? Kalmak mı yoksa gitmek mi istiyorlar? Bu sorunun yanıtını sığınmacıların en çok bulunduğu şehir olan İstanbul’da Suriyelilerin en yoğun yaşadığı ilçeler Esenyurt ve Bağcılar’da aradık. 1 milyona yakın nüfusu olan Esenyurt’ta tahmin edilen sığınmacı sayısı 100 bin. İki ilçenin meydanlarındaki dükkanların tamamına yakını Suriyeliler tarafından işletiliyor. İsimlerin önemli bir kısmı Arapça. Birçok isim, Şam kelimesinden türetilmiş; Sham Kuyumculuk, Şam Sacevi, Şam Günleri gibi...
Bayrak satışında artış
Konuşmak istediğimizde öncelikle bir çekince oluşuyor. Ancak Esad’ın devrilmesine ilişkin neredeyse hepsinde gizleyemedikleri bir memnuniyet hakim. Bazı dükkanlara yeni gelen ve satışa sunulan “Yeni Suriye” bayrağına ilgi yoğun. Farklı şehirlerden gelip bazı konularda ayrışsalar da genel görünüm şöyle: Suriye’ye dönme düşüncesi, akrabaları Suriye’de bulunan ve Türkiye’de işçi olarak çalışan genç kesimde daha yoğun. Vatandaşlık alan ve gelir durumu yüksek olanların böyle bir düşüncesi yok. Suriyelilerin tamamı Esad’ın devrilmesinden memnun, hiçbir alternatifin Esad kadar kötü olmayacağını düşünüyorlar.
“Zenginler kalır, yoksullar gider”
Dönmeyi düşünen Suriyelilerin büyük bir kısmı da dönmek için önce Suriye’de tablonun biraz daha netleşmesini bekleme taraftarı. Bu, kimisine 1-2, kimisine 6 ay. Kimisi için ise en az 1 yıl gerekli. Hama’dan gelen ve döviz bürosunda çalışan Muhammed, “Herkesin elinde silah var, o yüzden bir süre daha geçmeli” diyor. İdlip’ten gelen Abdülkerim ise “En fazla 1 yıla kadar Türkiye’dekilerin büyük bir kısmı Suriye’ye döner” düşüncesinde. Dönme fikri herkeste ağır basmıyor. Halepli Adil’e göre çalıştığı da dahil Türkiye’de üç mağazası olan patronu kalır. Samimiyet biraz arttığında “Zenginler kalır, yoksullar gider” hissiyatı yansıyor. Özellikle de Şam’dan gelen, çocukluğu ve gençliği Türkiye’de geçen 24 yaşındaki Muhammed (Bu isim çok yaygın) gibi kişiler, “Ben artık buralıyım, Türkiye de benim vatanım, dönmeyi düşünmüyorum” diyor. Suriye’ye dönme konusunda ekonomik seviye kadar akrabaların Suriye’de olması da belirleyici. Halepli Mahir’den, “Annem orada, ortalık da sakin, ilk fırsatta döneceğim” yanıtını alıyoruz.
Tablo zamanla netleşecek
Dikkat çekici olan durumlardan bir tanesi de kendi aralarındaki kuvveti bağ. Bir Suriyeli esnaftan başkasına geçerken sizden önce size ilişkin sözlü bilgi notunun iletilmesi. Duruma göre yanıt almak ya da “Fazla Türkçe bilmiyor” yanıtı ile geçiştirilmek. Tüm dükkanlarda, Türkiye’den yayın yapan muhalif Suriye kanallarının izlenmesi. Esad destekçileri ve karşıtlarının az sayıdaki ortak düşmanlarından birisi İsrail. İsrail’in geçici olarak Suriye’de bulunduğuna ve ülkeden çekileceğine inanıyorlar. Farklı kimliklerle bir arada yaşama fikrine çok sıcak bakarken olası bir bölünme ihtimaline tepkiler. Bariz destekledikleri politik bir figür yok. Bu figürlerin bu süreçten sonra ortaya çıkacağını düşünenler de var. Bazıları geçici cumhurbaşkanının Eski Başbakan Riyad Ferid Hicab olacağını söylerken, “Peki o şu an nerede sizde” sorusuna aldığımız “Türkiye’de diye biliyoruz” yanıtı ise dikkat çekici.. Erdoğan ile ilgili ne düşünüyorsunuz sorusuna ise ağız birliği yapmış gibi “O Türklerin gündemi, bizi ilgilendirmez” yanıtı veriliyor. Sonrasında da ekliyorlar: “Arap ülkeleri bile bize destek olmazken Erdoğan bize destek oldu, yemek verdi, imkanlar sağladı. Onu eleştirmek bize düşmez, aynı zamanda da haksızlık olur.”
Görünen ve duyulanlar, söylemlerin ne kadar hayata geçeceğini görmek için zamana ihtiyaç olduğu.
YORUMLAR
Yorum Yap