Soframızdaki Düşmanlar!
Yediklerimiz bizlerin en büyük düşmanı da olabiliyor.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Yemekler, aileleri, arkadaşları bir araya getirerek ya da paylaşım anları yaratarak adeta kültürel bir yapıştırıcı görevi görüyor. Aynı zamanda yemekler bizlerin en büyük düşmanı da olabiliyor ancak -yeme bozukluklarının çizdiği sınırlar ve sonuçlarından bahsetmiyoruz- daha çok şarküteri tabağına elimizi götürdüğümüzdeki farkındalık duygusundan bahsediyoruz.
“Her gün yenilen yemeklerin” bazılarının altında çoğu insanın görmezden geldiği ölümcül zararlar yatıyor. Tabağınıza konulan bazı yavaş ölümlere göz atıyoruz!
MARGARİN
Margarin bu listeye, sıklıkla kalp hastalıklarıyla ilişkili olan trans-yağı yüksek oranda içermesi sebebiyle alındı. Kalp krizi dışındaki diğer zararlı sonuçlardan bir tanesi de emzirme. Öyle ki; margarinin içerisindeki trans-yağlar yeni doğan bebeğinize verdiğiniz sütün kalitesini düşürüyor ve ek olarak bu ürünün az bir miktarının bile tüketilmesi insülin seviyenizi yükseltiyor. Yemek pişirirken margarinin lezzet kattığını biliyoruz ancak çok fazla kullanmadan önce tadını bulundurduğunuz gibi risklerini göz önünde bulundurun!
GAZLI İÇECEKLER
Karbondioksitli su, aroma vericiler ve tatlandırıcılar tüm dünyada popüler olan bu içeceklerin 3 ana maddesi. Artı olarak içerisine katılan birçok katkı maddesi bu gazlı içecekleri suya masum bir alternatif olmaktan çıkarıp, en çok tüketilen ölümcül “içeceklerimizden” biri haline getiriyor. Neden mi? Basit. Beyniniz şekerli gazlı içecekler ile tatmin olamıyor ve böylece sağlığınıza hiçbir pozitif katkısı olmadığı halde günlük toplamınıza bu boş kalorileri eklemeye devam ediyorsunuz. Fruktoz gibi ihtiyacınız olmayan yüksek miktarlardaki şekerler karaciğeriniz tarafından glukoza dönüştürülüyor, sonrasında ise vücudunuz bunları yağ olarak depoluyor. Gazlı içecekleri sevdiğinizi biliyoruz, evet. Sağ olsun dopamin de gazlı içecekleri sevmenizde rol oynuyor.
ENERJİ İÇECEKLERİ
Yorgunsunuz ve yine de fiziksel ve mental zorluklarla karşılaşmak zorundasınız, peki bu durumda bunlarla baş etmenizi sağlayan enerji içeceğinden daha iyi bir arkadaş var mı? Enerji içecekleri, riskleri farkında olarak tüketildiğinde işe yarayan içecekler. Enerji içeceklerinin birçoğu birden fazla miktarda içildiğinde zararlı olabilecek kafein, taurin, guarana, B vitaminleri ve glukuronolakton içeren “enerji karışımları”ndan oluşurlar. Bu katkı maddelerinin karışımı yüksek dozlarda tüketildiğinde zararlıdır ve uyuşturucular, sigara ve alkolün etkilerine benzeyen etkiler yapabilirler.
MEYVE SULARI
Meyve suları, üzerlerinde %100 meyvelerden üretilmiştir etiketi de olsa reklamların düşünmenizi istediği kadar sağlıklı değillerdir. Yiyecek ve içecek üreticileri paketlemeden önce meyve sularını oksijeni alınmış devasa tanklarda bir yıla kadar saklamaktadırlar. Bu işlem meyve suyunu neredeyse tatsız bir hale getirmektedir. Peki bayıldığımız “doğal” içeceklerimizi içtiğimizde aldığımız tat nereden geliyor? Tadı olması için sonradan lezzet vericiler eklenmektedir.
BEYAZ EKMEK
Beyaz ekmek lif ve protein bakımından diğer ekmek türlerine göre daha fakirdir. (tam buğday, çavdar verebileceğimiz örneklerden sadece iki tanesi). Lif vücudumuza doyduğunu anlamasında yardımcı olur. Fazladan kalori almayı istemiyorsak tokluk hissi önemlidir. Dahası, insülin artışına davet çıkarır. İnsülin fazlalığına vücut, sağlıklı bir insanda sürekli olarak aktif olmaması gereken hormonların salgılanmasıyla karşılık verir.
HAM BAL
Ham bal zararlı toksinlerin öldürüldüğü pastörizasyon işleminden geçmemektedir. Dolayısıyla bu “yenilebilir” ürün içerdiği grayanatoksin sebebiyle 24 saat boyunca halsizlik, aşırı terleme ve mide bulantısına yol açabilir.
TON BALIĞI
Ton balığıyla ilgili olan problem okyanusların kirlenmesiyle sonradan ortaya çıktı. Ton balığı çok miktarda merkür emiyor ve bunlar- vücudumuz tarafından sindirildiğinde – böbreklerimizden geçiyor ya da beynimize ve diğer yumuşak dokularımıza gidiyor. Bu sebeple haftalık olarak tükettiğimiz ton balığı miktarını, örneğin merküre maruz kalmamış, diğer lezzetli yiyecek alternatiflerine yönelerek kontrol altına almalıyız.
İŞLENMİŞ ETLER
İşlenmiş etler nelerdir? Hot dog, pastırma, sosis, salam, konserve etler, tütsülenmiş et, kurutulmuş et ve tuzlama, kürleme, konserve yapma, kurutma ya da tütsüleme işlemlerine maruz kalmış tüm etler gibi birçok yiyecek işlenmiş et sayılır. İşlenmiş et genellikle yüksek kan şekeri ve diğer ağır sağlık problemlerine sebep olur. Bunları tüketmenin olumsuz sonuçları bu etlerin işlenmesinde kullanılan yüksek ısıların kanserojen olan nitrozamin oluşturmasından dolayı meydana gelir.
KAHVALTILIK GEVREKLER
Kahvaltılık gevrekler girdiğiniz her marketin raflarında yer alıyor. Tek kelimeyle lezzetli olmaları dolayısıyla günün ilk öğünü için favori yiyeceklerimizden bir tanesi. Ancak çoğu insan bu ürünlerin bağışıklık sistemimizi etkileyen genetiği değiştirilmiş organizmalar ile dolu olduğundan habersiz. Eğer kendinizi kahvaltılık gevrek tüketmekten alıkoyamıyorsanız, organik kahvaltılık gevrek tüketmeye başlamayı düşünebilirsiniz.
PEYNİR
Peynir değerli bir kalsiyum, – kalsiyum kemiklerimizi güçlendirir – protein, fosfor, çinko ve diğer bazı vitaminlerin (örneğin: A vitamini, B12) kaynağı olsa da kendimize peynirin yüksek kalorili bir yiyecek olduğunu hatırlatmamızda fayda var. Peynirdeki tüm faydalı besinler yanlış bir yiyecek ile birlikte tüketildiğinde kaybolabilir. Yani en sevdiğiniz nachonun üzerine peynir dökerken iki defa düşünün, “peynir bu, sağlıklı olmalı!”?
YAĞSIZ YİYECEKLER
Yağsız yiyecekler ilk bakışta dengeli ve tatmin edici beslenme için altın madeni gibi görünseler de gerçek bundan çok farklı. Yağ birçok vücut fonksiyonu ve vücudun gelişimi için gerekli. Özellikle düzenli egzersiz yapıyorsanız yağdan kaçınmak önerilen bir şey değil. Ayrıca zihinlerimiz genelde yağsız ile kalorisiz kelimelerini aynı algılıyor ancak bu doğru değil, yağsız yiyecekler genellikle rafine şeker bakımından yüksek yiyeceklerdir.
PATATES KIZARTMASI
Kesin olan bir şey var, hızlı kilo aldırıyor ancak gizli hazlarımızdan bir tanesi. Patates kızartmaları genellikle tekrar tekrar ısıtılması sonucu çoklu doymamış yağları zarar gören, bol miktarda hidrojenize bitkisel yağlarda kızartılıyor. Kızartmada kullanılan yağlar, trans yağ bakımından fazlasıyla zengin olmaları sebebiyle sağlığımıza tartışmasız zararlı.
KONSERVE ÜRÜNLER
Yemek hazırlamak için vaktimizin olmadığı zamanlarda çoğunlukla konserve ürünlere yöneliriz. Kimse bir miktar konserve mısırdan ölmez ancak bu tembelliği alışkanlık haline de getirmemek gerek. Konserve yapmak belirli besinleri korumayı hedefleyerek yiyecekleri daha uzun süreler boyunca saklayabilmemizi sağlayan bir işlemdir (bir yıldan beş yıla kadar hatta bazen daha uzun süreler). Aynı zamanda ürünlerin konservelenmesinde kullanılan yüksek ısı, suda çözünen vitaminler gibi bazı besinlere de zarar verebilmektedir. Ayrıca birçok firma konserve ürünlere – özellikle düşük kalite ürünlerde – yüksek miktarlarda tuz ve şeker eklemektedir.
BULYON
Marketlerden alınan bulyonlar hem yapay malzemeler hem de yüksek miktarda tuz içerir. Özellikle şeker hastalığı olan insanlar yüksek tansiyon riski taşırlar, bu da onların böbrek ve kalp hastalıkları riskini arttırır. Yemeklerinize lezzet katan bulyonların evde yapımı hızlı ve basittir.
TUZ
Biliyoruz ki tuz lezzet demektir. Yüksek miktarlarda tuz içeren beslenme şekliniz kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini arttırır. Hepimizin yapması gereken tuz tüketimimizi kontrol altına alıp, damağımızın az tuzlu ve daha sağlıklı yemeklere alışmasını sağlamak olacaktır. Bolca koymak yerine bir tutam tuz atsak ne olur?
YORUMLAR
Yorum Yap