Sağırların Yaşamı: Şikayetlerini Nasıl İfade Ediyorlar?

Gündelik hayatta karşılaştıkları en büyük zorluk ne? Ambulansı nasıl arıyor, sıkıntılarını nasıl anlatıyorlar?

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

İşitme engellilerin gündelik hayatta maruz kaldıkları birçok zorluk var ancak özellikle sosyal hizmetler konusunda önlerinde engel kalmaması adına çok sayıda adım atılıyor. İşitme engelliler için televizyonlarda yeteri kadar çeviri var mı? Gündelik hayatta karşılaştıkları en büyük zorluk ne? Ambulansı nasıl arıyor, sıkıntılarını nasıl anlatıyorlar?

Türkiye'de yaklaşık 180 bin kişi işitme engelli. Gündelik hayattan, eğitim ve sağlık hizmetlerine kadar işitme engellileri bekleyen bir dizi zorluk var. Televizyonlarda işitme engelliler için yapılan çeviriler yetersiz. Sağlık hizmetleri bakımından ise yeni düzenlemelerle eksikler giderilmeye çalışılıyor. İşaret dili çevirmenliği yapan Neslihan Kurt ve Şahin Karabulut, işitme engellilerin gündelik hayatına dair zorluklarını anlattı.

'Sohbet programlarındaki çeviri yetersiz'
Televizyon, sağırların hayatında da büyük bir yer kaplıyor ancak çeviriler henüz yetersiz. Neslihan Kurt, "Sağırların televizyon alışkanlıkları aslında oldukça fazla, özellikle orta yaş üstü sağırlarda. Maalesef çeviriler yeterince karşılanmıyor. RTÜK bununla ilgili çok güzel bir adım attı ama maalesef az sayıda kanal dışında uyan yok. Ayrıca sadece haberlerde yer veriliyor. Reality showlarda, farklı konularda sohbet edilen programlarda hala yok bunlardan eksik kalıyorlar maalesef" dedi.

'Kapı çaldığını zil değil ışık haber veriyor'
Neslihan Kurt, sağırların gündelik hayatına dair kapı zili detayını da anlattı:

Aslında fark yok, her şey aynı sadece ekstra şeyler olabiliyor. Mesela zilimiz sizlerinkinden farklıdır. Bizde zil ile birlikte ışık yanar. Bu da anne ve babamın rahat etmesi için hazırlattığımız bir sistem. Belki evde yalnız iken duymadıkları için daha fazla gürültü çıkarıyor olabilirler.

'Deprem ülkesiyiz, göçük altındakilerle nasıl iletişim kurulacak?'
Hiç şüphesiz gündelik hayat kadar acil durumlar da işitme engelliler için risk faktörü. Olası bir deprem durumunda yine işaret dili çevirmenlerine büyük görev düşüyor. Kurt, sağırlar için en büyük sıkıntının iletişim yetersizliği olduğunu söyledi:

"Hayatlarının aslında en büyük zorlukları iletişimsizlik. Aslında bun hepimiz yaşıyoruz. Dilini bilmediğimiz bir ülkeye gittiğimizde iletişim kuramadığımızda çok büyük zorluk çekiyoruz. Sağır ve İşitme Engellilerin kendi ülkelerinde iletişim kuramaması daha da zor bir durum. Mesela biz bir deprem ülkesiyiz ve her an her şey olabilir diye tetikteyiz, deprem olduğunda acaba göçük altındakilerle nasıl iletişim sağlayacaklar, çok rahatsızısınız ve yalnızsınız hastaneye gittiğinizde doktorla nasıl iletişim kuracaksınız, televizyonunuz açık bir tartışma programı var ama anlamıyorsunuz gibi böyle örnekler çoğaltılabilir."

Sağırlar ambulansı nasıl arıyor? 'Engelsiz 112 uygulamasını indirin'
Şahin Karabulut "Acil durumlar, özellikle sağırlar için büyük bir zorluk teşkil edebiliyor çünkü geleneksel çağrı sistemleri, genellikle sesli iletişim gerektiriyor. Bu da işitme engelli bireyler için büyük bir erişilebilirlik engeli oluşturuyor. Ancak 2018 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde tarihi bir adım atarak İngilizce, Rusça, Arapça, Almanca ve İşaret Dili olmak üzere 5 farklı dilde acil çağrı hizmeti sunmaya başladı. Bu yenilik, sağır topluluğu için devrim niteliğinde bir gelişme oldu çünkü sağırlar, bu hizmetle artık kendi dillerinde ve daha hızlı şekilde acil durum ekiplerine ulaşabiliyor" dedi ve sağırların

Engelsiz 112 uygulamasını indirmesi gerektiğini söyledi:
"Sağır vatandaşlar, Engelsiz 112 uygulamasını indirerek, görüntülü görüşme aracılığıyla Sağlık, Emniyet, Jandarma, İtfaiye gibi çeşitli acil birimlerle kolayca iletişim kurabiliyor. Bu uygulama, sadece acil durumlarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sağır bireylerin kamu hizmetlerine erişimini de kolaylaştırıyor. Örneğin, kullanıcılar bu platform üzerinden CİMER başvurularını da gerçekleştirebiliyor, böylece devletle olan yazışmalarını da işaret diliyle gerçekleştirme imkanına sahip oluyorlar. Bu adım, sağır bireyler için sadece acil durumlarda değil, günlük yaşamlarında da önemli bir rahatlık sağlıyor. Aynı zamanda, işaret dili tercümanı kullanılarak yapılan iletişim, güvenlik, sağlık ve kamu hizmetlerinde daha doğru ve hızlı çözümler üretilmesini mümkün kılıyor. Bunun yanı sıra, bu tür dijital çözümler, işitme engelli bireylerin toplumsal hayata daha etkin bir şekilde katılabilmesi için çok önemli bir adım. Ancak, bu uygulamanın daha da yaygınlaşması ve her sağır bireyin kolayca ulaşabileceği bir hizmet haline gelmesi için çeşitli iyileştirmelerin yapılması gerekiyor."

Sosyal medyada işaret dili
İşitme engelliler için oluşturulan sosyal medya hesapları da sağırların hem sosyal hayata daha rahat adapte olmasını sağlıyor hem de televizyonun eksik kaldığı noktalarda çeviri ile haber sunumu yapıyor. Şahin Karabulut çevirmenlik yaptığı uygulamaları anlattı ve içeriklerinden bahsetti:

"Sağır bireylerin hayatını kolaylaştırmak için son yıllarda birçok adım atıldı, ancak hala eksiklikler mevcut. Ben de bu konuda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Özellikle işaret dilinin yaygınlaştırılması ve toplumda farkındalık oluşturulması adına çalışmalar yürütüyorum. Birincisi, @isaret.le adlı Instagram sayfamda işaret dili eğitimlerine dair içerikler paylaşıyorum. Bu platformda, işaret dilini öğrenmek isteyenlere yönelik kısa videolar ve bilgiler sunarak toplumun farklı kesimlerinin işaret dili konusunda bilinçlenmesini sağlamaya çalışıyorum. Aynı zamanda Sağır topluluğunun dilini ve kültürünü anlatan içerikler de paylaşıyorum. Ayrıca, SağırHaber platformunun yönetiminde iletişim sorumlusu olarak da görev alıyorum. Bu platformda, Sağır bireylerin haber erişimini eşit hale getirmek için çalışıyor, haberleri işaret diliyle ve yazılı içeriklerle sunarak onların bilgiye erişimlerini artırmaya yardımcı oluyorum. "
 

İşaret dili öğrenmek kolay mı?
İşaret dili öğrenmede hem vücut dili hem de görsel algı kritik önem taşıyor. Karabulut "İşaret dili öğrenmenin zorluğu, diğer dillerde olduğu gibi kişisel tercihlere, dil öğrenme deneyimine ve kullanılan yöntemlere bağlı olarak değişebilir. İşaret dili, görsel-uzamsal bir dil olduğu için sadece eller değil, aynı zamanda ellerin hareketleri ve mimikler de aynı anda aktif olarak kullanılır. Bu da öğrenme sürecinde görsel algıyı ve beden dilini doğru kullanma becerisini geliştirmenizi gerektirir. Türk İşaret Dili'nin Türkçeden türediği yönündeki yaygın bir anlayış vardır. Türk İşaret Dili, Türkçeden etkilenmiş olsa da dilsel yapısı, kuralları ve dil bilgisi tamamen farklıdır. İşaret Dili'nin kendine ait deyimleri, mecaz anlamları ve özgün ifade biçimleri vardır. Bu deyimler ve ifadeler, sağır topluluğunun kültürel değerlerini, tarihini ve yaşam biçimini yansıtır. İşaret Dili öğrenmek isteyenler için, bu dilin yalnızca kelimelerini öğrenmek değil, aynı zamanda kültürünü ve topluluğun yaşam tarzını anlamak da büyük önem taşır." dedi.

İşaret dilinde çevirisi en zor olan şey ne?

Neslihan Kurt çeviride en zor kısmın deyimler olduğunu söyledi ve "Bana öyle geliyor ki tekerleme deyimler diye düşünüyorum. Çünkü anlamını veremediğiniz şeylerin karşı tarafın anlaması çok zor" dedi.

CODA ne demek?
İşaret dili çevirmeni Neslihan Kurt'un hem anne hem babası sağır. Bu sebeple de ilk öğrendiği dil işaret dili oldu. Kurt, bu süreci şu şekilde anlattı:

"CODA ne demek onunla başlamak istiyorum, 'CODA' kısaltmasının İngilizce açılımı ‘Child of Deaf Adult(s)’ olup, ‘Sağır Yetişkin(ler)in Çocuğu’ anlamı taşımakla beraber; bu terim, sağır ebeveynler veya sağır bakım verenler (anneanne, babaanne, bakıcı vb.) yetiştirilmiş olan ve ‘duyan’ tüm bireyler için kullanılmaktadır. Sağır anne babanım evladı olmak ilk başlarda çok zorluydu iki kültür arasında büyümek, ebeveyn dili kulağı olmak, onların sorumluklarının erken yaşta almak gibi zorlukları var. Bir de çocuksunuz belli yaşa kadar sorun etmeseniz de öğretim dönemi başlayınca kendinizi kötü hissettiğiniz anlar oluyor maalesef."

Anne ve babası sağır olan işaret dili çevirmeni Şahin Karabulut da doğar doğmaz işaret dili ile tanıştı:

İşaret dili serüvenim, kendi deyimimle, gözlerimi bu dünyaya araladığım anda başladı. Annem ve babam Sağır olduğu için çift dilli bir ortamda büyüdüm. Bu durum, beni CODA (Child of Deaf Adults) olarak tanımlıyor.

Sağır ve işitme engelli farkı nedir?
Sağır kelimesini kullanan da var, işitme engelli diyen de. İşitme engelli ve sağır kelimeleri birbirinin yerine kullanılsa da aslında aralarında fark var. Karabulut o farkı şu şekilde özetliyor:
İşitme engelli, doğuştan ya da sonradan işitme kaybı yaşayan bireyleri kapsarken, "Sağır" kelimesi yalnızca işitme kaybını ifade etmez. Aynı zamanda işaret dilini ve Sağır kültürünü benimsemiş bireyleri de tanımlar. Tabii ki, kullanılan terimler semboliktir ve herkes kendini istediği şekilde tanımlayabilir. Ancak benim anlatmak istediğim, çoğunluğun kabul ettiği ve sağır topluluğunu daha doğru bir şekilde temsil eden terimlerin kullanılmasının önemli olduğudur.

(Sputnik)

 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz