Öğütme Taşları Bulundu!
Göbeklitepe'de bu yılki kazılarda günlük kullanıma işaret eden öğütme taşları bulundu.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Göbeklitepe Kazı Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Necmi Karul, bu yılki kazılarda günlük kullanıma işaret eden öğütme taşları bulunduğunu açıkladı. Karul, "Buluntuların analizleri bize bu faaliyetlerin neler olduğu hakkında fikir verecek. Bunları da bu kış döneminde yapmayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Arkeolojik kazılarda elde edilen bilgilerin çalışmalar yapıldıkça, veri analizine gidildikçe değiştiğini belirten Karul, Göbeklitepe'ye ilişkin genel kabul gören bazı konuların geçerliliğini koruduğunu, bazılarının çok doğruyu yansıtmadığını gördüklerini ve başka olasılıkları da düşünmeye başladıklarını söyledi.
Karul, sözlerine şöyle devam etti:
"Her ne kadar Göbeklitepe'de sadece kimilerine göre tapınak olarak adlandırılan kamusal yapıların olduğu önerilse de konut tarzında, barınak tarzında mekanların olduğu biliniyordu. Bunların daha fazlasına ulaşıldı. Dolayısıyla artık 'Buranın bir toplanma merkezi mi, yoksa insanların aynı zamanda yaşadıkları bir yerleşme mi' sorusu daha fazla tartışılır hale geldi. Göbeklitepe ile birlikte benzeri çağdaş yerlerden biri olan Karahan Tepe veyahut da bölgedeki diğer taş tepeler kapsamındaki kazılarda da yine konutlarla karşılaşmış olmamız bu yerlerin içlerinde kamusal yapıları barındıran yerleşmeler olma olasılığı daha da arttırdı."
'UNESCO ziyaretçi baskısı oluşturdu'
Göbeklitepe'de son yıllarda daha çok koruma çalışmalarına yöneldiklerini aktaran Karul, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil olduktan sonra Göbeklitepe'de ciddi bir ziyaretçi baskısı oluşmaya başladığını, yapıların ve üzerindeki figürlerin zarar görmemesi için Alman Arkeoloji Enstitüsü ile çalışma yürüttüklerini söyledi.
'Bölgede ilk tarım denemelerinin yapıldığını söyleyebiliyoruz'
Göbeklitepe ve Taş Tepeler Projesi'nde (Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi) yürütülen kazıların birbirine çağdaş olduğuna ve yaklaşık bin 500 yıllık bir dönemi kapsadığını söyleyen Karul, buralardan gelen her verinin o dönem kültürünü yansıttığını vurguladı. Karul, "Elde edilen verilerden biz bu bölgede ilk tarım denemelerinin yapıldığını söyleyebiliyoruz. Tarım denemelerine işaret eden aletlerin varlığı bize bu bölgede ilk yerleşiklik başladığında henüz tarımın olmadığını ama yabani tahılların toplandığını, zaman içerisinde bu toplama sürecinin bitkilerin tarıma alınmasına doğru evrildiğini gösteriyor" diye konuştu.
Karul, geçen sene tanıtımı yapılan Taş Tepeler Projesi'nin kapsamında bu yıl 9 ayrı noktada kazı çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu çalışmaların, neolitik çağın başlangıç aşamasına yönelik, çok uluslu ekiplerce eş zamanlı yapıldığını anlatan Karul, "Geçtiğimiz yıl Çakmak Tepe'de Göbeklitepe ve Karahan Tepe'den olasılıkla daha eski katmanlar, Sayburç'ta neolotik dönemin başlangıç aşamasına tarihlenen kompleks toplumlarının olduğuna işaret eden mimari kalıntılar, Sefer Tepe'de bu dönemin sonlarına tarihlenen dörtgen planlı, yine bir kompleks oluşturacak yapı kalıntılarına rastladık. Söğüt tarlasından neolotik dönemin öncesine tarihlenen buluntular ortaya çıkarıldı" dedi.
'Çağdaşı diğer bölgelerden farklı'
Karul, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz o bin 500 yıllık sözünü ettiğimiz süreci farklı yerlerden gelen bilgilerle tanımlamaya çalışıyoruz. Ama şu bir gerçek hem Göbeklitepe hem diğer yerleşim yerleri, yaklaşık 11 bin - 11 bin 500 yıl önce geniş bir coğrafyada etkileşim halindeki bir sosyal organizasyonun parçası olan yerleşmeler. Bunların içerisinde özellikle anıtsal yapı kalıntılarıyla gelişkin sembolizmasıyla oldukça gelişkin teknolojileriyle bu bölgenin komşularıyla çağdaşı diğer bölgelerin içerisinde biraz daha farklılaştığını söyleyebiliriz."
'Yeni bir toplumun inşasıyla yüz yüzeyiz'
Karul, bu dönemin yerleşikliğin başlangıç aşaması olduğuna ve insanların ilk kez daha büyük kalabalıklar halinde bir arada yaşamaya başladığına dikkat çekerek, bunun da yeni bir toplum düzenini, yeni ilişkileri ve iş bölümünü de beraberinde getirdiğini vurguladı. Ayrıca, gelişmiş bir iş gücü organizasyonu bulunduğunu belirten Karul, kamusal yapıların bunun en iyi göstergeleri arasında yer aldığını, bu yapılardaki figürlerin, oluşturdukları sahnelerin komünal, uzak bir geçmişe dayanan hafızanın ürünleri olduğunu ifade etti.
Karul, "Tüm bunları bir araya getirdiğimizde öncesinde hiç karşılaşmadığımız yeni bir toplumun inşasıyla yüz yüzeyiz. Bunu anlamanın da çok kısa sürmeyeceği aşikar, birçok yerden gelen verinin bir araya getirilmesiyle mümkün. Taş Tepeler Projesi de bunun için oldukça iyi bir fırsat" diye konuştu. Dünya Neolotik Kongresi'nin önümüzdeki yıl Şanlıurfa'da düzenleneceğini aktaran Karul, "Bu kongreyle buradaki arkeolojik bilgi hem meslektaşlarla paylaşılma fırsatı bulacak hem de neolotik çağ uzmanlarından dünyada farklı neolotikler olduğunu öğrenmemize vesile olacak" ifadelerinin kullandı.
YORUMLAR
Yorum Yap