Nijer, Yoksullukla Boğuşuyor!
Doğal kaynaklar, uluslararası müdahalelere ve halk da güvenlik ve siyaset hesaplarına tâbi
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Nijer, yoksulluğa ve güvensizliğe batmış vaziyette kaldı. İki yıl önce, ülkenin 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlaşmasından sonra yapılan ilk barışçıl ve demokratik iktidar geçişinde seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'a yönelik darbeyle son bulan taze demokrasi, Nijer'i İnsani Gelişme Endeksi'ndeki (189 ülke arasından) son sıradan çıkarmaya veya nüfusunun yoksulluk sınırının altında kalan yarısından fazlasını kurtarmaya yardımcı olmadı.
Darbeci Cumhurbaşkanı Muhafız Alayı Başkanı General Abdurrahman Tchiani'nin kendisini Nijer'in yeni lideri ilan etmesi de ABD ve Fransa'nın yoksulluğun kökünü kazımak için sundukları desteğin ortadan kalkmasına yol açacaktır.
Nijer, doğal kaynaklarla zengin. Ancak siyasi, güvenlik ve çevresel faktörler, uluslararası müdahalelerle kesişmiş ve bu kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmayı sınırladı.
Dünya Bankası verilerine göre Nijer'de 2020 yılında kişi başına düşen milli gelir, yaklaşık 540 dolardı.
2022 verilerine göre ise toplam gelir yıllık yüzde 11,5 büyümeyle yaklaşık 14 milyar dolar ve kişi başına düşen milli gelirdeki büyüme yüzde 7,4 oldu. 2021 yılındaki petrol gelirleri de yaklaşık yüzde 0,6 idi.
Ekonomik faaliyetler
Nijer, ülke ekonomisinde önemli bir rol oynayan ve uranyum, kömür ve altın gibi madenleri içeren çeşitli kaynaklar açısından zengin.
Hükümetin tahminlerine göre bunlar, ülke ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor. Maden sektörü de GSYİH'nin yüzde 3'ü oranında katkı sağlıyor.
Ancak bu sektör etrafında bazı hukuki sorunlar mevcut. Şöyle ki ABD hükümetinin yayınladığı bir rapora göre 14 yaşın altındaki çocukların yüzde 40'ından fazlasının bu madenlerde çalıştığı tahmin ediliyor.
Hayvancılık, Nijer'deki ana ekonomik faaliyetlerden biri. Nitekim sektör, her yıl GSYİH'nin yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturuyor ve ülkenin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 29'unu destekliyor.
Tarım sektörü, ülkenin kuraklık ve çölleşme dalgalarıyla boğuşan kuzeyi ile yağmurlu olan güneyi arasında bir farklılık gösteriyor.
Ülkenin güney bölgelerindeki tarım, GSYİH'nin yaklaşık yüzde 44'ü oranında katkıda bulunurken ekilebilir arazi de toplam alanın yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturuyor.
27 milyonluk nüfusun yüzde 80'inden fazlası, gıda ve gelir için tarıma dayanıyor ve tarım ekonomisi büyük ölçüde iç pazarlara, kendine yeterlik için mahsul ekimine veya komşu ülkelere ham madde ihracatına odaklanıyor.
Uranyum arzı
Nijer'de uranyum 1957 yılında Fransız Jeoloji Araştırmaları Merkezi tarafından keşfedildi ve madenciliği Fransız Atom Enerjisi Komisyonu'nun rolü aracılığıyla Gabon gibi diğer Afrika ülkeleriyle sıkı bir şekilde ilişkilendirildi.
Nijer, 1960 yılında Fransa'dan bağımsızlaştıktan sonra Fransız nükleer şirketi, 1970'ten sonra uranyum rezervleri çıkarmaya başladı.
2021 yılında Nijer, Avrupa Birliği'ne nükleer bileşen arzının yaklaşık yüzde 25'ini sağladı. Bu arada Paris'in nükleer istasyonların genişletmesiyle Fransa'nın uranyum talebi de arttı.
Dünya Nükleer Derneği (WNA) verilerine göre ülkede iki önemli uranyum madeni bulunuyor; bunlar Afrika'daki yüksek kaliteli uranyum cevherlerinin küresel üretiminin yaklaşık yüzde 5'ini sağlıyor.
Uranyum madenciliğinin genişletilmesi için güçlü bir hükümet desteği de mevcut.
Merhum Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in Nijer'den uranyum satın almaya çalıştığı yönündeki iddialarından hareketle Nijer uranyumu konusunda bir tartışma çıktı.
ABD ve Birleşik Krallık, Irak savaşını meşru göstermek için bu iddiaları kullandı. Eski ABD Başkanı George Bush, Ocak 2003'te "Birliğin Durumu" konuşmasında Saddam Hüseyin'in Afrika'dan tehlikeli miktarlarda uranyum elde etmeye çalıştığını söylemiş ve bu sözlerine Irak'ın Nijer'den 500 ton uranyum satın alma anlaşması yaptığına dair İtalyan istihbaratını dayanak almıştı.
Söz konusu istihbarat, 1991 ve 2001 yılları arasında Niamey ile Bağdat arasında uranyum satışı için yapılan bir anlaşmaya işaret ediyordu. Ancak o dönemde Nijer hükümeti, Irak'a uranyum sattığı iddialarını reddetti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Mart 2003'te BM Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporunda bu belgenin asılsız olduğunu ve Irak'ın 1990'dan itibaren Nijer'den uranyum ithal etmeye çalıştığına dair bir işaret olmadığını belirtti.
2005 yılında ABD Ulusal Güvenlik Danışman Stephen Hadley de Eylül 2002'de İtalyan istihbarat şefiyle görüştüğünü itiraf etti.
Bazı raporlarda Washington'a, Irak ile Nijer arasında bir uranyum anlaşmasına dair sahte bir belge temin edenin İtalyan istihbaratı olduğu belirtildi.
Konuya ilişkin tartışma bununla da bitmedi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Nisan 2007'de Kongre'de ifade vermeye çağırıldı.
İngiliz gazetesi The Sunday Times da Nisan 2006'da NATO'daki kaynaklardan, Irak'ın Nijer'den uranyum satın almaya çalıştığına dair sahte belgenin Roma'daki Nijer Büyükelçiliği'ndeki iki memur tarafından Fransız istihbaratındaki bir ajan için hazırlandığını aktardı.
Petrol stratejileri
Nijer'deki petrol üretimi, ilk petrol sahasının, yani 1975'te tanımlanan Tintouma sahasının keşfedilmesiyle ortaya çıktı.
2008 yılında Nijer, Diffa bölgesinin uzak doğusunda yer alan Agadem bölgesinde ikinci bir petrol sahası için Çin Ulusal Petrol Şirketi ile bir petrol sözleşmesi imzaladı.
2011 yılında ülkenin ilk ve tek petrol rafinerisi, Nijer'in güneydoğusunda yer alan ikinci en büyük şehri Zinder yakınlarında açıldı.
Açılış, petrolün keşfi dolayısıyla büyük bir kutlama olarak planlanmış olsa da çok geçmeden yoğun bir şekilde tartışılan siyasi bir olay haline geldi.
Luke Bataille, Petrolün Yeni Kralları adlı kitabında şöyle diyor:
Bir enerji kaynağının bulunduğu yerde bazen dışarıdan dayatılan silahlı bir çatışma ve uluslararası müdahalelerden bağımsız olmayan bir iç çatışma vardır. Çin'in genel olarak Afrika'da yatırım yapma yönelimi, Çin'in Afrika kıtasına yönelik politikalarını etkiledi. Bununla da kalmayarak, Pekin'i kıta ülkeleri için yeni bir yatırımcı olarak gören Batılılar başta olmak üzere diğer uluslararası etkileri de çekti.
Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou, 2011 yılında petrol rafinerisinin açılış kutlaması için başkent Niamey'den Zinder'e gelirken gençler sokaklarda lastik yakarak polisle çatıştı.
Bu protestolar, birkaç gün süren şiddetli isyan faaliyetlerine dönüştü ve gençler, sokaklarda güvenlik güçleriyle çatışmaya devam etti.
Bu esnada bir polis merkezini yakarak bir bankayı yağmaladılar. Bu eylemler, gençler arasında ölümlere ve yaralanmalara yol açtı.
Nijerli araştırmacı Yannick Sharett, Nijer'de toplumsal ve siyasi bileşenlerin petrol altyapısına dair ateşlediği tartışmalar hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
Kaynak lanetinin atlanması ve rantçı devlet modellerinin açgözlülükle rant arayışına odaklanmasından sonra Nijer'deki petrol altyapısına dair anlaşmazlıklar, petrol çağına giriş anında gündelik siyasetin ve toplumun özünü, yani yerel içeriği ortaya koyuyor.
Sharett, ev sahibi ülkelerin, Afrika'da kaynak politikasının ve standardizasyonun dikkatlice anlaşılmasını sağlamak için ulusal kalkınmayı gerçekleştirmek ve petrol endüstrisinde bir yer edinmek için benimsediği üç ortak stratejiyi şu şekilde belirledi: kaynak kontrolü, sektörel bağlantılar ve yerelleştirme.
Bir umut ışığı
Nijer hükümeti, tankerlerle ihraç edilen petrolün çalınması ve kara borsada satılması nedeniyle petrolün taşınması ve ihraç edilmesi için Afrika'daki en uzun boru hattını inşa etmeyi değerlendirmeye aldı ve bu yolsuzluğa kamyon şoförlerinin de karıştığını doğruladı.
Enerji Piyasaları Uzman Platformu'na göre 2019 yılında uzak doğudaki Agadim sahasındaki petrol kuyularını, Nijer'in ham petrolünün ilk kez çıkacağı güneybatı Nijer'deki Gaya şehri üzerinden Benin'deki Symi limanına bağlamak için boru hattına başlayan Nijer, bundan çok büyük gelirler sağlayabilirdi, ancak Korona salgını ve çevre aktivistlerinin öngörülen emisyon hacmine itirazları nedeniyle ertelendi.
Platform konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
Yarısından fazlası Nijer'de bulunan 2 bin kilometre uzunluğundaki boru hattı, BM göstergelerine göre dünyanın bu en fakir ülkesi için bir umut ışığı ve ekonomik can simidi. Niamey, ekonomisine destek olarak daha büyük oranlarda üretim ve ihracat için petrol gelirlerine ve boru hattına güveniyor.
Bu yönelim, Nijer'in başlıca üreticisi olduğu ve iki bin tona çıkan üretimiyle dünyada dördüncü sıradayken 2021 yılında yedinci sıraya yerleştiği uranyum gelirlerindeki düşüşle güçlendi. Uranyum gelirlerindeki düşüş, petrol sektörünün yeniden canlanmasına ve projelerinin yaygınlaşmasına neden oldu. Ülke yetkilileri şu an bütçenin desteklenmesine katkısını dört gözle bekliyor.
Nijer'de peş peşe yaşanan olaylar, ülke üzerindeki kaynak lanetinin egemenliğine dikkat çekti. Karayla çevrili ülkenin bir limandan ve gelişmiş ulaşım altyapısından yoksun olması, Nijer'in ham petrolünün ihracatını sınırlıyor.
Üstelik terör örgütleri de saldırılarını üretim bölgelerine yoğunlaştırıyor ki bu, kaynak politikasına dair daha doğru bir strateji geliştirme ihtiyacına sosyal bir boyut kazandırıyor.
Toplumsal farklılıklara göre Nijerliler, servetin adil paylaşımına dair taleplerini, hoşnutsuzluk ve küskünlükle ya da bölgede çalışan petrol şirketlerinin faaliyetlerini aksatma, fidye için petrol işçilerini kaçırma ve petrol tesislerini sabote etme girişimleri üzerinden ifade ediyor.
Bu şiddet içerikli hareketler, üretim bölgelerinde yaşayanların, topraklarında bulunan petrol servetini ve kaynaklarını kontrol etme arzusu tarafından yönlendiriliyor.
Ancak Nijer, doğal kaynaklar bakımından zengin Sahel ve Sahra Afrika ülkeleri arasında yer aldığı için, uluslararası güçlerin stratejilerine bağlı.
Bu güçler, aralarındaki yoğun rekabetin ortasında yerel topluma elle tutulur avantajlar elde etmek bir alan bırakmayabilir.
Independent Arabia
YORUMLAR
Yorum Yap