Menzil Cemaatinin Bilinmeyenleri: Güçleri Ne?
Menzil’in kitabını yazan gazeteci Saygı Öztürk, Radyo Sputnik programında cemaatin bilinmeyenlerini anlattı.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Adıyaman’da Menzil Cemaati lideri Abdulbaki Erol’un cenazesi yoğun katılımla dikkat çekmişti. Menzil’in kitabını yazan gazeteci Saygı Öztürk, Radyo Sputnik programında cemaatin bilinmeyenlerini anlattı.
İşte Saygı Öztürk’ün sözlerinden satırbaşları:
BİTMEYEN ÇORBA: Menzil ve Semerkant’taki Buhara evlerine gittiğimde ilginçliklerle karşılaşmıştık. Şeyhin müridi haline gelen Sofilerin genelde şöyle bir uygulamaları var. İnsanlara orada hem sabah hem de öğleden sonra bulgur çorbası ikram edilir ve yanında da ekmek verilir. Öyle bir inanış var ki o dağıtılan çorba hiç bitmezmiş ve Sofiler bunun böyle olduğuna inanırlarmış. Ben şeyhlerle konuştuğum zaman bunu sordum ve, ‘çorba hiç bitmez olur mu? bittiği zaman kaynatıyoruz bir daha veriyoruz ama Sofiler bizi göklere çıkartıyorlar’’ dedi.
BAĞIMLILARI İYİLEŞTİRME İDDİASI: Uyuşturucu kullananları tedavi edebiliyor musunuz diye sordum ama ‘’Benim nasıl böyle bir gücüm olabilir, ben bunları görünce korkuyorum. Üzerlerini jiletle doğramışlar. Onları görünce kötü insanlara uymayın, namaz kılın ve kötü düşünme gibi nasihat ediyoruz. Sözlerimiz bazılarının üzerinde etkili oluyor bazılarında ise tam tersi. Buradan bile çıkmadan alkol ve uyuşturucuya başlıyor” diye yanıt vermişti.
SİYASİLERLE TEMASLAR: Bugün ilginç bir bilgi öğrendim. Yarınki köşe yazım da bu konu hakkında. AK Parti döneminin bir başbakanı Adıyaman’da ve danışmanı şeyhi arıyor, başbakanımız sizinle görüşmek istiyor diyor.. Şeyh ise ben gelemem diyor ve bunun üzerine başdanışman telefon açıyor, başbakanımız sizinle yüz yüze görüşmek istiyor deyince şeyh, benden daha önce randevu alınmadı ya da randevu saatleri belirlenmedi. Ben 5 milyon müridi olan tarikatın lideriyim. Öyle her istenildiği zaman her yere gelecek durumda değilim. Siz daha sonraki bir zaman tarih belirlersiniz ancak o zaman gelirim diyor ve başbakanın davetini kabul etmiyorlar.
TEDAŞ İLE YAŞANAN GERİLİM: Orada çok fazla elektrik kullanılıyor. Sayaç vardır, okunur ne yazarsa ödenir ama orada sayaç diye bir şey yok. Dönemin TEDAŞ’ı sayaç kullanmamış, hiç para ödememişler. TEDAŞ sonradan almaya kalkışınca başına gelmedik kalmıyor ve olay yargıya gidiyor. O sıralarda TEDAŞ özelleşiyor ve borçlar da kaybolup gidiyor. Baktığımız zaman bir tarikatın holding kurması, otobüs şirketi kurması, hastane açması ve okullar kurması gibi her şey var. Hocaya sordum, ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, benim de ticaret yapmaya hakkım var, ben de ticaretimi yapıyorum tabi ki ben de para kazanacağım dedi.
ÇALIŞTIRILAN MÜRİTLER: Menzil’e gidip görüştüğüm zaman ister istemez oraya gelen giden insanları merak ediyorsunuz. Oradaki bütün işlerin meleklerin yaptığına inanıyorlar ve şeyhler onlara, siz sevap kazanasınız diye biz sizi çalıştırıyoruz diyorlar. Orada hayvanlar var sütçülük ve peynircilik yapıyorlar hatta bölgenin en önemli süt imalatçılarılar. Bölgede peynir ve yoğurt fabrikaları var. Bin civarında devre mülkleri var. Şeyhin evinin bulunduğu yere yakın mülklerin fiyatları çok yüksek. Şeyh’e yakın veya uzak olmanın ölçüsüne göre fiyatlar değişiyor. Kahta’ya gelecek olan sıcak su ne yazık ki doğrudan Şeyh’in bulunduğu yerlere gelmiş durumda ve bölgede de rahatsızlık yaratıyor o yüzden de bu konularla ilgili fazla konuşmuyorlar. Bürokrasinin bir kısmı tam anlamıyla mürit olmuş. Yazmış olduğum Menzil isimli kitabımda da yazmıştım.
YORUMLAR
Yorum Yap