Lübnan, Nüfus Sayımı Yapmayan Tek Ülke!
Net bir nüfus politikasının yokluğunda geri döndürülemez hale gelebilecek bir duruma ilişkin uyarı
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Lübnan, dünyadaki 237 ülke arasında bağımsızlıktan bu yana nüfus sayımı yapmayan tek ülke.
Uluslararası kuruluşlar ve Birleşmiş Milletler'in (BM) sağladığı fonlarla ülkede yürütülen mevcut durumu ve kapsamlı olmayan nüfus araştırmaları, sonuçları kısa vadede görünmeyebilecek radikal ve rahatsız edici bir değişim doğruluyor.
Hatta yıllar içinde gerçekleşmesi beklenen bir demografik patlama tehdidinde bulunuyor.
Bugün nüfus yapısında meydana gelen değişimler türünün ilk örneği olmayabilir. Göç, son yıllarda ülkedeki nüfus piramidinin değişmesinde önemli bir rol oynadı.
Lübnan bu gibi bir deneyimi ilk kez yaşamıyor ama şu anki durumun çok daha tehlikeli olduğu ve nüfus yapısındaki değişim açısından daha önce tanık olduğumuz herhangi bir değişikliğe benzemediği kesin.
Durumun ciddiyetini artıran faktörlerin ve verilerin varlığı, önümüzdeki yıllarda bu yakın tehlikeyle yüzleşmeye katkı sağlayabilecek strateji ve politikaların düşünülmesini zorunlu kılıyor.
Mülteci ve göçmenlerin varlığı tehlikeyi daha da artıyor
Göç, evlilik ve doğum oranlarındaki düşüş ve nüfus yaşlanması, bunların hepsi, Lübnan'ı etkileyen benzeri görülmemiş ekonomik krizin ışığında son zamanlarda konuşulan başlıklar.
Bütün bu unsurlar birleşerek Lübnan'daki nüfus yapısına tehdit oluşturuyor.
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü rakamlarına göre 2019'da 86 bin 584 olan doğum oranı, 2020'de 74 bin 49'a geriledi.
Daha sonra kriz, ekonomik durumun kötüleşmesi ve yoksulluk oranlarının artması sonucunda daha da kötüleşerek 2021 yılında 68 bin 130 doğuma geriledi.
Bu unsurların bir araya gelmesi nüfus artışını kaçınılmaz olarak etkiledi. Coğrafya bilimleri doktoru ve nüfus işleri araştırmacısı Ali Faur, bu alanda ciddi bir müdahale olmaksızın durum böyle devam ederse yıllar sonra beklenen demografik patlama konusunda uyarıda bulundu.
Alarm zilleri çalıyor. Çünkü Lübnan, tıpkı depremlere maruz kalan doğal yapısı gibi, nüfus yapısında da çatlaklar ve kırılmalar yaşıyor.
Genellikle krizlerde olduğu gibi göç, nüfusun azalması, aile bireylerinin sayısının azalması, evlilik ve doğum sayılarının azalması sonucunda nüfus yapısı savaş evresinden itibaren çatlaklara maruz kaldı.
Dolayısıyla Lübnan bu tür bir dönüşüme ilk kez tanık olmuyor. Ancak, nüfus yapısının kırılganlığı nedeniyle demografik durum şu anda daha tehlikeli.
Lübnan, savaş döneminde meydana gelen dönüşümlerin üstesinden gelmeyi başardı. Budün Lübnan'da nüfus ve yüzölçümü bakımından dünyanın en yüksek oranda mülteci ve göçmenin varlığı tehlikeyi daha da artırıyor.
Lübnan, nüfus yapısındaki çatlaklarla savaş evresinden geçtiğinde, şimdiki mülteci nüfusunun yarısı nüfusa sahipti.
Nüfus yapısındaki temel zayıflık, ekonomik kriz, mevcut çöküş ve gençlerin göç etmesine yol açan yoksulluk ve açlık durumu ışığında, bozulma, siyasi çatışmalar ve boşluktan kaynaklanıyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü'nün sınıflandırmalarına göre Lübnan, nüfusu azalan ülkeler arasında ilk sırada yer aldı.
Son istatistikler de Lübnan'daki nüfus artışının çok yavaş olduğunu doğruluyor. 1996 yılında yapılan bir araştırma, Lübnan nüfusunun 3 milyon 126 bin kişi olduğunu göstermişti.
2019 yılında yapılan araştırma sayının 4 milyon 800 bin kişiye ulaştığını yani Lübnanlı olmayanların yüzde 20'sine ulaştığını gösterdi.
Lübnan topraklarında yaşayanların gerçek sayısını doğrulayan doğru istatistiklerin bulunmamasına rağmen şu anda, nüfusun yaklaşık üç buçuk milyon kişi olduğu tahmin ediliyor.
Faur, göç ve azalan nüfus ışığında Lübnan'da yaşayanların sayısının yaklaşık sekiz milyon olduğunu tahmin ediyor.
Lübnan'ın, meydana gelen bu büyük demografik değişimler ışığında nüfus yaşlanma aşamasına girerken demografik geçiş aşamasını tamamlayan ilk Arap ülkesi olduğuna işaret etti.
Çok sayıda endişe verici işaret
Endişe verici bir başka gösterge de nüfus artışının devam ettiğini gösteren kadınların doğurganlık düzeyi.
Bu seviye 2017'de hanedeki her kadın başına 1,8 çocuktu. Bu oran, Lübnanlı olmayanları hariç tutarsak, şu anda 1,5 veya 1,4'e yakın.
Doğurganlık düzeyi göstergesinin kırmızı çizginin altına, yani tıpkı nüfusunun yüzde 28'i 65 yaş üstü olan ve yaşlılığa ulaşan ülkeler arasında ilk sırada yer alan Japonya'da olduğu gibi iki çocuk oranının altına düşmesi, ülkelerin kalkınma, sosyal ve ekonomik politika ve planlar oluşturmasını gerektirir.
Bu nedenle Japonya, çocuk doğum oranlarını artırmak ve bu gerçekle yüzleşmek için eğitim, yardım ve yemek dahil olmak üzere çocuk sayısına göre katkılarla çocuk bakımı planları geliştirdi.
Lübnan'da nüfus sayımının olmaması, rakamların belirsizliği ve yanıltıcı bilgilerin yayılması, önemi küçümsenemeyecek bir sorun olduğu gibi Lübnan için de tehdit oluşturuyor.
Ancak doğru istatistikler ve kapsamlı bir nüfus sayımı olmamasına rağmen mevcut gerçek, Lübnan'daki nüfus yapısının, doğum sayısındaki ve Lübnanlı aile üyelerinin ortalama sayısındaki düşüş ve gençlerin sayısında gözle görülür bir düşüş ile daha fazla değişiklik tehdidi altında olduğunu doğruluyor.
Ancak Faur, Lübnan'ın küçük boyutuna rağmen geniş bölgesel eşitsizlikler göz önüne alındığında, rakamların durumun gerçekliğini yansıtmamasından endişe duyuyor.
Lübnan'daki yedi ilçede, özellikle Hristiyan çoğunluğun olduğu bölgelerde genel doğurganlık seviyesinin kırmızı çizginin altında olduğu görülüyor.
Ayrıca, vatandaşlığa kabul edilen kişilerin oranlarının yükseldiği kuzey Lübnan'daki Akkar ve Miniyeh-Danniyeh'de nüfus artıyor.
Genel anlamda ise Lübnan'da sınırlı alanlar dışında nüfus artışı olmazken, var olan artış da çok yavaş.
Bu durum, bölgesel farklılıkların da önemli rol oynadığı yaşlı oranları için de geçerli. Bununla birlikte, genel tablo Lübnan'ın yaşlanma aşamasında olduğunu doğruluyor.
Lübnan, Arap bölgesindeki en yüksek yaşlı yüzdesine sahip. Bu, genç yaş grubunun oranlarındaki düşüşe karşı son yıllarda yaşlı insan sayısındaki büyük artışa yönelik ciddi müdahale gerekiyor.
Koşullar gerektirdiğinde yaşlı bakımı politikaları yürürlüğe konmalıdır. Dünya ülkeleri genel olarak bu tehlikeyle karşı karşıya.
Bununla birlikte Avrupa seçici göç planıyla yaptığı gibi, bununla yüzleşmek için politikalar belirledi.
Riskle mücadele politikaları
Lübnan'da bugün durumun ciddiyeti, tabanının gençler olduğu varsayılan nüfus piramidinin, nüfusun büyük bir bölümünü yaşlıların oluşturması nedeniyle tersine çevrilmiş olmasında yatıyor.
Göç, önümüzdeki günlerde daha da kötüleşmekle tehdit ederken, Lübnan, 2019'dan bu yana nüfusunun yüzde 10'unu kaybetti.
Bugün, nüfusun azalması ve şimdiye kadar Lübnan nüfusunun yarısını oluşturan Lübnanlı olmayanlara sponsorluk yapan kuruluşların varlığı ile göç daha tehlikeli bir hal aldı.
Lübnanlı olmayanlar arasında yüksek doğum oranları ile ülkedeki sayılarının önümüzdeki yıllarda Lübnanlı sayısını geçmesi bekleniyor.
Bu, demografik haritanın özelliklerindeki radikal değişim ve zaten kırılgan olan nüfus yapısındaki derin değişime göğüs germek için kalkınma politikalarının uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde geliştirilmesini gerektiren bir gelecek tehlikesi.
Faur, bu konuda "Suriyelilerin yerinden edilmesini ve mültecilerin entegrasyonunu istikrara kavuşturmak için başarısız politikaların ve uluslararası toplumun desteğinin devam etmesi durumunda, mültecilerin sayısını ve dağılımını doğrulayan rakamların yokluğunda ve meseleyle başa çıkmak için net nüfus politikalarının olmaması ışığında önümüzdeki yıllarda Lübnan'ın çehresinde köklü ve geri dönülmez bir değişimin yaşanması bekleniyor. Filistin mülteci dosyasını yönetme deneyimini eski haline getirmek için yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli bölgelere dönüşlerini önlemek için uluslararası toplum tarafından desteklenen ve uluslararası kuruluşlar tarafından uygulanan sistematik ve net bir plan var. Bu durumda Lübnan'ı daha fazla kaosa ve çöküşe sürükleyerek demografik değişimi istikrara kavuşturmak kolay olacaktır. Bu, popülasyon bileşenlerinde önemli bir değişikliğe yol açacaktır" şeklinde konuştu.
Independent Arabia
YORUMLAR
Yorum Yap