Kurban Kanını Alna Sürmek Yanlışmış!

Din İşleri Yüksek Kurulu kurban ile ilgili doğru bilinen yanlışları aktardı

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Diyanet: Kurban kanının alna sürülmesi inancı doğru değildir

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, Kurban Bayramı dolayısıyla kurban ibadetinin usulüne uygun yerine getirilebilmesi için dikkat edilecek hususlara ve doğru bilinen yanlışlara ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, maddi imkanı olanların, ilahi rızayı kazanmak gayesiyle kurbanlarını keserek hem manevi olarak Allah'a yaklaştığı hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunduğu anlatıldı.

Kurban kesimi konusunda uyulması gereken bazı kurallar olduğu, uyulmadığı takdirde ibadetin bazı durumlarda geçersiz, bazı durumlarda ise eksik olabildiği belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

Kurban olarak ancak koyun, keçi, sığır, manda ve deve kesilebilir. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemez. Kurbanlık hayvanlarda kameri yıl esasına göre devenin 5, sığır ve mandanın 2, koyun ve keçinin ise 1 yaşını doldurması şarttır. Bu yaşları tamamlamayan bir hayvan kurban olmaz. Fakat sadece koyun cinsi için bir istisna söz konusudur. Buna göre 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli, iri olması halinde kurban edilebilir. Koyun veya keçi sadece bir kişi adına kurban edilir. Deve, sığır ve manda ise bir kişiden 7 kişiye kadar ortak olarak kurban edilebilir.

Kurban edilecek hayvanın sağlıklı ve organlarının tam olması gerektiği ifade edilen açıklamada, belirgin derecede hasta, yürüyemeyecek derecede zayıf veya topal, bir ya da iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, kulaklarının veya memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmayacağı bildirildi.

Açıklamada, "Hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, boynuzunun bir kısmının kırık olması, bir kulağının delik veya yırtılmış olması, hafif hasta ve hafif topal olması kurban edilmesine engel değildir. Etinden ya da hizmetinden yararlanmak amacıyla kısırlaştırılmış hayvanlar kurban olarak kesilebilir." denildi.

"Mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmelidir"

Hayvanın kurban niyetiyle ve vekalet veren kişi adına kesilmesi gerektiği aktarılan açıklamada, şu bilgiler verildi:

Ortakların tamamının niyeti ibadet olmalıdır. Kurbanlıklar, mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmelidir. Udhiyye kurbanının kesim zamanı, bayram günü bayram namazı kılındıktan sonra başlayıp bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar devam eder. Şafii mezhebine göre ise bayramın dördüncü günü güneş batıncaya kadar da kurban kesilebilir. Kesim gerçekleştirilirken hem kurbanlık hayvanın hem de kesimi gerçekleştirenlerin zarar görmemesi için gerekli tedbirlerin alınması ve çevre temizliği gibi hususlara azami derecede dikkat edilmesi gerekir. Bunun yanı sıra bıçak bileme gibi hazırlıklar hayvanın gözü önünde yapılmamalı, kesim işleminin diğer hayvanların göreceği şekilde gerçekleştirilmemesine de özen gösterilmelidir.

Hayvan kesim ücretleri veya organizasyon giderlerinin, kesilen kurbanlık hayvanların etleri, derileri veya sakatatından karşılanmaması, bunların ayrıca ödenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, hissedarlar belirlenmeden hayvanların topluca kesilmesinin caiz olmadığı anlatıldı.

Kurban ibadetinin en temel maksatlarından birinin de ihtiyaç sahiplerine kurban etlerinin ulaştırılması olduğunun altı çizilen açıklamada, ticari kuruluşların, kurban organizasyonu kapsamında et satımını çağrıştıran uygulamalardan uzak durması, belli kiloda et miktarının kurban sahiplerine verilmesini taahhüt etmemesi gerektiği kaydedildi.

Açıklamada, kurban etlerinin sahiplerine verilmesi üzerine anlaşma yapıldıysa, etlerin karıştırılmaması ve her hissedara kendi kurbanının etinin verilmesi gerektiğine işaret edildi.

"Kurban kanının alna sürülmesi inancı doğru değildir"

Kurban kesimiyle ilgili doğru bilinen yanlışlara ilişkin de bilgi verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

Bir kurban hissesi yalnızca bir kişi içindir. Küçükbaş bir hayvana birden fazla kişinin ortak olması ya da büyükbaş bir kurbanlığa 7'den fazla kişinin hissedar olması caiz değildir.
İnsanların bir araya gelerek topluca Hz. Peygamber adına bir kurban hissesine girmeleri şeklinde bir uygulama dinimizde mevcut değildir.
Ölenin vasiyeti yoksa onun adına udhiyye kurbanı kesilmesi gerekmez.

Kurban kanının, alna veya araba tekerleği gibi eşyalara sürülmesi inancı doğru değildir.
Evli olmayan kimselerin -gerekli mali imkana sahip olsalar da- kurban kesemeyecekleri anlayışı yanlıştır.
Kurban kesim işlemini kadınların yapamayacağı anlayışı yanlıştır.
Kesme becerisine sahip olan kişi, erkek olsun kadın olsun, kurban kesimini gerçekleştirebilir.
Büyükbaş bir kurbanlığın hissedar sayısının mutlaka 3, 5, 7 gibi tekli sayılarda olması gerektiği anlayışı doğru değildir.
Bir büyükbaş hayvana 7 kişi ortak olabildiği gibi 6 kişi de ortak olabilir.
Kurban etlerinin mutlaka 7 fakire dağıtılması gerektiği şeklindeki anlayış doğru değildir.
Kişi udhiyye kurbanını kestikten sonra bunun bir kısmını ihtiyaç sahiplerine, bir kısmını akraba ve komşularına verdikten sonra geriye kalan kısmını kendi evi için kullanabilir.
Kurbanlık hayvana ortak olanların bazılarının adak veya akika niyetiyle kurbana iştirak etmesinin kurbana engel olduğu şeklindeki anlayış hatalıdır.
Ortakların her birinin niyetinin Allah rızası için kurban kesmek olması, kurbanın geçerli olması için yeterlidir.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz