Kıyılarda Köpekbalığı Tehlikesi!
Küresel ısınma sebebiyle köpekbalıkları saldırılarının Türkiye kıyılarında artabileceği belirtildi. Yazar Cem Güneş, bugün yayınlanan yazısında konuya değindi.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Yazar Cem Güneş, küresel ısınma sebebiyle Türkiye kıyılarında köpekbalığı saldırılarının artabileceğini belirtti.
Cem Güneş'in bugün yayınlanan yazısı:
Türleri azalmasına karşın kıyılarımızda köpekbalığı saldırısı tehlikesi, iklim değişikliği sonucu suların ısınmasıyla daha da artıyor.
"İKİ DİPLOMAT"
1930'lu yılların başı. İstanbul'un İngiliz Başkonsolosluğu'nda görevli iki diplomat bir sandala binip orkinos tutmaya çıktı. Küçüksu Kasrı mevkiinde karşılarına çıkan dev köpekbalığı sandallarını devirdi ve bu iki diplomattan bir daha haber alınamadı.
Marmara -İstanbul Bölgesi'nde bilinen ikinci kayda değer olay 1967 yılında Dr. Güngör Güven'in Tuzla açıklarında yaptığı bir dalış sırasında köpekbalığı saldırısı neticesinde ölmesidir. Doktorun yalnızca eli bulunabildi ve olayın vuku bulduğu yerde deniz dibinde Güven'in anısına bir anıt mezar bulunmaktadır.
"DENİZE GİREN İKİ ASKERİMİZ"
Bir diğer kayıtlı vaka 1960 yılında Antalya-Konyaaltı plajında denize giren iki askerimizin köpekbalıklarının saldırısında ölmesidir.
1970 yılında gene Antalya Konyaaltı açıklarında demirli Türk savaş gemisinden denize atlayan bir askerimizi de köpekbalıkları parçalamıştır.
1948 yılında Mersin'de bir dalgıcın da aynı şekilde ölmesi var.
Türkiye'de 1881-2019 yılları boyunca köpek balığı saldırı kayıtları var. Bunlar çok ayrıntılı ve açık değil. Denizlerimizde kaybolan insanların sayısı ve bunların ne kadarı köpek balığı saldırısına uğradığı net değil. Eskiden çok zengin deniz faunası köpek balıklarını kıyılarımızda yaşatıyormuş!
Ya günümüzde?!
Şimdi 2024 yılındayız ve yeni bir gerçekle yüz yüzeyiz. Küresel ısınma kendini iyice göstermeye başladı. Denizler ısınıyor ve Kızıldeniz Akdeniz'e bağlantılı artık. Hiç olmayan değişiklikler var. Yeni bitkiler, balon balıkları, Kuzey Sibirya'da sincaplar, Denizli'de kobra yılanı vakası ve daha birçokları... Kara sularımız köpekbalıklarının yaşam ortamına daha uygun hale geldi ve çoğaldılar.
"38 ADETİ BİZİM KARA SULARIMIZDA"
Akdeniz genelinde 48 adet köpekbalığı yaşıyor ve bunlardan 38 adeti bizim kara sularımızda mevcut. En çok korkulan beyaz köpekbalığı (Carcharodon carcharias ) da buna dahil. En çok görünenleri Camgöz, Çekiçbaş, büyük beyaz, mako, keler, kum, küt burun ve domuz köpekbalığı.
Bilim insanları genelde aynı konuşuyor, 'Menüsünde insan yok, rahat olun, türleri tehlikede, sularımız güvenli' gibi açıklamalar yapıyor.
Peki dünya tarihinin bilinen en kanlı köpekbalığı saldırısını biliyor muyuz? Bu bilim adamları o olay konusunda ne diyecekler?
II. Dünya savaşı sırasında ABD'ye ait savaş gemisi USS Indianapolis 1945 yılının 30 Temmuz gecesi Filipinler açıklarında bir Japon denizaltısı tarafından torpillenip battı. Denize düşen150 Amerikan deniz askeri köpekbalıkları tarafından parçalandı. Bu olay bilinen en büyük köpekbalığı katliamıdır. Köpekbalığının şakası yok. Siyah tulumlu dalgıçlara da özel ilgileri var, çünkü en sevdikleri besin olan aslan balığına benzetiyorlar.
Karadeniz, Marmara ve Ege'de ve özellikle de Akdeniz kıyılarımızın açıkları köpekbalığı kaynıyor ve bu bir gerçek...
Peki ne yapabiliriz?
Tur tekneleri ve yatlar denize yiyecek maddesi atmayı, amatör balıkçılar da balık yemlemeyi bırakacak çünkü köpekbalığı bu araçları takip edip kıyılara geliyor.
Ayrıca denizin içindeki balık çiftlikleri de köpekbalığı için cazibe oluşturuyor. Etrafları tehlike. En sevdikleri balık orkinos.
"İSPANYOLLARIN KÖPEKBALIĞINA KARŞI ÇÖZÜMÜ"
Daha bu yaz bir bayan turisti kurban veren İspanyollar bu konuya kendilerince bir çözüm getirmiş. Balıkçılara bu konuda göz kırpıp, yeşil ışık yakıyorlar. Turistler için de denizde köpekbalığı safarileri düzenliyorlar. Hem ekonomik gelir getiriyor hem de plajların açıklarındakileri biraz tırpanlayıp plajları koruyorlar.
Köpekbalığı ciğeri kozmetikte, balığın testesteronları da mavi hap üretiminde kullanılıyor, gerisi kedi maması. Ee çupraya, levreğe, trançaya, palamuta kıyılıyor da...
Turizm ülkeleri genelde örtbas taktiği eğilimindedir. Bu anlaşılır bir refleks çünkü diyelim her yıl yaklaşık 250 turist trafikte ya da diğer kazalarda yaşamını yitirir, bu bir sorun teşkil etmez. Kaydı tutulur ve ilgili ülkenin konsolosluğu ile konu halledilir. Ama bunlardan üç tanesi 'su köpeklerine' yem olursa bunun medya ayağı ve yankı etkisi büyük olacaktır.
Bu sosyal psikolojik refleks değişmez. Bu yüzden tehlikeyi kabul edip bir an önce konunun ciddiyetine göre davranmanın zamanı geldi.
YORUMLAR
Yorum Yap