Karnivor Diyeti: Etle Yaşamak Gerçekten Sağlıklı mı?
Sağlık, enerji ve denge vaat eden bu diyetlerin her biri bilinçsiz uygulandığında riskler taşıyor. Peki nedir bu riskler?
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Son dönemde sosyal medyada beslenme trendleri hızla yükseliyor. Et odaklı karnivor diyet, keto, çiğ beslenme, glutensiz ve Akdeniz diyeti gibi birçok stil popüler hale geldi. Sağlık, enerji ve denge vaat eden bu diyetlerin her biri bilinçsiz uygulandığında riskler taşıyor. Peki nedir bu riskler? Sputnik’in özel haberinde.
Son zamanlarda sosyal medyada beslenme dünyasında tam anlamıyla bir rüzgar esiyor. Başta et odaklı karnivor diyeti olmak üzere, keto diyeti, çiğ beslenme, glutensiz diyet ve Akdeniz diyeti gibi pek çok farklı beslenme stili popülerlik kazanıyor. Her biri, daha sağlıklı, enerjik ve dengeli bir yaşam vadediyor. Ancak bu diyetlerin her birinin kendine özgü tehlikeleri ve dikkat edilmesi gereken yönleri var. Peki bu diyetler nasıl uygulanıyor? Bilinçsiz diyet yapmanın riskleri neler? Popüler olan her zaman doğru sonuç doğurur mu? Diyetisyen Müzeyyen Çelik Sputnik’e anlattı.
‘Sadece makarna ile beslenilemiyorsa sadece proteinle de beslenilmez’
Karnivor yani etobur diyeti, adından da anlaşılacağı gibi tamamen hayvansal kaynaklı gıdalarla beslenmeye dayanan bir yaşam tarzı. Bitkisel gıdaları tamamen devre dışı bırakmayı savunan bu diyetin destekçileri, bunun aslında insan metabolizmasının "avcı-toplayıcı" genetiğine uygun olduğunu iddia ediyor. Bu beslenme stili kilo vermek, enerjiyi artırmak ve hatta daha net bir zihinle güne başlamak isteyenlerin favorisi haline gelmiş durumda. Peki, bu kadar çok et tüketmek gerçekten sağlıklı mı? İşte burada tartışmalar başlıyor. Lif içeren sebze ve meyvelerin diyet dışı kalması, bağırsak sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bir diğer endişe ise hayvansal yağların fazlasının kalp-damar sağlığını riske atabileceği. Ancak karnivor diyeti benimseyenler, bu tarz beslenmenin en azından denemeye değer olduğunu söylüyor.
Diyetisyen Müzeyyen Çelik ise karnivor diyeti hakkında şunları söylüyor:
“Karnivor diyetinin kaynağı, sadece hayvansız ürünlerin tüketildiği bir ketojenik diyete dayanıyor. Burada biz tek yönlü beslenmeyi hiçbir besin grubunda istemiyoruz. Yani sadece makarna ile beslenilemiyorsa sadece proteinle de beslenilmez. Yani beslenme belirli bir ritme ve düzeni olduğu zaman sağlıklıdır ancak. Ama sürekli aynı şeyi yemek bir ritim sağlamaz."
‘Bilinçsiz denemeler böbrek yetmezliğine kadar götürebilir’
Diyetisyen Müzeyyen Çelik, hayvansal ürünlerin ciddi anlamda kolesterol içerdiğini ve günlük tüketilmesi gereken protein miktarının aşılması durumunda ciddi sonuçlarla karşılanabileceğini söyledi:
“ Proteinler böbrekten süzülerek atılır. Hem kan yağ seviyelerinin artmasıyla koroner kalp hastalıkları riski artar hem de böbrekten süzülebilecek protein miktarı günün içerisinde alınması gerekenin üzerine çıkarsa böbrekte kreatin yükselmesi, üre gibi protein artığı değerlerinin yükselmesi bu da akut yada kronik böbrek yetmezliğine kadar götürebilecek bir sonuç olur. Herkes de yaratır mı? Yaratmaz tabii ki ama bunlar düşük oranlar değil. Kişinin alt yapısında genetik olarak yatkınlığı varsa kronik kalp hastalığı riski, hipertansiyon, işte böbrek sorunu gibi şeyler, böbrek değerlerinde yükselmeler yaratabileceği için bunlarda, sadece gün yüzüne çıkmasını, bir sıkıntı yoksa da oluşmasını hele ki bu diyet süresini uzun tutuyorsa gerçekleşme ihtimali çok daha yüksek oluyor."
‘Proteinsiz de olmaz, karbonhidratsız da olmaz’
Dyt. Çelik, beslenmenin bir bütün olduğunu aktarırken hem karbonhidrat hem de proteinin önemini anlattı:
“Kasın enerji kaynağı karbonhidratlardır, kas dokusunun enerji kaynağı. Yani kas çalışmaya başladığı zaman, siz yataktan kalktığınız andan itibaren kası aktive ediyorsunuz, yürüyorsunuz, elinizi yüzünüzü yıkıyorsunuz. O andan itibaren kasın çalışmak için karbonhidrata ihtiyacı vardır. Fakat siz karbonhidratı kestiğiniz zaman kasın içerisinde depolanan karbonhidrat enerji kaynağı olarak kullanılır. Bu da kas kaybına sebep olur. O yüzden bu diyetler sadece rakamsal farklar yaratır ama bedensel olarak olumlu farklar yaratması sağlıklı ve mümkün değil. Böyle olabilmesi için daha uzun vadede sağlıklı yağ dokusunun azalmasına yönelik doğru diyet programları tercih edilmesi lazım.”
“Proteinsiz de olmaz, karbonhidratsız da olmaz. Beslenme bir bütün. Aslında söylemeye çalıştığımız şey bu. Bu protein yemeyin, et yemeyin, tereyağı yemeyin anlamına gelmiyor. Ama her şeyi doğru miktarda, doğru zamanda yemek gerekiyor bir şeyin sağlıklı olabilmesi için.”
(Sputnik)
YORUMLAR
Yorum Yap