Kapatılan Köy Okulları Yeniden Açılır mı?

Kılıçdaroğlu, 20 Eylül 2020 Salı günü Elazığ ziyaretinde iktidarlarında köy okullarını açacaklarını söyledi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Türkiye'de köy ve beldelerde yaşayanların oranı ülke nüfusunun yüzde 6,8'e kadar düşerken köylerde kapatılan okulların yeniden açılması siyasetin gündeminde. Peki köy okulları tükenme noktasına gelen köylerdeki yaşamı canlandırabilir mi?

Seçim sürecinin yaklaşmasıyla birlikte siyasi liderlerin yaptığı konuşmalarda vurguladıkları konulardan biri de kapanan köy okullarının yeniden açılacağı vaadi oldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Eylül 2020 Salı günü Elazığ ziyaretinde iktidarlarında köy okullarını açacaklarını söyledi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de 8 Haziran 2020 Çarşamba günü yaptığı grup toplantısı konuşmasında iktidara geldiklerinde taşımalı sisteme verilen kaynaklarla köy okullarının yeniden açılacağını, mevcut okulların tamirinin yapılacağını söylemişti.

Akşener, bu vaadini farklı kereler de tekrarladı.

1600 köy okulu yeniden açıldı

Köy okullarını açma fikri sadece muhalefete özgü değil.

Milli Eğitim Bakanı (MEB) Mahmut Özer de 22 Eylül'de yaptığı açıklamada 1600 köy ilkokulunun yeniden açıldığını söylemişti.

Bakan Özer, ayrıca bu okullara birer anaokulu ile yetişkinler için halk eğitim merkezleri açıldığını duyurmuştu.
Okullar yeniden açılırken, köylerde nüfus azalmaya devam ediyor

Neredeyse bütün siyasi partiler köy okullarının yeniden açılmasına yönelik açıklamalar yaparken köylerdeki durum nedir diye bakıldığında günden güne azalan bir nüfustan söz etmek mümkün.

Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun yüzde 75'inin köy ve beldelerde yaşadığı, Türkiye'de 2021 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre buralarda yaşayanların oranı tüm nüfusun yüzde 6,8'ine kadar düştü.

Oysa 2019'da bu oran 7,2, 2020 yılında ise yüzde 7'ydi. Yani köy ve beldelerdeki nüfus düzenli azalıyor.

Üstelik köy gittikçe orta yaş ve daha ileri yaşlardaki kişilerin yaşadığı yerlere dönüşmüş durumda. Buralarda yaşayan genç nüfus oranı da gittikçe düşüyor,

TÜİK verilerine göre 2013'te köylerde yaşayan 35 yaşın altındaki kişilerin sayısı 3 milyon 500 bin kişi. Bu sayı 2020'de 2 milyon 717 bine geriledi. Bu sayının daha da düştüğünü tahmin etmek zor değil.

Ekonomik şartlar ve sosyal yaşam imkanlarının yetersizliği genç kuşakları köylerden uzaklaştırıyor. Bu da ister istemez köylerde yaşayan çocuk sayısını da azaltmakta.

Köylü nüfusunun azalması nedeniyle 1990'ların sonundan itibaren birçok köyde okullar kapatıldı. Bunun yerine taşımalı sisteme geçilerek okul bulunmayan köylerdeki çocuklar merkezi yerlerdeki okullara getirilip götürülmeye başlanmıştı.

Hal böyle iken yeniden köy okullarının açılması eğitim açısından gerekli bir adım mı?

Bu girişim tükenmek üzere olan köy hayatını canlandırabilir mi?

20 yılda 20 bin 243 köy okulu kapatıldı

Eğitim İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay'a göre 2002'den bugüne 20 bin 243 köy okulu kapatıldı.

Türkiye'deki öğrenci nüfusunun yaklaşık yüzde 3,5'inin köy okullarında okuduğunu söyleyen Özbay, "Öğretmenler çekilmiş, köyler ilimsizleştirilmiştir" dedi.

MEB'in bütçe raporlarına göre taşımalı eğitime son 10 yılda 22 milyar 619 milyon lira ve yemekle birlikte 25 milyar lirayı aşkın kaynak aktarıldığını ifade eden Özbay, "Yani köy okullarını onarmak ve açmak için yeterli olan para, kelimenin tam anlamıyla yollara saçılmıştır" diye konuştu. 

"Kaderine terk edilirse verimli sonuç alınamaz"

Özbay, köylere okul açmanın tek başına yeterli olmadığını kaydederek, "Eskiden olduğu gibi köy okulları ödeneksiz bırakılıp kendi kaderlerine terk edilirse, ısınmadan temizliğe, onarımına kadar hepsi fedakar öğretmenlerin sırtına yüklenecek; okulların basit ihtiyaçları için dahi zaten kıt kanaat geçinen köylüler kendi aralarında para toplamak zorunda kalacaksa elbette buradan verimli bir eğitim çıkması eşyanın tabiatına terstir" ifadelerini kullandı. 

"Aydınlanma için de köy okullarının açılması lazım"

Eğitim-Sen İşyeri Temsilcisi Murat Durmuş da Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı bir köy ilkokulunda öğretmen olarak çalışıyor.

Çocuklar için en iyi okulun evine en yakın okul olduğuna dikkati çeken Durmuş, "Köy okullarının açılmasını istemek sadece çocukların orada eğitim alması değil. Oradaki köylünün modern bir aydınlanma sürecine dahil olması demek. Tabii ki bunun için oraya giden öğretmenin de bu özelliklere sahip  olması lazım. O açıdan köy okullarının açılması lazım" diye konuştu.
Çalışan öğretmenler açısından en büyük handikap sosyal yaşamın olmaması

Peki köy okullarında görev yapmanın öğretmenler açısından artı ve eksileri ne?

Durmuş, bunu şöyle anlattı:

Mesela öğlen yemeği yiyemiyoruz. Köyde yemek yiyecek yerimiz yok. Öğretmen evinden getirdiğin yemekleri yiyor. Şehir merkezinde oturanlar, gidip gelmekte ciddi sorun yaşıyor. Sosyal hayatın olmamasından dolayı öğretmenler köylerde oturmak istemiyor. Eskiden köy okullarının yanında lojman olurdu. Belki yine lojman yapılsa öğretmenler daha rahat kalabilir.

"Tersine göç için köy okulları büyük bir fırsat"

Köy nüfusu azalırken yeniden okullara ağırlık vermenin buraları tekrar cazip hale getirip getirmeyeceği sorusu da akıllara gelmiyor değil.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan, köy okullarının yeniden açılmasının kentten köye tersine göçü destekleyecek en önemli girişimlerden biri olacağını kaydetti.

Son yıllarda hem hükümet hem de bazı belediyelerin köye dönüşü destekleme projelerini hayata geçirmeye çalıştığını anımsatan Erdoğan, "Bu projeler aracılığıyla dönmeyi arzulayanlara kamu maddi destek sağlanıyor, büyükbaş ve küçükbaş hayvan hibe ediliyor. Ancak en az bu destekler kadar önemli bir başka teşvik köy okullarının yeniden açılması olacaktır. Zira insanlar ekonomik refahları kadar çocuklarının da geleceğini, eğitimini düşünüyor. Köy okulları yeniden açıldığında ilk birkaç yıl yeterince dolmayabilir ama zamanla kırsal alanlarda bayındırlık hizmetleri geliştikçe bu okullar dolacaktır" değerlendirmesinde bulundu. 

"Köy okulları, çocukları ve gençleri koruyacaktır"

Ekonomik gelişmenin ve refahın olduğu zamanlarda kent ortamının yeni nesillerin iyi eğitim alması, formel alanlarda iş bulup çalışması için önemli imkanlar sunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Barış Erdoğan, şunları söyledi:

Ağır ekonomik sorunların olduğu, işsizliğin kol gezdiği kentsel alanlarda çocukların ve gençlerin uyuşturucu, alkol gibi bağımlılık yapan kötü alışkanlıklarla tanışması ya da organize suç örgütlerinin ağına düşmesi kolaylaşır. Bu nedenle şehir ortamında tutunmakta zorluk çeken ailelerin kırsal alanlara dönüşünü teşvik edecek olan köy okulları açılırsa, bu ailelerin çocukları kentsel yoksulluktan kaynaklanan ahlaki çöküntü ve kötü alışkanlıklardan da korunmuş olacaktır.
 

 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz