İstanbul’da Bazı Askeri Alanlar Neden İmara Açılıyor?

İktidar, kentlerin içindeki askeri alanların kentlerin dışına taşınmasına karar verdi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası iktidar, kentlerin içindeki askeri alanların kentlerin dışına taşınmasına karar verdi.

Bu karar doğrultusunda İstanbul’daki birçok askeri arazi boşaltıldı.

Yetkililer, bu arazilerin yeşil alan olarak korunacağını açıkladı.

İlerleyen yıllarda ise bazı askeri alanlar imara açıldı.

Peki bu süreç nasıl ilerliyor ve bu alanlarla ilgili son durum ne? Süreci eleştirenler ve yetkililer bu konuda ne diyor?

İstanbul’daki bazı askeri alanların imara açılmasıyla ilgili merak edilenleri araştırdık.

Süreç nasıl başladı ve nasıl ilerledi?

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, 2016 yılında yaptığı bir hesaplamada, İstanbul’daki arazilerin yaklaşık yüzde 10’unun askeri alanlar olduğunu belirtmişti.

Bunların, büyük oranda yeşillikler içindeki açık araziler olduğu belirtiliyordu.

Türkiye’nin birçok kentinde olduğu gibi İstanbul’da da geçmişte çoğunlukla şehrin çevre çeperinde oluşturulan askeri alanlar, İstanbul’un aşırı büyümesiyle şehrin içinde kaldı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde bu alanların bazıları da kullanıldı.

Girişimin bastırılmasının ardından iktidar, bunları şehir dışına taşıma kararı aldı ve buna paralel olarak çeşitli yasal düzenlemeler yapıldı.

Bu süreçteki en kritik kent ise İstanbul oldu.

2017’de konuyla ilgili konuşan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu alanların yeşil alan olması konusunda kesin talimatı olduğunu söyledi:

“Buraların dışarıya taşınması çok doğru bir fikir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O konuda kimsede ters bir düşünce yok.”

Özhaseki, yalnızca deprem konusunda rezerv alanı bulunamaması durumda bunlar içindeki 'cüzi alanların' kullanılabileceğini belirtti:

“Eğer bir deprem geliyorsa, bir binada sevdiklerinizi alıp götürüyorsa, bunun için her şeyi feda edersiniz. Bu yüzden deprem için bazı yerlerde rezerv alan bulamazsak, askeri alanlar da kullanılabilir. Bunları ara ara söylemeye çalışıyorum ki, 'Niye yeşil dediniz de buna hazırlık yapıyorsunuz' denmesin diye.

“Geniş askeri alanlar var. Mesela İstanbul'da 12 bin 600 hektarlık askeri alan var. Ankara'da 18 bin 800 hektarlık, İzmir'de daha çok, 26-27 bin hektarlık büyük alanlar var. Bunların içinde cüzi alanlar, depreme hazırlık için rezerv alanları olarak kullanılabilir. İstisna olarak bu var. O da yüzde 1-2'ye tekabül eder.”

2018 yılında ise dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara’da, geçmişte 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı'nın yer aldığı 183 dönümlük kışla arazisinde kurulan 15 Temmuz Millet Bahçesi’nde yaptığı açıklamada, askeri arazileri rant alanı olarak görmediklerini belirtti:

“15 Temmuz Millet Bahçesi, askeri alandan bize geçen bir arazi ve hiçbir zaman da askeri arazileri biz rant olarak görmedik. Halbuki şehrin en önemli noktasında, en merkezi lokasyonunda olan yerlerdir.

“Ama burası milletin kullanımına açılmak üzere ki ismi de millet bahçesidir, bu projelerimiz yoğun bir şekilde devam ediyor. Bunları da inşallah kısa zamanda hepsini teker teker açıyor olacağız.

“Bugün İstanbul'daki millet bahçelerimizi yerinde inceliyoruz. Buradan Başakşehir'i inceleyeceğiz orası da bitme aşamasına geldi. Esenler, Başakşehir, Üsküdar, Atatürk Havalimanı'nın bulunduğu alan, Pendik ve yine Başakşehir'de iki bölge, Hoşdere; bunların hepsini en kısa zamanda İstanbul'umuza kazandırıyor olacağız.”

İlerleyen yıllarda ise çeşitli meslek odaları, bazı yerel yönetim yetkilileri ve çevre hakkı savunucuları; bu açıklamalara karşın birçok askeri alanın imara açıldığını belirterek bu uygulamaları eleştirdi.

İmara açılan alanlar nerede?

Aslında askeri alanların imara açılması süreci 2016’dan önce başladı.

Örneğin, İstanbul Ayazağa’daki, geçmişte Jandarma Genel Komutanlığı’nın elinde bulunan arazi önce Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na (TOKİ) devredildi, sonra Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edildi, daha sonra da Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (Emlak Konut GYO) üzerinden ihaleye çıkarıldı ve burada Ağaoğlu Maslak 1453 projesi hayata geçirildi.

Bu proje özellikle, 2012 yılında yayımlanan, iş adamı Ali Ağaoğlu’nun bir sahnesinde at üstünde konuştuğu reklam filmiyle kamuoyunun dikkatini çekmişti.

Yine Zeytinburnu’ndaki tank fabrikası da 2016 öncesi imara açılan alanlardan biriydi.

Burada, Büyükyalı İstanbul adlı, Ağaoğlu Maslak 1453 gibi yüksek fiyatlı konutları içeren bir konut projesi hayata geçirildi.

Ancak bu alandaki süreç asıl olarak 2016’dan sonra hızlandı.

Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin aktardığına göre kentte imara açılan askeri alanların önde gelenleri şunlar:

Bakırköy Şenlikköy Askeri Alanı
Başakşehir General Kani Akman Kışlası
Beşiktaş Barbaros Bulvarı Askeri Lojmanı
Beşiktaş Orhaniye Kışlası
Beşiktaş Jandarma Dikimevi
Şehit Onbaşı Azim Özdemir Kışlası (Çekmeköy)
Topkule ve Baştabya Kışlası (Esenler)
66. Mekanize Piyade Tugayı (Esenler)
Halkalı Askeri Alanı
General İsmail Hakkı Tunaboylu Kışlası (Sancaktepe)
Zekeriyaköy Füze Üssü (Sarıyer)
Çekmeköy 3. Kolordu Komutanlığı
Maslak Jandarma Genel Komutanlığı
Maltepe Kenan Evren Kışlası
Maltepe Nurettin Baransel Kışlası
Tuzla - İçmeler Piyade Okulu Askeri Alanı
Tuzla 3. Jandarma Komando Tabur Komutanlığı
Tuzla İstasyon Mahallesi Sahil Güvenlik Komutanlığı Alanı
Zeytinburnu Eski Tank Fabrikası
Zeytinburnu Askeri Lojman ve Hizmet Birimleri
Beşiktaş 1. Ordu Komutanlığı Silahhanesi ve Çevresi

‘Askeri alana uydu kent kurulacak’

İstanbul’da konut inşa edilmek istenen en büyük askeri alanlardan biri ise Avrupa yakasında rezerv yapı alanı olarak kullanılmak istenen arazi oldu.

Rezerv Alan kavramı, “Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, Bakanlıkça belirlenen alanları” tanımlamak için kullanılıyor.

Yani kısaca rezerv yapı alanı, yeni konut alanı anlamına geliyor.

Eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanı Murat Kurum, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremleri takip eden süreçte, kentsel dönüşüm için İstanbul’un iki ayrı yakasında birer uydu kent kuracaklarını ve buralara 500 bin konut inşa edeceklerini açıkladı.

Kurum, Avrupa yakasındaki projeyi bir askeri alana yapacaklarını belirtti:

"Rezerv alanlarını neden oluşturduk? Biz 1,5 milyon riskli konutumuzun 500 binini olduğu yerde yapacağız. Kalan 500 bin konutumuzu da uydu kentler kuracağız. İnşallah ilk 10 bin konutun temelini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız.

“Anadolu ve Avrupa yakasında planlıyoruz. Esenler'in kuzeyinde Başakşehir sınırları içinde, Sultangazi ile Başakşehir arasında askeri alan var. Milli Savunma Bakanlığımızla protokol yaptık. Bu alanı rezerv alan olarak kullanacağız. O alanda rezerv konutlarımızın temelini atacağız. Anadolu yakasında Tuzla, Pendik, Maltepe'de alanlarımız var. Hepsi askeri alanlar değil. O alanlarda projelerimizi yapıp, rezerv konutları inşa ettikten sonra vatandaşlarımızı etap etap taşıyacağız.”

İBB’den Gökçe: Projelerin çoğu lüks konutlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, İstanbul’da son yıllarda imara açılan askeri alanlardaki projelerin önemli oranda lüks konut projeleri olduğunu savunuyor.

Gökçe, her şeyden önce bunun öncelikle 1/100000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı’na aykırı olduğunu öne sürüyor.

2009 tarihli bu plan, kamuoyunda "İstanbul’un anayasası" olarak da biliniyor.

Gökçe, “bu planda, askeri alanların tasfiyesi halinde bu alanların öncelikle eksik olan sosyal ve teknik altyapı (eğitim, sağlık, kültürel tesis, hal, mezarlık, yeşil alan vb.) alanları olarak kullanılması gerektiğinin belirtildiğini” aktarıyor.

Ancak bunun hayata geçirilmediğini belirten Gökçe, 'lüks konut projesi' olarak tarif ettiği projelerden bazı örnekler veriyor:

“Çekmeköy İlçesi’ndeki 3. Kolordu Komutanlığı’na ait Çekmeköy Kışlası’nın bulunduğu arazi yapılaşmaya açıldı. Ormanköy projesi ve Çınarköy projesi inşaatına başlandı.

“Beşiktaş'ta bulunan Jandarma Dikimevi arazisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2018 yılında konut imarına açıldı, beş kat sınırı getirildi. Bakanlık satışı sonrası kat sınırı değiştirildi ve sekiz kata çıkartıldı. Şimdi burada lüks rezidans projesi var.

“Yine Beşiktaş'ta altı askeri lojman TOKİ'ye devredildi. Bu alan 13 Ocak 2021'de ‘rezerv yapı alanı’ olarak ilan edildi. 1 Şubat'ta bu sefer ticaret, turizm, konut alanı olarak plana işlendi. Buraya AVM, otel, rezidans yapılması mümkün hale getirildi.”

BBC Türkçe'ye konuşan Gökçe, "askeri alanların nadide yerler olduğunu ve mümkün mertebe imara açılmaması gerektiğini" savunuyor:

“Dönüp bakarsanız askeri alanlar; askerlerin buraları yıllarca ağaçlandırmış olduğu için açık açık yeşil alan olarak kalmış, pasif de olsa elimizdeki çok nadide yerler. Bu alanlar mümkün mertebe imara açılmamalı. Açmak durumdaysak, çok zorundaysak dezavantajlı vatandaşlarımızın iskanı için kullanmalı, başka amaçla kullanmamalı.”

Buğra bu alanların sosyal konut ihtiyacı için kullanımı konusunda ise şunları söylüyor:

“Birincisi dönüşüm, doğası gereği yerinde olmalı. İki, zorunlu olarak yerinde yapılamıyor ise, bir kamu arazisi kullanılması gerekiyor ise ki o mümkündür, o zaman sadece ve sadece kamu arazisi, evi başına geçmek üzere olan vatandaşın ihtiyacına yönelik olarak kullanılmalı. Burada, birilerinin zenginleşme aracı olarak kullanabileceği konutlar olmamalıdır.”

Meslek odaları neden eleştiriyor ve dava açıyor?

Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası gibi bazı meslek odaları da bu süreci hem eleştiriyor hem de davalarla karşısına çıkıyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Esin Köymen, askeri alanların imara açılmasını, “Bu askeri alanların yapılaşmaya açılması aynı zamanda bu alanların özelleştirilmesi anlamına geliyor. Bu, en kritik durum” diyerek eleştiriyor.

Köymen, imara neden karşı olduklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Birincisi, İstanbul'da nüfusun artışıyla ilgili uygulamaların yapılması son derece sakıncalı. İkincisi kamusal alanlara ihtiyacımız var. İnsanların ortak yaşam alanları, ortak mülkiyetlerini ortadan kaldırıyorsunuz. Üçüncüsü, askeri alanlar genelde daha yeşil alanlar ve İstanbul'un ihtiyacı olan temiz havanın sağlanabilmesi için hatta iklimini değiştirmemek için bu alanlara ihtiyaç var.”

Köymen’e göre bu açık alanlar, afetler ve özellikle de beklenen Marmara depremi nedeniyle de büyük bir ihtiyaç.

Bu süreçte iki yöntemin kullanıldığını söylüyor Köymen:

“Ya TOKİ bu konutları kendi üretiyor ve satıyor ya da Emlak Konut GYO üzerinden genellikle gelir paylaşımına dayalı ihaleler yapıyor.”

Köymen, bu alanların sosyal konut gerekçesiyle imara açılmasını da doğru bulmadıklarını belirtiyor:

“İstanbul’un 2009 yılındaki çevre düzeni planında bir nüfus projeksiyonu var ve çok net olarak söylenen de İstanbul'un nüfusunu artıracak davranışlardan uzak durulması gerektiği. İstanbul'un kendi öz kaynakları, yani içme suyundan alın da yeşil alanlarına kadar hiçbir şeyin mevcut nüfusa bile yetmediği yazıyor. Dolayısıyla nüfusu arttıracak, nüfusun artmasını özendirecek herhangi bir planlama çalışmasına girmemek gerekiyor.

“Siz mevcut herhangi bir yerde bir yıkım yapıp orayı kamulaştırılıp bir yeşil alan yapmıyorsunuz. Sürekli bina yapma yönünde bir durum var. Dolayısıyla İstanbul'da yeni konut yapımından çok; mevcut yapı stokunun, kötü yapı stokunun yıkılarak ya da güçlendirilerek daha sağlıklı hale getirilmesi yönünde girişimlerde bulunmak gerekiyor.”

Mimarlar Odası bu projelere karşı ‘kamu yararına aykırılık’ gerekçesiyle birçok dava açmış durumda.

Bu davaların bazıları devam ediyor.

Ancak Köymen, lehlerinde kararların çıktığı durumlarda da inşaatların sürdüğünü öne sürüyor:

“Meslek odaları olarak açtığımız bu davalarda dava süreci ne yazık ki çok yavaş ilerliyor. Mahkeme bir karar veriyor. O sırada inşaatlar yürüyor, mahkeme planı iptal ediyor. Binalar devam ettiği için tekrar yeni bir imar planı yapılıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu parçacıl planlar konusunda son derece mahir. Artık ilçe ve büyükşehir belediyelerini baypas etmiş bir vaziyette. Ne yazık ki sürekli olarak bir plan tadilatı ya da plan değişikliği ofisi gibi çalışıyor.

“Mesela Maslak 1453'te altı kere kazandığımız davada, imar planları süreçlerinde yürütmeyi durdurma kararları verilmediği için inşaatlar bir seviyeye kadar geldi. Şu anda Baransel Kışlası'nda açtığımız dava devam ediyor ama Toplu Konut İdaresi inşaatlara başladı. Diyelim ki binalar bittikten sonra mahkeme karar verecek, 'Kamu yararına uygun değildir, planlama ilkelerine uygun değildir' diyecek. Ama oradaki binalara başlanmış ve hatta bazıları da bitmiş olacak. Böyle tuhaf bir durum da var.”

65. Hükümet'te Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini yürüten Mehmet Özhaseki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3 Haziran'da 67. Hükümet'te aynı göreve atandı.

Özhaseki'nin hem askeri alanların durumu hem de İstanbul'daki rezerv alanları konusunda atacağı adımlar merakla bekleniyor.

BBC Türkçe, bu haber kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı yetkilileri ile iletişime geçti ve görüş talep etti ancak henüz bu talebe olumlu yanıt alamadı.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz