İhracatçının Kur İsyanı Büyüyor!

Armatür, valf, vana musluk ve sıhhi tesisat ekipmanları sektörü haziran ayında geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 16,9 düşüşle 280,6 milyon dolar ihracat yaparken, yılın ilk 6 ayındaki ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,9 düşüşle 1,96 milyar dolar oldu.

Sektörün performansını değerlendiren ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, ihracat için acil önlem alınmazsa ihracatta rekor düşüşlere doğru gidildiğini belirtti.

'DAHA FAZLA DAYANAMAYIZ'
İhracatçının mevcut koşullarda daha fazla dayanamayacağının altını çizen Turhan, “Daha önceden rekabet edebildiğimiz ülkelerle rekabet edemiyoruz. Kârlılık oranları çok düştü, küresel rekabette ayakta durabilecek, uluslararası pazarlarda sisteme entegre olabilecek ve böylelikle tüm dünya pazarlarında talep koşullarına uyum sağlayabilecek durumda olmamız gerekirken, firmalar sadece ayakta durabilmek için ihracat yapar duruma geldi.” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yılı 4,22 milyar dolar ihracatla kapatan armatür, valf, vana musluk ve sıhhi tesisat ekipmanları sektöründe, 2024 yılı Ocak-Haziran dönemi ihracat rakamları açıklandı.

Sektör, haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına oranla miktar bazında yüzde 22,9’luk, değer bazında ise yüzde 16,9’luk düşüşle 280,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 2024 yılının Ocak-Haziran döneminde ise sektörün toplam ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 2,9 düşüşle 1 milyar 963 milyon dolara ulaştı. Yüzde 70'lerde kapasite kullanımının olduğu sektörde, ihracat  birim fiyatları haziran ayında 6,57 (dolar/kg) oldu.

Dernekten yapılan açıklamada sektörün; otomasyon, AR-GE, UR-GE, yerel yan sanayi, e-ihracat, marka ve belgelendirme alanlarında yatırıma ihtiyacı olduğunu, ancak KDV destekleri ve kamu alımlarındaki yerlileşme eğilimlerinin sektörün avantajına olacağı ifade edildi. Sektörün ihracat pazarında, yerli ham madde üretimi, satış artışı, finansman desteği ve teknoloji alanlarında gelişmelerin beklendiği, bu gelişmelerin büyümeyi destekleyeceği düşünülmektedir denildi.

Sektörün haziran ayında 32,9 milyon dolarla en çok ihracatı Almanya'ya gerçekleştirdiğini kaydeden Turhan, Rusya'nın 15,4 milyon dolarla ikinci sırada ve Irak'ın 13,6 milyon dolar ihracatla üçüncü sırada yer aldığını duyurdu. Turhan, geçtiğimiz yıl haziran ayına kıyasla Ürdün’e ihracatın yüzde 87 artışla 5,3 milyon dolar olarak ciddi bir artış kaydettiğini belirtti.

'REKABETÇİLİĞİMİZİ KAYBETTİK'
Sabit döviz politikasının ihracatçıyı çok zor duruma soktuğunu belirten Turhan, “Türkiye'nin gerçekleriyle mevcut olan durum arasında farklılıklar var. Türkiye’nin dünya genelinde en avantajlı olduğu konulardan biri her zaman rekabetçi olmasıydı. Maalesef şimdilerde rekabetçiliğimizi kaybettik, yani en önemli vasfımızı yitirdik. Bu vasfımızı tekrar yerine getirmek için ihracatçı için destek ve teşviklere ihtiyaç var.” dedi.

Türk lirası bazında maliyetlerin artmaya devam ettiğini, son olarak elektriğe yüzde 38’lik zammın işleri daha fazla zora soktuğunu kaydeden Turhan, “Petrole, gaza ve enerjiye yapılan zamlar rekabet şansımızı daha da zora sokuyor. Türkiye’nin olmazsa olmazı ülkeye döviz gelmesi. Bunun için de üretici ihracatçıların yükünün ciddi anlamda hafifletilmesi gerekiyor.” dedi.

‘YENİ YATIRIMLAR İÇİN FİNANSA İHTİYAÇ VAR’
İhracatçının mevcut koşullarda daha fazla dayanamayacağının altını çizen Turhan, “Daha önceden rekabet edebildiğimiz ülkelerle rekabet edemiyoruz. Çoğu ekonomist katma değerli üretim yapsınlar diyor. Fakat bunun için çok uzun yıllara ve yeterli miktarda yatırımlara ihtiyaç var. Bunun için de üreticinin finansa ihtiyacı var. Mevcut kredi faiz oranlarıyla yatırım yapmak neredeyse imkânsız hale geldi. Ne yapılabilir, nasıl yeniden rekabetçi olunabilir bunun için ivedi olarak gerekli çalışmalar yapılmalı, hemen bugün ne lazımsa onu yapıyor olmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İhracat için acil önlem alınmazsa rekor düşüşlere doğru gidildiğini belirten Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kârlılık oranları çok düştü, küresel rekabette ayakta durabilecek, uluslararası pazarlarda sisteme entegre olabilecek ve böylelikle tüm dünya pazarlarında talep koşullarına uyum sağlayabilecek durumda olmamız gerekirken, firmalar sadece ayakta durabilmek için ihracat yapar duruma geldi.  Bu sebepten üretimde geliştirme yok, inovasyon yok maalesef. Yaşanan bu zor süreç için acil bir aksiyon alınmalı yoksa birçok firma kepenk indirmek zorunda kalacak. Yaşanan onca soruna rağmen haziran ayında ihracatta düşüşün en büyük sebeplerinden biri çalışma gün sayısındaki azalma oldu.”