Hakan Fidan: 'BRICS'e Katılmak İstiyoruz'

Hakan Fidan Çin'de yaptığı görüşmelerde Türkiye'nin BRICS'e katılmak istediğini ve bu organizasyonun AB'ye karşı iyi bir alternatif olabileceğini açıkladı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Fidan, AB ile Gümrük Birliği'ne sahip Türkiye'nin BRICS gibi farklı platformlarda çeşitli ortaklarla yeni işbirliği fırsatlarını aramaya devam ettiğini kaydederek, gelecek hafta Rusya'da düzenlenmesi planlanan BRICS toplantısına katılacağını belirtti.

Dışişleri Bakanı Fidan, Asya'nın yanı sıra Afrika'da da işbirliğini ve çok taraflılığı desteklediklerini sözlerine ekledi.

Çin kaynakları ise Fidan'ın “Elbette BRICS üyesi olmak istiyoruz. Bu yıl işlerin nasıl gideceğini göreceğiz” ifadesini kullandığı belirtti.

Fidan, Çin Dışişleri Bakanı ile basın toplantısı düzenledi

Çin'i ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Çinli mevkidaşı Vang Yi, Pekin'deki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Çin ve Türkiye'nin hegemonya ve güç siyasetlerine karşı uluslararası adaleti savunması gerektiğini belirterek, Filistin sorununa adil ve kalıcı çözüm bulunabilmesi için ortak çabalara ivme kazandırma çağrısında bulundu.

Vang, İsrail’in saldırıları altındaki Gazze’de ateşkesin sağlanması ve Orta Doğu’da barış ve istikrarın korunması konusunda Türkiye ile aynı görüşü paylaştıklarını ifade ederek, "Çin ve Türkiye aralarındaki eşgüdümü güçlendirerek Filistin sorununun bir an evvel adil ve kalıcı çözüme kavuşturulması çabalarına ivme kazandırmalıdır." dedi.
Gazze’nin şu anda en sıcak gündem olduğuna dikkati çeken Vang, “Gazze’de bir an önce ateşkes sağlanmalı ve insani durum iyileştirilmelidir. Tüm esirler serbest bırakılmalıdır. İki devletli çözüm, Filistin sorunundan çıkışın en temel yoludur. Çin ve Türkiye Filistin’in BM’ye üyeliğini ve iç uzlaşısını destekliyor.” ifadelerini kullandı.
Vang, iki ülkenin stratejik iletişimi güçlendirme ve uluslararası adaletin korunmasında hemfikir olduğuna işaret ederek, “Çin ve Türkiye, gelişmekte olan iki dev ülke ve yükselen piyasa ekonomilerinin temsilcisi. Birçok konuda çıkarlarımız örtüşüyor. İki ülke Şanghay İşbirliği Örgütü ve diğer çok taraflı çerçevelerde işbirliğini güçlendirmeli, her türlü hegemonya ve güç siyasetine karşı çıkmalı, uluslararası sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrarını korumalı ve küresel yönetişimi daha adil ve makul bir yöne yönlendirmelidir.” diye konuştu.

'Çin ve Türkiye kadim medeniyetlerin temsilcisi'

Çin ile Türkiye'yi kadim medeniyetlerin temsilcisi ülkeler olarak nitelendiren Vang, “Bin yıllık İpek Yolu iki medeniyeti sıkı sıkıya birbirine bağlamış, dostane ilişkileri ve iletişimi güçlendirmiştir.” diye konuştu.

Vang, son yıllarda iki ülke liderlerinin ortak iradesi doğrultusunda ikili ilişkilerin sağlıklı şekilde geliştiğini, her alanda işbirliğinin derinleştiğini belirterek, Çin tarafının ikili ilişkilerin gelişme eğiliminden memnun olduğunu belirtti.

'Birçok konuda mutabakata vardık'

Fidan ile görüşmesinde ikili ilişkilerin yanı sıra iki tarafı da ilgilendiren uluslararası ve bölgesel konularda kapsamlı görüş alışverişinde bulunduklarını kaydeden Vang, çok sayıda alanda mutabakata vardıklarını aktardı.

Vang, görüşmede tarafların birbirlerinin temel çıkarlarına ve hassasiyetlerine saygı gösterme, karşılıklı siyasi güveni pekiştirme, karşı tarafın egemenliğini ve kalkınma çıkarlarını korumasını destekleme konusunda hemfikir olduklarını ifade ederek, “Yabancı güçlerin demokrasi ve insan hakları gibi bahaneler adı altında iki ülkenin iç işlerine karışmasına karşı çıkmalıyız.” dedi.

Türkiye’nin 'tek Çin' ilkesine bağlılığını sürdürmesini takdirle karşıladıklarını dile getiren Vang, Türk halkının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bağımsız kalkınma yolunu izlemesini desteklediklerini vurguladı.

'Çin ve Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimi'nin doğal ortaklarıdır'

Vang, iki ülkenin ulusal stratejilerin uyumlu hale getirilmesi konusunda aynı görüşte olduğunu ve karşılıklı faydaya dayalı işbirliğini derinleştirmek istediğine işaret ederek, “İki ülke kadim İpek Yolu’nun iki ucunda bulunuyor. Çin ve Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimi’nin doğal ortaklarıdır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Çin ile Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında ilk hükümetler arası işbirliği anlaşmasını imzalayan ülke olduğunu hatırlatan Vang, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İki ülke ekonomileri birbirini tamamlıyor ve büyük işbirliği potansiyeli barındırıyor. Dünya ekonomisinin zorluklardan geçtiği bir dönemde ikili ticaret buna rağmen gelişti ve verimli sonuçlar elde edildi. Çin tarafı Türk tarafıyla, Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor Girişimi’nin uyumlu hale getirilmesi için birlikte çalışmaya, her türlü hükümetler arası işbirliği mekanizmasından yararlanarak ekonomi, ticaret, altyapı, ileri teknoloji ve dijital ekonomi gibi alanlarda işbirliğini derinleştirmeye ve daha üst düzeyli karşılıklı yarar ve ortak kazanç sağlamaya hazırdır.”

İki ülkenin gelişmekte olan ülkeler ve yükselen piyasa ekonomileri olarak kendi meşru haklarını koruma, gelişme ve kalkınma yolunda ilerleme ve uluslararası adaletin sağlanması konusunda geniş ortak çıkarlara sahip olduğunu ifade eden Vang, “Çin ile Türkiye arasında çok boyutlu, derin ve yüksek düzeyli ikili ilişkilerin oluşturulması iki ülkenin ve iki ülkenin halklarının yararınadır. Çin, Türkiye ile birlikte ikili ilişkileri üst seviyeye taşımaya hazırdır.” değerlendirmesinde bulundu.​​​​​​​

'Kuşak ve Yol Girişimi ile Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimimiz önem kazandı'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Bu dönemde Kuşak ve Yol Girişimi ile Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimimiz daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor'un uyumlaştırılması, diğer bazı ulaştırma koridorlarıyla entegrasyonu için örneğin Irak'taki Kalkınma Yolu gibi somut adımlar atmayı hedefliyoruz." dedi.

Fidan, iki ülke ilişkilerinin önemli bir ayağını ekonominin oluşturduğunu, ikili ticaret hacminin 2023'te 48 milyar dolar düzeyine ulaştığını, Çin'in Türkiye'nin Asya'da birinci, dünyada üçüncü büyük ticaret ortağı olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu ticaret büyük oranda Çin'in lehinedir. Ticaret rakamlarını nasıl daha dengeli hale getirebiliriz konusunu tüm görüşmelerimizde gündeme getirdik. Türk tarım ürünlerinin ithalatı konusundaki kısıtlamaların kaldırılması gibi pratik tekliflerde bulundum. Turizm, işbirliğimizi daha da geliştirmek istediğimiz bir diğer alandır."

Daha fazla Çinli turistin Türkiye'ye gelmesini hedeflediklerini söyleyen Fidan, Çin Kültür ve Turizm Bakanı'nın da bu konuları ele almak üzere bu hafta Türkiye'yi ziyaret edeceğini belirtti.

Fidan, enerji alanına da yoğunlaşmak istediklerini, nükleer enerji ve kıymetli madenlerin değerlendirmesi alanlarında da işbirliği imkanlarının bulunduğunu ve bu konularda da ilgili kurumların, firmaların görüştüğünü dile getirdi.

Çinli şirketleri özellikle yüksek teknolojili ürünlerde Türkiye'de üretim yapmaya ve AR-GE merkezleri kurmaya davet eden Fidan, bununla Çinli şirketlerin Türkiye üzerinden Avrupa, Orta Doğu ve Afrika piyasalarına erişimlerinin de kolaylaşacağını söyledi.

Fidan, ulaştırma konularına önem verdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu dönemde Kuşak ve Yol Girişimi ile Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimimiz daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridor'un uyumlaştırılması, diğer bazı ulaştırma koridorlarıyla entegrasyonu için örneğin Irak'taki Kalkınma Yolu gibi somut adımlar atmayı hedefliyoruz."

Türkiye olarak ikili işbirliği mekanizmalarına işlerlik kazandırmak istediklerini belirten Fidan, bu konuda Çinli mevkidaşıyla mutabık kaldıklarını ve bu amaçla Hükümetler Arası İşbirliği Komitesi Eş Başkanı görevine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Cumhurbaşkanı tarafından atandığını aktardı.

Fidan, komitenin bu yıl içinde toplanmasını arzu ettiklerini, bu yıl Şi'yi Türkiye'de ağırlamak istediklerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetini tekrar Çinli meslektaşına ilettiğini belirtti.

'İki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte de Çin ile çalışmaya devam edeceğiz'

Fidan, bazı ülkelerin İsrail'in Filistin'e saldırılarını desteklediğine dikkati çekerek, "İsrail'e siyasi destek ve silah sağlıyorlar. Bu ülkeler İsrail'in uyguladığı soykırıma maalesef ortak olmaya devam ediyorlar. Gazze'de ateşkes, Gazzelilere insani yardımların kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte de Çin ile çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da uluslararası güvenlik, istikrar ve refahı sınadığını söyleyen Fidan, "Türkiye, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini başından beri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Adil ve kalıcı bir barışın taraflar arasında ancak diyalog ve müzakere yoluyla sağlanabileceğine inanmaktayız. Türkiye ve Çin'in Ukrayna'da barışın tesisi konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda da istişarelerimizi ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

'Türkiye'nin, Çin'in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteği tamdır'

Bakan Fidan, Brezilya ve Çin arasında yapılan ortak "barışa çağrı" açıklamasındaki maddelerin memnuniyet verici olduğunu belirtti.

Fidan, "Türkiye'nin, Çin'in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteği tamdır. Çin'e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin'i karıştırmaya yönelik, Çin'in ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Çin'in ortaya koyduğu ekonomik rekabet edebilirlik yeterliliğinin başka şekilde uluslararası kamuoyuna yansıtılması, buradan farklı bir küresel mücadele üretilme çabası, gerçekten dünya barışı, istikrarı ve kalkınması için son derece alarm zilleri çalan bir olaydır." diye konuştu.

Dünyanın medeni bir rekabete alışmak zorunda olduğunu vurgulayan Fidan, şunları söyledi:

"Egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş oldukları pazarların daha adil, rekabet edilebilir pazar şartlarında yeniden el değiştiriyor olması kabul edilmesi gereken bir sonuçtur. Buradan savaşa varan, daha farklı yıkımlara varan neticelerin üretilmemesi gerekiyor. Dünyamızdaki refah, herkese yetecek kadar vardır. Medeni bir biçimde, adil bir biçimde, uluslararası kurallara uygun, eşit ve herkese uygulanan kuralları içine alan bir ekonomik rekabet sistemi ile ekonomik kalkınma modellerine ve pazarları aramaya devam etmemiz gerekiyor. Buradaki başarısızlık başka şekilde izale etmeye çalışılırsa, buradaki adil rekabetin yerine biz küresel mücadeleyi, kutuplaşmayı hatta savaş tehdidini ortaya koyarsak, burası gerçekten küresel bir faciaya bizi götürür. Onun için Çin'in ekonomik kalkınmasının adil biçimde oluyor oluşunu desteklememiz gerekiyor. Bu türden küresel bir istikrarsızlık ortaya koyan çabalara destek vermediğimizi ifade etmek istiyorum."

Fidan, Türkiye'nin Çin'in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteğinin tam olduğunun bir kez daha altını çizerek, "İçeride iç karışıklık çıkarmaya çalışan olayları da burada desteklemediğimizi ifade etmek istiyorum." dedi.

Çin'in Türk dünyası ve İslam dünyasıyla son yıllarda geliştirdiği ilişkiyi memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Fidan, "Özellikle Türk Devletleri Teşkilatına mensup olan ülkeler, başta Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan olmak üzere ve bu ülkelerle geliştirdiği son yıllardaki ticarete dayalı, yatırıma dayalı ilişkileri fevkalade önemli buluyoruz ve destekliyoruz. Ve aynı şekilde Türkiye ve Azerbaycan'la da ilişkilerinin artarak devam etmesini bekliyoruz." diye konuştu.

Fidan, Çin'in İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerle de son yıllarda daha sistemli bir işbirliği geliştirme çabasında olduğunu ifade ederek, "Daha birkaç gün önce Arap Ligi üyesi ülkelerle Pekin'de bir zirve vardı. Bu zirve marjında gerçekten kalkınmaya yönelik, refaha yönelik, işbirliğine yönelik güzel kararlar alındı. Bunlar da önemli gelişmeler." dedi.

Çin'in Suudi Arabistan ve İran arasında yapmış olduğu arabuluculuk çalışmalarının da not etmeye değer tarihi bir olay olduğunu söyleyen Fidan, "Gerçekten iki kardeş ülke arasındaki devam eden kronik sorunların Çin'in araya girmesiyle bir çözüme kavuşma yoluna girmesi ve bölgesel istikrarın devreye girmesi fevkalade önemli. Bölgemizde yaptığı bu yapıcı katkıdan dolayı da ben Çinli meslektaşıma teşekkür ediyorum. Buradaki çalışmaların da devamını diliyorum." diye konuştu.

Fidan, yarın Kaşgar ve Urumçi'yi ziyaret edeceğine işaret ederek, "Bu iki şehir, Çin'in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim, bildiğiniz gibi Türk İslam şehridir." dedi.

'Çin ile aramızda 10 yıldır devam eden teknik çalışmalar var'

Bakan Fidan, "Bu konuda Türkiye-Çin arasında yaklaşık 10 yıldır devam eden ileri düzey çok emekli teknik çalışmalar var, proje taslakları var. Sonuca yaklaştırılmış fizibilite çalışmaları var. Bunların somut olarak hayata geçirilmesi konusundaki beklentilerimizi ilettik." dedi.

Fidan, bağlantısallık konusunun da gündeme getirildiğine işaret ederek, "Özellikle Çin'in Yol Kuşak Projesi'ni ortaya koyduğu andan itibaren gerçekten büyük bir çaba ve emek var. Bölgede bir mobilizasyon var. Bu konunun deniz ayağı var, kara ayağı var. Burada belli ilerlemeler sağlandı. Türkiye burada nasıl tamamlayıcı rol oynayabilir? Her iki tarafın da menfaatine uygun olabilecek şekilde ve aynı zamanda Orta Koridor'un Yol Kuşak Projesi ile nasıl eklemlenmesi, entegre edilmesi meselesini gündeme getirdik." ifadesini kullandı.

'Kalkınma Yolu Projesi' gibi Basra Körfezi'nden Irak ve Türkiye'yi de içine alarak Avrupa'ya doğru giden rotaların, büyüyen ve daha kompleks hale gelen bağlantısallık ağına nasıl dahil olacağı konusunun da gündeme getirildiğini belirten Fidan, "Bunlar gerçekten bölgesel kalkınmaya, ilişkileri kurumsal ilerletmeye ve büyük projelere dayalı vizyonların eseri. İki ülke arasındaki ilişkilerin niteliği de bizce bu şekilde olmalı. Biz bu türden çalışmalara ve müzakerelere Çin makamlarıyla devam edeceğiz. Ben bu konudaki anlayışları ve çabaları için de huzurlarınızla kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum." diye konuştu.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz