Eski Eşyaları Atamayanlar; Dikkat!

Neyi, nasıl biriktirdiğinize dikkat edin; "Dispozofobi" kapınızı çalıyor olabilir.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

İşe yaramadığı halde bazı eşyaları çöpe atmakta zorlanıp biriktiriyorsanız dikkat! "Dispozofobi"; yani "istifçilik" hastalığı kapınızı çalıyor olabilir. Bu sağlık dosyasını okuduktan sonra evinizdeki gereksiz şeyleri elden geçirmek isteyebilirsiniz!

Tarihi geçmiş gazeteler, dergiler, boş şişeler, her çeşit plastik eşya, poşetler, ambalajlar, eski giysiler, kırık dökük veya bozuk eşyalar ve akla hayale gelmeyecek çeşitlilikte işe yaramayan bir dünya şey.

Normalde çöpe atılması gereken bu gibi nesneleri atmakta zorlanıyor hatta evinizi bunlarla dolduruyor ve kendinize mani olamıyorsanız dikkat edin "dispozofobi" kapınızı çalıyor olabilir. 

Gereksiz her şeyi biriktirmek, çöpe atamamak; psikolojide "dispozofobi" yani obsesif kompulsif bozukluğunun bir alt tipi olarak tanımlanıyor.

Halk arasında "istifçilik" olarak da bilinen bu rahatsızlık, kişinin sosyal yaşantısına büyük ölçüde kısıtlıyor.

İstifçilik hem kişiye hem de yakın çevresinde maddi ve manevi zarar veriyor. 

DÜNYADA GÖRÜLME ORANI: YÜZDE 6!

Uzmanlara göre, kişinin 'istifçi' olarak tanımlanması için çöp olarak tabir edeceğimiz tüm gereksiz eşyaların yaşam alanını kısıtlayacak boyutta biriktirip onlardan vazgeçememesi gerekiyor.

Çeşitli kaynaklar istifçilik hastalığının Türkiye'de yüzde 3, dünyada ise yüzde 6 oranında görüldüğü belirtiyor.

İstifçilik sorununun kaynağında yoksul bir ortamda yetişmek, duygusal açlık gibi türlü sebeplerin olabileceği gibi bazen de depresyon, kaygı bozukluğu ya da dikkat eksikliği gibi sorunların da istifçilik rahatsızlığını tetikleyebildiği ileri sürülüyor.

Sebebi her ne olursa olsun "dispozofobi" de diğer tüm psikolojik hastalıklar gibi uzman desteğiyle tedavi edilebilen bir  problem olarak nitelendiriliyor.
Herkesin atamadığı bir şey var ama…

Herkesin evinde atmaya kıyamadığınız bir giysi, bir köşede bekleyen bir cihaz ya da hatırası olduğunu düşünerek sakladığı bazı nesneler illaki oluyor… Hal böyle olunca insan bir an "yoksa bende de dispozofobi mi var?" diyerek kendinden şüpheye düşüyor, öyle değil mi?

Korkmayın! Uzmanlar, bazı eşyaların ileride lazım olabilir düşüncesiyle saklamasını "istifçilik" olmadığını söylüyor. Zira istifçiliğin de bazı olmazsa olmazları var. 

Söz gelimi, toplanan ve bir türlü atılamayan eşyaların tutarsızlığı ve düzensizliği dikkat çekiyor.

Ayrıca dispozofobiden muzdarip kişilerin, banyo, mutfak, yatak odası gibi yaşam alanlarının çok küçük bir kısmını kendileri için kullanabiliyorlar çünkü gereksiz eşyalar etraflarını sarmış oluyor.  

Yaşam kalitesini bir hayli düşüren bu rahatsızlığı bulunanlar gerçekten de yaşam alanını kısıtlayacak kadar fazla şey biriktiriyorlar.

Dahası istiflediği tüm o değersiz eşyalardan birinin kaybında, öfke ve kaygı gibi psikolojik sorunlar yaşıyorlar. 

Biriktirme hastalığının ileri seviyesi sadece istifçi için değil, sosyal çevresi için de olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Sağlıksız pis ortamdan bir süre sonra kötü kokular yükseliyor hatta fareler etrafta cirit atıyor.

Toplum tarafından "çöp ev" olarak etiketlenen "dispozofobi" hastasının yaşadığı evlerin sonu genelde "belediyeden" gönderilen ekiplerin çöpleri atıp evi dezenfekte etmesiyle sonlanıyor.

TARİHİN ÜNLÜ İSTİFÇİLERİ

Karmaşık bir zihinsel bozukluk olarak görülen "isfitçilik" problemi, tarihte iz bırakan ünlü isimlerde de görülmüş.

İçlerinden kuşkusuz en ilgi çekeni, Hollywood'un da filmini çektiği anne kız; Edith Bouvier Beale ve Edith Ewing Bouvier!

HOLLYWOD FİLMİNİ ÇEKTİ

Amerikalı sosyetik model ve kabare sanatçısı Edith Bouvier Beale ve kızı Edith Ewing Bouvier, çarpıcı soyağacına sahip kişilerin de istifçilik davranışlarına kurban gidebileceğini kanıtı olmuş. 

Eski first lady Jackie Kennedy Onasis'in de kuzeni olan Edith Bouvier Beale varlıklı bir aileden geliyor.

Bir kez evlenip boşanan Edith Bouvier Beale'nin kızı Edith Ewing Bouvier da annesinin izinden gitmiş ve iyi bir dansçı ve model olarak ünlenmiş. 

ÇÖP EVE DÖNEN MALİKANE!

Her şey güzel giderken ve Edith Ewing Bouvier kariyerinin zirvesindeyken, annesinin yaşadığı bir sağlık sorunu hayatlarını altüst etmiş.

Parlak kariyerini bırakıp annesinin yanına taşınan Edith Ewing Bouvier, bir zaman sonra birbirlerinden başka kimseleri yokmuşçasına kendilerini dış dünyadan soyutlamışlar. 

Akıl sağlıklarını yavaş yavaş yitiren anne ve kızın ihtişamlı hayatlarından geriye eski kırık dökük bir malikâne kalmış.

O da bir süre sonra etrafa yayılan kötü kokular yüzünden Ekim 1971'de polis tarafından basılmış. Polis kayıtlara eski malikânenin "çöp" dolu olduğu geçmiş.

Durumun vahameti yapılan temizlik işleminde "binden fazla" çöp torbasının kullanıldığının belirtilmesinden de belli zaten. 

Bu ilginç anne kızın hikayesi Hollywood'un da gözünden kaçmamış. İlk olarak 1975 yılında "Grey Gardens" ismiyle belgeseli yapılmış.

Daha sonra ise 2009'da aynı isimle ünlü Hollywood yıldızı Drew Barrymore ile Jessica Lange tarafından biyografik drama filmi olarak, Edith Bouvier Beale ve Edith Ewing Bouvier'ın hayatı filme çekilmiş. 

OTEL ODASI DOLUNCA KORŞDORDA UYUDU!

Amerikalı kavramsal sanatçı Bettina Grossman, New York'un ünlü "Chelsea Oteli"ndeki 503 numaralı odada çok uzun yıllar yaşadı.

İddialara göre 30 yılını bir tür misafir sanatçı olarak geçiren Grossman, küçücük yaşam alanını sayısız sanat eseriyle doldurdu.

Sürekli büyüyen malzeme ve tuval yığınları münzevi sanatçıyı en sonunda otelin koridorunda uyumaya zorlamış.

Sanatçıların eksantrik hallerini hesaba katarak, Bettina Grossman'ın tuhaf durumunu açıklayabiliriz!

EVİNDE MORG MASASI BİLE VARDI!

Dikkate değer istifleme vakası Birleşik Krallık'ta da görüldü. Hayatının büyük kısmını savaşlarda geçen Edmund Trebus evlenip Londra'ya taşındıktan sonra ciddi bir istifçi oldu!

Üstelik istifçiliği evli ve beş çocuk babası olduğunda da sürdü.

Dört katlı Victorya dönemi evinin üst katındaki odalarını, hurdacılardan aldığı çöplerle doldurmuş.

Komşularının çöplerini karıştırarak kurtarmaya değer olduğuna inandığı şeyleri toplayan Trebus'un bir odasının elektrikli süpürgelerle, diğerinin kameralarla dolu olduğu anlatılıyor.

Komşularıyla arası enterasan biçimde iyi olsa da istifçiliği yüzünden evinin ve sokağının farelerce istilası üzerine belediyeye şikâyet edilmiş.

Yapılan temizlikte Trebus'un evinden 515 metre küp çöp çıkarıldı! 

ELVİS PRESLEY'İN TÜM EŞYALARINI DA TOPLAMIŞ!

Trebus'un evine yığdığı çöpler arasında bahsetmeden geçemeyeceğimiz garip şeyler de var, mesela dondurucular, motosikletler gibi büyük eşyalar…

Bitmedi, Trebus'un evinden bir de morg masası çıkmış! İhtiyar adamın biriktirdiği çöp yığını içinde çıkan tek güzel şey hayranı olduğu Elvis Presley'in tüm kayıtları olduğunu da ekleyelim.

Her neyse Trebus'un çöp evinin temizliği sırasında BBC de kayıttaydı. Bu tuhaf ihtiyarın istifçilikte ne kadar ileri gittiğini merak edenler "A Life of Grime" isimli belgeselini internette bulup izleyebilir.

Her neyse Trebus hakkında unutmadan eklemek istediğim son şey, onun çöp biriktirme sevdası yüzünde karısının kendisini boşadığını.

Bir de iyice yaşlandığında istifçilikten vazgeçip bakım evine taşındığı ve 83 yaşında öldüğünü de ekleyeyim.

ÜLKEMİZDEKİ ÇÖP EVLER..

Türkiye'ye gelirsek, ülkemizde de zaman zaman "çöp ev" haberleri basında yer alıyor.

Türkiye'deki istifçilerin evlerinden kamyon kamyon çöp çıktığını görüyoruz.

Farklı tarihlerde yurdun dört bir köşesinden basına yansıyan "çöp ev" haberlerini biraz hatırlatmak gerekirse şöyle:

Adana'da yaşlı bir baba ve kızın evinden iki kamyon çöp çıkarıldı! Bir ihbarla eve giren Seyhan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, çöp yığınıyla karşılaştı.Yaşlı babasıyla çöplerin içerisinde yaşayan kızı, çöpleri temizlemesine, 'Onlar benim eşyalarım, nereye götürüyorsunuz?' diye tepki gösterdi.

Mersin'in Akdeniz ilçesinde, komşuların kötü koku ihbarıyla harekete geçen ekip girdiği evin çöp ev olması üzerine dezenfekte ettiği evden 2 kamyon atık malzeme ve çöp çıkarıldı! Yozgat'ta  yaşlı anne ve kızın oturduğu evden yükselen kötü kokular üzerine komşularının ihbarı üzerine yapılan çalışmada evden üç traktör çöp boşaltıldı! 

Ankara'da emekli bir ressamın evinden 4 kamyon çöp çıktı! 7 odalı evinde, 21 köpeğiyle yaşayan emekli ressamın daha önce de üç kez evinin temizlendiği ancak yaşlı kadının çöp biriktirmeye devam ettiği öğrenildi.
 
Tokat'ta ise 20 yıl önce kocasını kaybeden kadının o zamandan beri çöplerini dışarı atmamış, evinde biriktirdiği tespit edildi.

Şu durumda artık konuyla ilgili uzmanlarımıza söz verme sırası geldi diyebiliriz, Uzman Psikiyatrist Sevda Bağ ve Klinik Psikolog Yeliz Polat Independent Türkçe'ye Dispozofob'yi anlattı.

"DEĞERSİZ EŞYALARI BİRİKTİRİRLER"

Uzman Psikiyatrist Sevda Bağ, dispozofobi (istifçilik) hastalığını, "Çöp Biriktime Hastalığı Dispozofobi ya da kompulsif biriktirme hastalığı, kullanılmayan eşyaların biriktirilmesi veya atılamaması" olarak tanımlıyor.  

Dispozofobi'de birbirinin aynı ve değersiz eşyaların biriktirildiğini belirten Psikiyatrist Bağ, sıkıntının tüm eşyaların biriktirilmesi veya atılamaması şeklinde ortaya çıktığına vurgu yaptı

Psikiyatrist Bağ, şöyle devam etti: 

Dispozofobi'de eşyaların herhangi birinin kaybı, kişide anksiyete, öfke, toplum içinde garip davranışlar sergileme gibi davranışlara neden olabilmekte. Bu kişilerin yaşam alanlarında, neredeyse hiç yer kalmayacak kadar biriktirme yapılması yani çöp ev denen kliniği (hastalığı) oluşturabilmektedir. Karışıklık ve kalabalık, ev içinde hareket etmeyi kısıtlayacak dereceye gelmektedir.

"YALNIZLIK HİSSİ TETİKLİYOR"

İstifleme hastalığının özellikle yalnızlık hissi ve yoğun üzüntüler sonrasında nüksettiğine dikkat çeken Psikiyatrist Bağ, "Asıl adı Kompulsif Biriktirme Hastalığı olan hastalık obsesif kompulsif bozukluk hastalığının bir alt dalı olmakla beraber kişinin değerli olsun veya olmasın, her eşyayı atamama ve vazgeçememe olarak ortaya çıkmakta, genellikle medyada haber olarak karşımıza çıkmakta. Psikiyatrik olarak takıntılılık hastalığı dediğimiz ağır düzeyde Obsesif kompulsif bozukluğun bir alt grubu olarak tanımlanmaktadır" diye konuştu.

Dispozofobi rahatsızlığının çoğunlukla kişinin kendisinin dışında yakınları tarafından fark edildiğine dikkat çeken Psikiyatrist Bağ, bireylerin özellikle sosyal yaşantısına önemli ölçüde etki eden istifçiliğin, hem kişinin kendine hem de yakın çevresine duygusal, fiziksel ve maddi anlamda etkilediğini belirtti. 

"SAĞLIKLI DÜŞÜNEMEZLER"

İstifçilik problemi olan kişinin bir zaman sonra biriktirme eylemiyle ilgilenmekten evinden dışarı çıkamaz hale geldiğini anlatan Psikiyatrist Bağ, bu hastalığın en ileri seviyesinin çöpleri dahi atamamak olduğunu belirtiyor, şöyle aktardı: 

Çöpleri atamamak istifleme hastalığının ileri evresi olarak kabul edilmektedir. Bu durumda kişinin kendi hastalığı ile ilgili iç görü olmadığını göstermektedir. Yani sağlıklı düşünme yeteneğinin ortadan kalktığını göstermektedir.

Eşyalara bağımlığın çocukluk döneminde yaşanan duygusal sorundan kaynaklandığına dikkat çeken Psikiyatrist Bağ, "Erken çocukluk dönemlerinde maruz kalınan katı aşırı kuralcı aile tutumları, kötü çocukluk dönemi, çocukluk döneminde fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalma ve travma öyküsü sonraki dönemlerde karşılaşılan duygusal dengesizliklerin de sebeplerinden birisi" şeklinde konuştu.

"HASTALIK OLARAK KABUL ETMEZ"

Dispozofobi'nin tedavisinin önce bunun bir hastalık olarak kabul edilmesiyle başladığını aktaran Psikiyatrist Bağ, "Kompulsif biriktirme hastalığı olan kişiler genel olarak bu durumun hastalık olduğunu kabullenmez. Aksine bu kişiler biriktirdikleri şeylerin atılması durumunda rahatsızlık hissederler. Bu sebeple tedavi olmaya yönelik herhangi bir adımları yoktur. Genellikle komşuların şikâyetiyle tedaviye zorlanmaktadırlar. Tedavi edilmediklerinde çürüyen eşyaların durumu sebebiyle fiziksel hastalıklara maruz kalabilmektedirler" ifadelerini kullandı.

Hastalarının arasında "istifçilik" problemiyle gelenlerin sayısı oldukça az olduğunu belirten Psikiyatrist Bağ, "Genellikle yakınlarının şikâyetleri sonucunda çok da kabullenmeyerek gelen hastalarım var. Ayrıntılı görüşmeler sonucunda özellikle annenin katı kuralları ile büyüdüklerini ve bu nedenle şu anki şikâyetlerinin oluştuğunu fark eden hastalarımda iyileşme de başlamaktadır" dedi.

Bu tür rahatsızlıklarda kişinin mutlaka psikiyatri uzmanından yardım almasını öneren Psikiyatrist Bağ, "Her hastalıkta olduğu gibi, kompulsif biriktirme hastalığı olan kişilerde tanı bir psikiyatri uzmanı tarafından konulmalı ve gerekli tedavi düzenlenmelidir. Çünkü tanı konusunda uzman olmayan kişilerin yer alması tedavi seçeneklerini de güçleştirmektedir" diye konuştu.

"KOLEKSİYONCULUKTAN FARKLI"

Klinik Psikolog Yeliz Polat, söz konusu eşya toplayıp biriktirmek olsa da "dispozofobi" ile "koleksiyonculuğun" farklı şeyler olduğuna dikkat çekti.

Psikolog Polat, "Koleksiyonerlikte belli bir anlam amaç ve sanatsal değer mevcuttur. Dispozofobide ise istifçilik, kompülsif biriktiricilikte patolojik bir durum söz konusu. Ayrıca istiflemede eşyaları düzenlemeye ve kategorize etmeye dair güçlük gözlenir. Yani biri hastalık diğeri hobidir" diye konuştu.
 
İstifçiliğin eskiden Obsesif Kompülsif bozukluk içinde bir belirti olarak değerlendirilirken, günümüzde Dsm-5'te (Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve Sayımsal el kitabında) kendi başına, ayrı bir hastalık olarak düşünüldüğünü vurgulayan Psikolog Polat, istifçiliği şöyle tarif etti: 

Değeri, ederi fark etmeksizin sahip olunan eşyaları atmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte sürekli olarak güçlük çekme, onları atma konusunda kararsızlık ya da sıkıntı yaşama, gerekli olmayan eşyalara karşı aşırı sahip olma ve biriktirme isteğinin olduğu bir rahatsızlık.

"EŞYALARINIZ YAŞAM ALANINIZI DARALTIYORSA DİKKAT"

İnsanların, ihtiyaçtan fazlasına sahip olma ve onları biriktirme ve uğraşının olmasıyla başlayan süreci dikkate almasını öneren Psikolog Polat, "Eşyalar yaşam alanlarını daraltması, ihtiyaç duyulmayan şeylerin atılamaması, atmaktan korkma veya kaçınma durumlarında olan kişiler bu hastalıktan şüphelenebilirler" dedi.

Pek çok kadın fazla giyim eşyalarını atamakta güçlük çekiyor. "Acaba bu da "istifçilik" sayılır mı?" diye merak edip soruyoruz; Psikolog Polat, bu durumun "tutumlu" olmakla ilgilisi olabileceğini belirterek, saklanan nesnenin miktarının önemli olduğuna dikkati çekiyor. 

"İNSANALAR EŞYALARA DA  ANLAM YÜKLER"

Dispozofobi'nin kişilik bozukluğuyla alakası olduğunu ayrıca obsesif-kompülsif bozukluklarla, psikozla veya demansla birlikte ortaya çıkabildiğine vurgu yapan Psikolog Polat'a, bazı insanların eşyalara neden fazla anlam yüklediklerini sorduğumuzda ise şöyle açıkladı:

Onlar için önemi, değeri olduğu, bir şeyler ifade ettiği için eşyalara da anlam yükleyebiliyorlar. Eşyalara yüklenen anlamlar, onlarla olan bağlarla, yaşantılarla, anılarla ve onlara olan ihtiyaçlarla ilgilidir. İnsanlar sadece insanlarla değil eşyalarla da nesnelerle de ilişkiler kurarlar. Bazı eşyalar insanın rahat ve güvende hissettirebilirler, bu nedenle onları bırakmak ve onlardan ayrılmak güç olabilir.

Dispozofobiler için çöp sayılabilecek eşyaları atmanın acı verici olduğu iddiasını doğrulayan Psikolog Polat, "Atmak, ayrılmayı gerektirdiği için oldukça zor, üzüntü ve kaygı verici olabilmektedir" dedi. 

Ruhsal rahatsızlıklarda kişinin erken dönem ilişkilerinin (anne-bebek, anne, baba, çocuk ilişkileri) nedensel olarak önemli olduğunu vurgulayan Psikolog Polat, "Duygusal ihmal ve yoksunluk tabi ki birçok psikolojik rahatsızlığa neden olabilir. İstifçilikte, çocuklukta güvenli bağlanmamış kişilerin daha sonra yetişkinlikte bu yoksunlukları eşyalarla telafi ettikleri düşünülmekte. Ayrıca yine bu rahatsızlığa Sigmund Freud'un kuramında bahsettiği psikoseksüel evrelerinden anal evreye fiksasyonun, takılmanın neden olduğu düşünülmektedir. Bunlar dışında travmatik kayıplar da biriktirmeciliği tetikleyebilir" şeklinde konuştu.

Biriktirme hastalığının, hafıza ve dikkate dayalı problemlerle, sınıflandırma ve karar verme zorluklarıyla ilişkisi olduğu görüşünü destekleyen Psikolog Polat şöyle devam etti: 

Yakın zamanda yapılan bir tez çalışmasında istifçilik gözlenen çocuklarda dikkatle ilgili güçlüklerin olduğu bulgulanmıştı. İstifçilik özellikle bellek ve dikkat ile ilgili bozulmaların olduğu demans olgularında da ortaya çıkabilmektedir. Bu rahatsızlığın genel olarak bellek işlevleri, dikkati sürdürme, planlama, organizasyon ve kategorizasyon gibi zihinsel işlevlerle ilişkili güçlüklerle ilgili olduğu bilinmektedir. Sınıflandırma ve karar vermede güçlüklerin de yine istifçiliğe eşlik ettiğini biliyoruz. Mükemmeliyetçilik, kararsızlık ve erteleme de istifçilikte gözlenebilmektedir.

Bir şeyleri biriktirmek söz konusu olunca insanın aklına ister istemez "cimrilik" hali geliyor. Bunun dispozofobi'yle alakasının olmadığını belirten Polat, şunları söyledi: 

Cimrilik bir hastalık değil, bir kişilik özelliğidir. Kişinin paraya karşı tutumunu belirtmek için kullanırız cimrilik sözcüğünü. İstifçilikle cimriliğin ortak yanı olarak,  biri paradan diğeri de eşyalardan ayrılmada güçlük yaşar ve biriktirmeye çabalar. Her iki durumunda obsesif- kompülsif özellikler gösteren kişilerde ortaya çıkmaları söz konusudur.

Tüketim çağında fazladan alınan ürünlerin ne şekilde değerlendirildiğinin önemine dikkat çeken Psikolog Polat, "İhtiyaçtan fazlasını almak sadece dürtüsel biçimde eşya edinmek de olabilir. Kişinin daha sonra bu nesneleri ne yaptığı önemlidir. Satın alıp daha sonra dağıtıyor da olabilir. Eşyaların birikmesi, yaşam alanını kaplaması, yığılması ve onlardan kopamıyorsa sorun teşkil etmektedir" diye konuştu.

"PSİKOLOJİK DESTEK ŞART"

İstiflemenin kişinin kendini nesneleri biriktirmekten alıkoyamıyor olması, ihtiyaç duymadığı şeyleri atamıyor olması ve bu nesnelerin yaşam alanını işgal etmesi durumunda tehdit unsuru olduğunu vurgulayan Psikolog Polat, "Kişinin duruma dair iç görüsü azsa, gerçekliği değerlendirme yetisi yine azalmışsa rahatsızlık daha tehdit edicidir" dedi.

İstifleme rahatsızlığı yaşayanların psikiyatri hekimine veya klinik psikologa başvurmalarını öneren, Psikolog Polat, "Hastanın veya yakınlarının yaşadıkları durumu bir ruh sağlığı uzmanı ile konuşmalarını öneririm. Böylece hasta uzmanlar tarafından farmakoterapi ve psikoterapi açısından değerlendirilir ve uygun tedaviye başlanır" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
 

 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz