Esad ve Adamları İçin Yargılama Yolu Açık mı?
İnsan hakları uzmanları Esad ve rejim yetkililerinin bir gün mahkemede işledikleri suçlardan sorumlu tutulabilecekleri konusunda iyimser.
- | Son Güncelleme:
- | Yeni Günaydın
Kovuşturmanın önündeki yasal ve siyasi engellere rağmen, insan hakları uzmanları Esad ve rejim yetkililerinin bir gün mahkemede işledikleri suçlardan sorumlu tutulabilecekleri konusunda iyimser.
Suriye'de Beşar Esad'ın düşüşünün kutlamaları, rejiminin işlediği vahşetin korkunç kanıtları ortaya çıktıkça dehşet duygusuyla karışıyor.
Devrik diktatörün zorlayıcı yönetiminin merkezinde yer alan toplu mezarlıklar ve kötü şöhretli hapishaneler ortaya çıkarıldı.
Eski tutuklular, yakınları ve gazetecilerin gözaltı merkezlerindeki evrakları karıştırırken çektikleri kaotik görüntüler, Suriye'nin yeni fiili liderlerine gelecekte yapılacak cezai kovuşturmalar için delillerin korunmasını sağlamaları yönünde uluslararası çağrılara yol açtı.
Esad ve babası Hafız, son 54 yılda işkence, tecavüz, toplu infazlar ve kimyasal saldırılar da dahil olmak üzere bir dizi suç ve ihlalle suçlanıyor.
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana en az 15.000 Suriyelinin işkenceyle öldürüldüğünü tahmin ediyor.
Ancak Esad'ın Rusya'da sürgünde olması ve çevresindekilerin çoğunun İran'da olduğundan şüphelenilmesi nedeniyle, cezai hesap verebilirliğin önünde bir takım hukuki ve siyasi engeller bulunuyor.
Lahey merkezli Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), bu tür ciddi suçlar için bireyleri yargılamak için en belirgin uluslararası hukuk mahkemesidir. Ancak UCM'nin Suriye üzerinde yargı yetkisi bulunmuyor, çünkü bu ülke mahkemenin anlaşması olan Roma Antlaşması'na taraf bir devlet değil.
BM Güvenlik Konseyi prensip olarak bir davayı UCM'ye havale ederek yargı yetkisi verebilir. AncakEsad'la ittifakıve işlenen suçlardaki suç ortaklığı göz önüne alındığında Kremlin'in bunu veto edeceği kesin.
Hem Rusya hem de Çin on yıl önce böyle bir başvuruyu engellemişti.
Euronews'e konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) uluslararası adalet direktör yardımcısı Balkees Jarrah, Suriye'nin yeni geçici yetkililerine UCM'ye yargı yetkisi vermeyi düşünmeleri çağrısında bulundu.
Jarrah, "Suriye'nin yeni yönetiminin adalet ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığını derhal ortaya koyması gerektiğine inanıyoruz," dedi.
"Buna Roma Anlaşması'nın onaylanması ve savcının son yıllarda işlenen suçları inceleyebilmesi için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne geriye dönük yargı yetkisi verilmesi de dahildir."
Tüm gözler Suriye'nin geçici yönetiminde
Mevcut siyasi ortamda daha uygulanabilir bir seçenek, yargılamaların hem Suriye içindeki hem de dışındaki ceza mahkemelerinde yapılmasıdır.
Uzmanlar, yeni geçici yöneticilerin Suriye'deki ceza yargılamalarının güvenli ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde yürütülmesini sağlayıp sağlayamayacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu söylüyor.
Frankfurt Leibniz Barış Araştırmaları Enstitüsü'nden (PRIF) Elisabeth Hoffberger-Pippan, "Suriye'nin gelecekteki durumunun neye benzeyeceğini, farklı kurumların nasıl çalışacağını ve birbirleriyle ne kadar iyi iş birliği yapacaklarını bilmiyoruz. Dolayısıyla bu öngöremediğimiz bir şey," dedi.
Uluslararası Af Örgütü'nün hukuk danışmanı Vito Todeschini Euronews'e yaptığı açıklamada, "İdeal seçenek, Suriye'de adil yargılama standartlarına uygun, ölüm cezasının kullanılmadığı ceza yargılamalarının yapılmasıdır," dedi. Todeschini, tanıkların ve mağdurların ifade vermeleri için güvenliklerinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Yeni yönetimdekiana isyancı grup, BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist grup olarak tanımlanan ve daha önce El Kaide ile bağlantılı olan Heyet Tahrir Şam (HTŞ).
Eski adı Muhammed Colani olan HTŞ lideri Ahmed Hüseyin el Şara, Suriye'de rejimin "peşine düşme" sözü verdi ve adaletin yerini bulması için ülkelere "kaçanları teslim etmeleri" çağrısında bulundu.
İsyancı savaşçılar ayrıca Esad döneminde askere alınan tüm askeri personel için bir aftan söz ettiler.
Ancak Moskova'nın Esad'ı teslim etmek için siyasi bir isteği ya da nedeni olmadığından, Esad'ın kendisinin Suriye ya da Suriye dışındaki bir mahkemede yargılanmak üzere iade edilmesi şu an için düşünülemez. İran'ın da ülkesine kaçan rejim yetkililerini iade etmesi pek olası değil.
Yine de Euronews'in görüşlerine başvurduğu uzmanlar, jeopolitik koşulların değişmesi halinde Esad ve rejimin üst düzey işkencecilerinin bir gün hesap verebileceği umudunu dile getirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Jarrah, "Esad rejiminin ani düşüşü bize bir şey gösterdiyse o da her şeyin çok hızlı değişebileceğidir," dedi. "Gelecekte ne olacağını tahmin edemeyiz ya da Esad'ın bir gün mahkemede işlediği suçların hesabını verme ihtimalini ortadan kaldıramayız."
PRIF'ten Hoffberger-Pippan ise, "Şu anda göz önünde bulundurmamız gereken bir diğer husus da Vladimir Putin ile Beşar Esad arasındaki bağın ne kadar yoğun ve güçlü olduğudur," dedi. "Rusya'nın gelecekte Esad'la bu kadar ilgilenmeme ihtimali olduğunu düşünüyorum, çünkü jeopolitik ortam Rusya için Esad'ı korumayı daha az önemli hale getirecek şekilde değişiyor."
Uluslararası iş birliği ve kanıtların korunması çağrısı
Evrensel yargı yetkisi aynı zamanda Suriyeli olmayan mahkemelerin Suriyelileri insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve işkence suçlarından yargılamasına da imkan vermektedir.
Rejim yetkililerine karşı Avusturya, Fransa, Almanya, Norveç, İsveç ve ABD mahkemelerinde ceza davaları açılmış ve bunların birçoğu başarıyla sonuçlanmıştır.
Suriye'de işkenceyle ilgili ilk uluslararası dava 2020 yılında Almanya'daki Koblenz Yüksek Bölge Mahkemesi'nde görüldü. Esad rejiminin iki eski üst düzey yetkilisi suçlandı ve bunlardan biri insanlığa karşı suç işlemekten suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Kasım 2023'te bir Fransız mahkemesi Beşar Esad, kardeşi ve iki yetkilisi hakkında 2013 yılında sivillere karşı kimyasal silahlarla düzenlenen bir saldırı nedeniyle uluslararası tutuklama emri çıkardı.
Berlin merkezli Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi'ne (ECCHR) göre, evrensel yargı yetkisi umut vaat ediyor, ancak Suriye içindeki süreçlerin başarısız olması halinde bir "yedek seçenek" olmalı.
Adalete ulaşma çabasının "Suriyelilerin öncülüğünde" olması gerektiği belirtiliyor.
Herhangi bir yargılama için iyi korunmuş kanıtlar çok önemlidir.
Onlarca yıl süren rejim sırasında işlenen suçlar, uluslararası kuruluşlar ve Suriye sivil toplumu tarafından ihbarcıların da yardımıyla belgelendi. On yıl önce firar eden Suriyeli bir askeri polis memuru tarafından çekilen ve 'Sezar' olarak adlandırılan fotoğraflar, Avrupa mahkemelerinde cezai kovuşturmaya yol açan belki de en iyi bilinen işkence kanıtıdır.
BM'nin Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizması (IIIM), cezai kovuşturmalarda kullanılmak üzere delil toplama, muhafaza etme ve analiz etme yetkisine sahiptir ve adli süreçlerde Suriye sivil toplumunu desteklemektedir.
Başmüfettiş Robert Petit, isyancıların saldırısı sırasında rejim merkezlerinde "yerlere saçılmış kağıtlar, bilgisayarlarla çıkan insanlar, yakılmış ve parçalanmış sabit diskler" olduğunu belirtmiştir.
HRW'den Jarrah, "Bu hapishaneleri kontrol edenlerin, gerçeğin ortaya çıkması ve sorumluların hesap vermesi için bu tesislerdeki materyalleri korumaları gerekiyor," dedi.
Euronews BM'ye ulaşarak müfettişlerine Suriye'nin yeni yönetimi tarafından sahaya erişim izni verilip verilmediğini sordu, ancak henüz bir yanıt alamadı.
ECCHR'Ye göre, kanıtlara "siyasi ya da ticari sermaye olarak kullanılmak üzere" el konulması ya da "kanıtları ve arşivleri yok etmekle ilgilenen" ülkelerin gizli servis ajanları tarafından tehlikeye atılması da gerçek bir risk.
YORUMLAR
Yorum Yap