Dünyanın Gündemini Kim Yazıyor?

İklim ve dünya sorunları, doğanın kaynaklarını ve dengesini insanoğlunun kurcaladığı sorunların olduğu bir çağın yolunu açtı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

İnsanlığın öncelikleri, denetleyicileri, komplo teorileri ve para ve güç hesabı hakkında bir tartışma

Dün, yüksek sesle 'savaş değil, sevgi endüstrisi' lehine yüksek sesle bir çağrı yapıldı. Aynı zamanda tüm şekil ve amaçlarıyla nükleer silahsızlandırılma çağrısında bulunan başka bir ses yükseldi.

Geçen perşembe günü küresel hareketlilik barış için feminist hareketler ve diğer anarşist hareketler tarafından tekelleştirildi.

Daha sonra gezegen, çevre, iklim ve dünya sorunları, doğanın kaynaklarını ve dengesini insanoğlunun kurcaladığı sorunların olduğu bir çağın yolunu açtı.

Bu çerçevede gezegenin meseleleriyle ilgili resmi gündem, bazıları ortaya çıkıp kaybolan konularla meşgul olmaya devam ediyor.

Çoğunluk ise bu sorunun neden ortaya çıktığını ve bu konuya uluslararası ilginin neden devam ettiğini, sorunun neden ortadan kaybolduğunu ve artık neden kimsenin onu duymadığını kesin olarak bilmiyor olabilir. 

Ancak yakın zamanda dünyanın belli başlı ülkeleri, bir grup küçük ve orta ölçekli ülke ile 'dünya halkları üzerinde resmi karar niteliği taşıyacak yeni bir uluslararası gündemi duyurmak için' bir araya gelecek. 

Haklar

Azınlık hakları, siyah beyaz eşitliği, ayrımcılıkla mücadele, kadın özgürlüğü, ifade ve inanç özgürlüğü gibi dünyanın tükenmez öncelikler listesi, bir sonrakilerin ortaya çıkışının yolunu açmak için kendisini 'ortaya çıkma, sonra bir gerileme ve ardından bir yok olma' durumuyla karşı karşıya buldu. 

Başta ABD ve daha sonra Avrupa ülkeleri olmak üzere büyük güçlerin, son derece önemli konuları 'insanların dikkatini en çok hak eden ve zaman, çaba ve paraya ihtiyaç duyan' en değerli meseleler olarak ilan etmesi adet olmuştur. 

İnsan hakları, hayvan hakları, diğer ülkelerde inanç özgürlüğü, demokratik olmayan ülkelerde demokrasi, yönetim, AIDS, cinsiyetsizlik, eşcinsellik ve dünyanın bir yerinde yaygınlaşmak ve halka ulaşmak için benimsenen diğer sıcak konular, herkesin endişesi gibi görünüyor. 

Herkesin 'haktan' daha çok meşgul olacağı bir konu var mı?

Uluslararası Af Örgütü, hakların zor kazanıldığını ve kolayca kaybedildiğini söylüyor. Örgüte göre ama ne mutlu ki dünya, hem haklarını elde etmek hem de korumak için azimli, örgütlenebilen ve kolektif eylemde bulunabilen insanlarla dolu. 

Örgüt, şu dokuz hareketin modern çağda en önemli konular olduğuna inanıyor; Amerikalı George Floyd'un ABD polisi tarafından öldürülmesinin ardından doğan 'Siyahların Yaşamları Değerlidir' (Black Lives Matter), 'Gelecek için Cuma Günleri Eylemleri', iklim aktivisti Greta Thunberg'e atfedilen 'İklim İçin Okul Grevleri', 'Asıl Sakinlerin Toprak Hakları Hareketi', Taliban hareketinin saldırısına uğrayan Pakistanlı Malala Yusufzay'a atfedilen 'Kız çocuklarının eğitim hakkı', Güney Afrika'nın merhum lideri Nelson Mandela'ya atfedilen 'Apartheid Karşıtı Hareket', Twitter'da cinsel taciz karşıtı olarak yayılan 'Metoo Hareketi', LGBT topluluğuna destek ve aynı cinsiyetten ve eşcinsel olmayanlar arasında evlenme hakkı, Suudi kadınların araba kullanma hakkı ve Uluslararası Af Örgütü'nün kendisi.

Yüce değerler

Uluslararası Af Örgütü ve diğer uluslararası insan hakları örgütleri tarafından gündeme getirilen veya benimsenen insan hakları meseleleri, dünyanın çoğu ülkesinde genellikle medya organlarının ana ve alt manşetlerinde yer buluyor. Bu örgütler, fonlarının büyük kısmını 'yüce değerlere ve sorunlara inanan bireylerden' sağlıyor. 

Uluslararası Af Örgütü'nün kurucusu İngiliz Avukat Peter Benenson, örgüte İngiliz istihbarat servislerinin sızdığı açıklandıktan sonra 1960'larda örgütün direktörlüğünden istifa etti. Ancak yürütülen bağımsız bir soruşturma çerçevesinde bu sızma eylemi kanıtlanmadı. 

Birleşmiş Milletler'in (BM) ifadesiyle örgütün, BM'nin 'ulusal sınırları aşan ve hiçbir ülkenin kendi başına çözemeyeceği tüm sorunları tartıştığı forum' olduğu değişmez bir doğru. 

Örgütün 'barış, insan hakları, uluslararası adalet ve üye devletlerin ekonomik ve sosyal ilerlemesinin desteklenmesi' çerçevesindeki ilk hedefleri, kendi başlarına ve 77 yıl boyunca benimsenen konularla gelişti. Nitekim BM, ne zaman bir meseleyi veya sorunu benimsese, o mesele uluslararası bir meseleye dönüşür oldu. 

Uluslararası nitelik

BM konularının uluslararası niteliği, dünyanın doğusunda göz ardı edilemeyecek, batısında kulak tıkanamayacak canlı bir gerçektir.

Afrika, kahverengi kıtada yer alan ülkelerdeki silahlı çatışmalardan, çocukların askere alınması da dahil olmak üzere sınırları aşan çatışmalara, ayrıca gençlik, radikalizm, eğitim, işsizlik ve mevcut olmayan fırsatlardan spora, hizmetlere, siyasi ve ekonomik hayata katılımlara kadar yıllarca ilgi odağı oldu. 

Fırsat eşitliği, eğitim ve istihdamı bir tercih değil bir hak olarak gören uluslararası kuruluş, içme suyu, okyanusların durumu ve denizler hukukunun yanı sıra yüzlerce konuda dünyaya öncülük ediyor.

Bazı kesimler, 2000 yılındaki Milenyum Zirvesi'nin konu başlıklarına bile dahil olan AIDS konusunun, 1996'dan itibaren uzun yıllar boyunca uluslararası toplantılara, konferanslara ve etkinliklere büyük oranda hakim olmasının ve son yıllarda ilginin yoğun şekilde azalmasının nedenlerini merak ediyor. 

BM AIDS Kontrol Programı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü münasebetiyle, HIV bulaşmış insan sayısının şu anda 33 milyonu aştığını ve bunların üçte ikisinin Sahra altı Afrika'da olduğunu duyurdu.

Bazıları tarafından 'AIDS fobisi' olarak nitelendirilen düzeyde erken teşhisi ve gerekli tedaviyi almayı engelleyen damgalama, tüm bu yıllar boyunca birçok toplum ve kültürde aynı kalmıştır. 

Homofobi

Hastalığın azalması dolayısıyla değil, ona duyulan ilginin azalmasıyla durum, AIDS'e ilişkin fobiden şu sıralar dünya gündemine açık, bariz ve yoğun bir şekilde hakim olan homofobi ve transfobiye evrildi.

BM'ye göre bu hakimiyet, onu çürütmek ve LGBT topluluğunun 'insan haklarının onlarca yıl süren aleni ihlallerinden' sonra haklarını elde etmesini sağlamaya çalışmaktan kaynaklanıyor.

BM'nin genel merkezi New York'ta ve yaklaşık 370 km uzakta ABD Kongresi'nin merkezi olan Washington şehri bulunuyor. Kongre, yalnızca ABD'nin yasama organı değildir.

Ama aynı zamanda, özellikle de kendilerini 'Din Özgürlüğü Komitesi' tarafından yayınlanan gezegenin sorunlarından biri olarak dayatmış dünya ülkeleri için de raporlar yayımlıyor.

Komite, dünyanın her yerinde din özgürlüğü, inanç ve düşünce durumu hakkında yıllık bir rapor yayınlıyor. İlan edilen amacı ise 'zulüm altındakileri korumak amacıyla dünyadaki zulüm ve dini hoşgörüsüzlük gibi konularda içgörü ve değerlendirme sağlamak'. 

Komite'nin yayınladığı rapor, dünya ülkeleri açısından ABD dış politikasının gidişatında önemli bir belirleyici olarak görülmediği için büyük önem kazanmıştır.

Ancak sonuçları, özellikle raporun yazarlarının eleştirdiği veya gerekli din özgürlüğü ortamını sağlayamadığını düşündükleri ülkeler açısından son dakika haberine dönüşüyor.

Bu başarısızlık ise genellikle yardım fonlarının reddedilmesine veya silah ve diğer şeylerin elde edilmesine ilişkin kısıtlamalara dönüşüyor. 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz