Bilinmeyen Yönleriyle Kamala Harris!..

Yanında Biden olmadan Trump'a karşı zafer kazanabilecek mi?

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Takvimler 27 Haziran 2024'ü gösterdiğinde Joe Biden ve selefi Donald Trump canlı yayında karşı karşıya geldi ve görevdeki ABD Başkanı'nın gösterdiği kötü performans, geniş çevreler tarafından "felaket" diye nitelendi. 

Demokrat Parti'nin ağır topları, 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerine kısa süre kala hızlıca karar almak zorunda kalınca Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i aday gösterdiler.

Bu karar kamuoyunca da iyi karşılandı ve çoğu ankette Trump'ın gerisine düşen 81 yaşındaki Biden'ın yerine Harris'in geçmesi heyecan yarattı. 

Pek çok seçmen artık sandığa gidebileceğini söylerken, başkanlık seçiminin kaderini belirleyen salıncak eyaletlerdeki kritik grup olan Hispaniklerde Harris'in 78 yaşındaki Trump'a fark attığı görüldü. 

Anketlerin kayda değer kısmı, Demokrat Parti'nin adayının Cumhuriyetçileri geçtiğini göstermeye başladı. 

Donald Trump, "Bunun en iyi münazaram olduğunu düşünüyorum" dese de Amerikan basınının ekseriyeti, seçim öncesindeki tek canlı yayın tartışmasına 10 Eylül'de çıkan iki adaydan Harris'i daha başarılı buldu. 

Trump'ın göçmenlerin evcil hayvanları yediğini iddia etmesi çok konuşulurken Kamala Harris'in yanıtından çok jest ve mimikleri dikkat çekti. 

Halihazırda hem ilk kadın başkan yardımcısı hem de bu göreve seçilen ilk Siyah ve Asya kökenli Amerikalı. Yeni hedefiyse ABD'nin ilk kadın başkanı olmak.

59 yaşındaki Kamala Harris, ülkesinde heyecan yaratsa da dünyada çok iyi tanındığı söylenemez. Dünyanın en önemli koltuğuna aday biri için bu sıradışı bir durum. Özellikle de 4 yıldır başkan yardımcısı olduğu ve pek çok farklı alanda ABD tarihine geçtiği düşünülürse…

Aileden miras kalan siyaset

ABD'nin ilk kadın, ilk siyah ve ilk Hint kökenli başkan yardımcısının geçmişi de oldukça renkli.

Beslenme ve endokrinoloji alanında master yapmak için Hindistan'dan Kaliforniya Üniversitesi'nin Berkeley Kampüsü'ne giden Shyamala Gopalan, Londra'da yüksek lisansını tamamlayıp ekonomi doktorası için aynı okula gelen Jamaikalı Donald J. Harris'le tanışmış.

Siyah olmasa da ABD'de ezilen bu grubun mücadelesine katılan Shyamala Gopalan'ın Donald J. Harris'le birlikteliği, aktivist çevrelerde "güçlü bir çift" yorumlarına yol açmış.

1963'te evlenen ikili, 20 Ekim 1964'te Kamala'yı, 1967'deyse ikinci kızları Maya'yı kucaklarına almış. İkilinin 1972'de ayrılmasından sonra çocuklar annede kalsa da babaları da hafta sonlarında onları yalnız bırakmamış. 

Donald J. Harris, Stanford Üniversitesi'nin ekonomi bölümünde kalıcı kadro alan ilk siyah akademisyen. Trump, canlı yayındaki tartışma sırasında Kamala'nın Marksist olduğunu öne sürerken "Babası Marksist bir profesör, kızına iyi öğretmiş" diyerek 86 yaşındaki adaşına işaret etmişti. 

Annesiyse yıllarca meme kanseri üzerine önemli araştırmalara imza attıktan sonra 2009'da 70 yaşındayken kolon kanserinden öldü. Kamala Harris onun küllerini Hint Okyanusu'na döktüğünü anlatmıştı.

Büyürken annesiyle birlikte sık sık Hindistan'a giden Kamala, "siyahların okulu" diye bilinen Howard Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve ekonomi okudu. 1986'da bu programı bitirdi, üç yıl sonra da Kaliforniya Üniversitesi Hastings Hukuk Fakültesi'nden hukuk diploması aldı. 

1990'da Kaliforniya'daki Alameda Bölge Savcılığı ofisinde çalışmaya başlayan Harris, 1998'de aynı eyaletteki San Francisco Bölge Savcılığı ofisine geçti. 

Harris, 2003'te San Francisco Bölge Savcısı, 2010'da da Kaliforniya Başsavcısı seçildi ve senatör olduğu 2017'ye dek bu görevi sürdürdü.

İlklere imza attı 

Yüzde 1'den az oy farkıyla kazandığı Kaliforniya Başsavcılığı seçiminden sonra bu pozisyona gelen ilk kadın, ilk Güney Asya kökenli kişi ve ilk siyah Amerikalı oldu. 

Bu onun geçmişindeki tek ilk değil. Önceki görevinde Kaliforniya'nın ilk siyah bölge savcısıydı. Sonraki pozisyonunda da ABD tarihinin ikinci siyah kadın ve ilk Hint kökenli senatörü unvanlarını aldı.

Savcılık döneminde çeteler, uyuşturucu ve cinsel istismar davalarındaki sertliğiyle ün kazandı. Bu durum, sonrasında "Beyaz suçluların peşine düşeceğine kendisi gibi azınlık mensuplarını hedef aldı" eleştirilerine yol açtı. 

Diğer yandan mortgage krizi sırasında başsavcıyken Barack Obama yönetiminin bankaları kayırmaya yönelik baskısına karşı koyarak bağımsız bir duruş sergiledi. O dönemki tavrını bu yaz düzenlediği mitingde seçim malzemesi yaptı:

Kaliforniya Başsavcısı'yken büyük bankaların üstüne gittik ve orta sınıf ailelere 20 milyar dolar  sağladım.

Kaliforniya Başsavcılığı döneminde Joe Biden'ın oğlu Delaware Başsavcısı Beau Biden'la yakın çalışarak Biden ailesiyle ilişki kurdu. 

Arkadaşlarının tanıştırdığı, bir hukuk şirketinin ortaklarından Doug Emhoff'la 2014'te evlendi.

Siyasette yükseliş

Uzun süredir Kaliforniya Senatörü olan Barbara Boxer, tekrar aday olmayacağını açıklayınca Biden ve Obama'nın da desteğiyle seçilerek 2017'de bu koltuğa oturdu.

2019'da başkan adaylığına hazırlanırken Joe Biden'ı sert bir şekilde eleştirerek dikkat çekti. 

Tartışmadan sonra "Onların benim peşime düşmesine hazırlıklıydım ama o kişinin bana öyle yüklenmesini beklemiyordum. Beau'yu tanıyor, beni de tanıyor" diyen Biden, daha sonra "Verdiğim en iyi karar" diyerek onu başkan yardımcısı adayı olarak seçti.

Temsilciler Meclisi üyesi Jim Clyburn'ü zikretmeden Kamala Harris'i anlatmanın eksik olacağını savunan pek çok uzman var. 2020'deki başkan adaylığı yarışında Bernie Sanders'la yarışan Biden'ın kazanmasında, siyah seçmenler üzerinde etkili Clyburn'ün kilit önem taşıdığı bildiriliyor. 

Hem 2020 hem de 2024'te Kamala Harris'in arkasında duran Clyburn de Latin Amerika ve Afrika kökenli kadınların ABD Yüksek Mahkemesi'ne seçilmesi konusunda etkili olacağını söylemesi üzerine Biden'a desteğini açıkladığını vurguluyor. 

George Floyd'un öldürülmesi sonrası başlayan Siyahların Hayatı Değerlidir protestolarının da Harris'in başkan yardımcılığında etkili olduğunu söylemek mümkün.

20 Ocak 2021'de yemin ederek göreve başlayan Kamala Harris'in başkan yardımcılığında ne kadar etkili olduğuysa tartışmalı. 

Özellikle dış politika konusunda bilgisiz olduğunu savunan pek çok kişi var.

Diğer yandan Senato'daki beraberlik durumlarını bozmaya yarayan oy hakkını en çok kullanan başkan yardımcısı da o oldu. 

Hangi konuda ne düşünüyor?

Kamala Harris, başkan adaylığıyla birlikte kilit önem taşıyan pek çok konuda vaatte bulundu. Bunlar kısaca şöyle özetlenebilir.

Dış politika: Başkan yardımcılığında 150 dünya lideriyle görüşüp 21 ülkeyi gezen Kamala Harris bu konuda tecrübe kazansa da standart yaklaşımlar içinde. Ukrayna'yı sonuna kadar destekleyeceklerini ve 21. yüzyılın rekabetinde Çin'in değil ABD'nin kazanmasını sağlayacağını söylüyor.

Hem Filistin konusunda iki devletli çözümden yana olduğunu ve ateşkesin sağlanarak sivillerin acı çekmemesini istediğini hem de İsrail'in güvenliğini sağlaması gerektiğini vurguluyor. 

İsrail'e yönelik silah ambargosuna karşı çıkması, özellikle soldan eleştiri almasına neden oluyor. Biden'la birlikte Gazze Savaşı'nı meşrulaştırdığı yorumları yapılıyor.

"Ben başkan olsaydım Ukrayna savaşı ve 7 Ekim saldırıları olmazdı" diyen ve görev süresi sırasında Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'la dahi sıcak ilişkiler kurmayı başaran Trump'la kıyaslandığında dış politikada herhangi bir sürpriz vaat etmediği söylenebilir.

Türkiye için önem taşıyan bir konudaysa, Ronald Reagan'ın ardından 1915 olayları için "soykırım" nitelemesini yapan ilk ABD Başkanı Biden'ın izinde. 25 Nisan'da yaptığı sosyal medya paylaşımında "Ermeni soykırımını asla unutmayacağız" dedi. 

Kamala Harris

Trump yönetimiyse, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlayan ABD Kongresi'nde alınan kararlara katılmadıklarını, bu konuda ABD Başkanı Donald Trump'ın "kitesel mezalim" değerlendirmesinin geçerli olduğunu ifade ediyordu.

Ekonomi: Yeşil enerji ve altyapıya yatırımı önceleyen Bidenomics politikası, ekonomik büyüme ve istihdam yaratmada başarı gösterse de enflasyon ve yüksek faize çözüm bulamadı. 

Kamala Harris, orta sınıfı güçlendireceğini söylüyor. Bunun için ilk evini alacaklara mortgage yardımı, yeni çocuk sahibi olanlara vergi indirimi ve marketlerdeki fahiş fiyatların engellenmesi gibi vaatler veriyor.

"100 milyonu aşkın Amerikalıya yarayacak vergi indirimi" sözü de orta sınıfı hedef alıyor. 

ABD'de özellikle alt ve orta sınıfları kara kara düşündüren sağlık sisteminde de devletin yaşlı, engelli ve fakirleri önceleyecek şekilde daha etkin olacağını savunuyor. 

Göç: Trump'ın seçim kampanyası, göçmenlerin ulusal güvenliğe ve ekonomiye tehdit oluşturduğunu savunurken Kamala tarafı da zamanla o tarafa yaklaştı. 

Önceden daha esnek konuşurken artık kaçak yollarla sınırı geçenlerin bunun sonuçlarıyla yüzleşmesi gerektiğini söylüyor.

Kürtaj: ABD'de kürtaj serbestisinin eyaletlerin insiyatifine bırakılmasını savunan Cumhuriyetçilere karşı uzun zamandır mücadele veren Kamala, bir kürtaj kliniğini ziyaret eden ilk ABD Başkan Yardımcısı olmuştu.

Bu seçim döneminde de bu konuyu merkeze alarak kadınların kendi vücutları üzerinde karar sahibi olmasının önemini vurguluyor. 

İklim değişikliği: Harris, eskiden küresel ısınma karşıtı politikaları daha yüksek sesle desteklerken kaya gazı çıkarılmasını da yasaklamak istediğini söylüyordu.

Artık petrol ithal etmemek için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek gerektiğini belirtiyor. 

Silah: ABD'de pek çok kitlesel katliam gerçekleşirken Harris ve başkan yardımcısı adayı Tim Walz, kendilerinde de silah olduğunu söylüyor.

Harris, eylülde ünlü televizyon sunucusu Oprah Winfrey'in canlı yayın programına katılarak, "Eğer biri evime izinsiz girerse vurulur" dedi.

Oy toplamak için bu yönde ifadeler kullansa da bireysel silahlanmanın kontrollü olması gerektiğini de savunuyor. 

Kamala'ya yönelik ciddi eleştiriler, "Biden'dan ne farkı var?" ve  "Başkan yardımcısı olarak yapamadığını şimdi nasıl yapacak?" sorularıyla yöneltiliyor. 

Bir TV programında "Joe Biden olmadığım aşikar, değişikliklerden biri bu" derken başka bir argüman sunmaması, yanıt bekleyenleri tatmin etmedi. 

Bunun bir seçim taktiği olduğunu söyleyenler de var. Kamala'nın radikal ifadeleriyle dikkat çeken Trump'ın karşısında net çizgiler çizmeyerek hem devlet yöneticisi çizgisini göstermeyi hem de Cumhuriyetçileri ürkütmemeyi hedeflediği savunuluyor. 


Kaynaklar: BBC, Britannica, CNN, Conversation, Euronews, Fox News, KQED, Newsweek, New York Times, The State, Washington Post, Yahoo News

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz