Altın Madenciliğinde Tarihe Geçecek Keşif!

Volkanik aktivitelerle yüzeye ulaşan altının taşınmasında  kükürtün önemli bir rol oynadığı keşfedildi. Bu keşfin ardından altın yataklarına ulaşmak daha kolay olacak.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Altın yatakları genellikle tektonik plakaların buluşma noktalarındaki volkanik aktivitelerle ilişkilendirilir. Ancak altının Dünya’nın mantosundan yüzeye taşınma mekanizması uzun yıllardır  bilim dünyasında tartışma konusuydu. Çin Jeobilimleri Üniversitesi’nden Deng-Yang He liderliğindeki bir ekip, trisülfürün bu süreçte kilit bir rol oynadığını belirledi. Ekip, altının trisülfür ile bağlanarak suda çözünebilen bir kompleks oluşturduğunu ve bu kompleksin altını mantodan kabuğa etkili bir şekilde taşıdığını keşfetti.

He ve ekibinin deneyleri, bu trisülfür-altın kompleksinin, magmatik ortamlarda gram seviyesinde altın taşıyabildiğini gösterdi. Bu keşif, altın yataklarının yüksek yoğunluklarını açıklayabilecek yeni bir model sundu. Michigan Üniversitesi’nden Jeolog Adam Simon, “Bu model, altının yüksek konsantrasyonlarda bulunmasını açıklamak için en mantıklı açıklama,” dedi.

Ancak, Cenevre Üniversitesi’nden Stefan Farsang ve Zoltán Zajacz tarafından yürütülen bir başka çalışma, trisülfür yerine bisülfürün anahtar bir rol oynayabileceğini öne sürdü. Magmatik koşullarda yapılan deneylerde bisülfür, hidrojen sülfür ve kükürt dioksit gibi bileşiklerin altın taşıyabildiği gösterildi. Önceki çalışmalarda trisülfürün magmatik ortamlarda baskın olduğu düşünülse de Farsang, bu sonuçların ölçüm hatasından kaynaklanabileceğini iddia etti.

Önemli bir gelişme
Farsang, “Lazer dalga boylarını dikkatlice seçerek, trisülfür radikallerinin önceki çalışmalarda fazla tahmin edildiğini gösterdik,” dedi ve tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı.

Bu iki farklı teori, altının taşınmasında kükürdün hangi formunun daha etkili olduğu sorusunu gündeme getirdi. Ancak her iki çalışma da kükürdün altın taşınmasında vazgeçilmez bir unsur olduğunu kabul ediyor.

Bu iki çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences ve Nature Geoscience dergilerinde yayımlandı.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz