7 Soruyla Gürcistan'daki Eylemler!..

Ukrayna'yı hatırlatan Moskova'dan "Genelde bu tarz işler çok kötü biter" uyarısı geldi

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

28 Kasım'da Gürcistan'ın Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakerelerini askıya almaya karar veren hükümete karşı başlatılan eylemler günlerdir ülkeyi sallıyor. 

4 milyondan az nüfusa sahip Güney Kafkasya ülkesinde iktidarı elinde tutan Gürcü Rüyası Partisi, Batı'ya sırt dönüp Rusya'yı andıran otoriter politikalar izlemekle suçlanıyor. 

Binlerce gösterici sokaklara çıkmayı, polis de onlara sert bir şekilde müdahale etmeyi sürdürecek gibi. 

Son eylemler niye başladı?

Gerginlik 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılan parlamento seçimleriyle arttı. AB'ye katılım referandumu gibi de görülen oylamadaki hile iddiaları, Gürcü Rüyası'nın zafer çığlıklarını gölgeledi. 

Sovyetler Birliği'nden ayrılarak 1991'de bağımsızlığını ilan eden ülke, AB üyeliği hedefini anayasasına yazacak kadar benimsemişti. 

Yapılan anketler çoğunluğun geçen sene kazanılan aday ülke statüsünden memnun olduğunu gösteriyor. 

Ancak Avrupa Parlamentosu'nun usülsüzlükleri gerekçe göstererek iktidar partisinin yüzde 54 oy aldığı seçimin tekrarlanmasını istemesi Gürcü Rüyası'nın tutumunu sertleştirdi. 

Başbakan İrakli Kobakhidze, bazı Avrupalı siyasetçilerin Gürcistan'ın içişlerine karıştığını ve kendilerine AB üyeliği ve fonlarıyla şantaj yaptığını savunarak 28 Kasım'da "Bütün bunları göz önünde bulundurarak AB'yle müzakerelerin başlatılmasını 2028 sonuna kadar gündeme almamaya karar verdik" dedi. 

"Ülkede devrim organizasyonu yapıldığını" öne süren Gürcü Rüyası, tüm AB fonlarını yine aynı tarihe kadar kabul etmeyeceklerini de vurguladı. 

Gösterilerde neler oluyor?

Bu hamle üzerine başkent Tiflis'in sokaklarına dökülen binlerce gösterici, AB ve Gürcistan bayrakları açtı. 

Farklı kent ve kasabalara da yayılan gösterilerde Gürcü Rüyası'nın ofislerine saldırılar düzenleniyor. Eylemciler, ülkenin en önemli limanını barındıran Poti kentine bağlanan yolu da kapattı. 

Yetkililer, polise taş ve cam şişelerle saldıran 200'ü aşkın kişinin gözaltına alındığını, onlarca kişinin de yaralanarak hastaneye kaldırıldığını duyuruyor. 

Kendilerini biber gazı ve tazyikli suyla hedef alan polislere "Rus köleleri" diye bağıran eylemcilerden bazılarını yüzleri maskeli kişilerin dövdüğü görüldü. 

Tiflisli şarap üreticisi Tsotne Jafaridze, yurtdışında da dikkat çeken polis şiddetinin dozuna şaşıranlardan:

Gürcistan'da çok fazla protesto gördüm, hem bu hükümet döneminde hem de öncekinde. Sovyetler Birliği zamanındakileri de hatırlıyorum. Ama yaşlılara, gerçekten ufak olanlara ve kadınlara yönelik bu kadar şiddet inanılmaz.

Seçim sonuçlarını kabul etmeyen Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, polisin gazetecileri ve siyasi liderleri de "Rus tarzı baskıyla" hedef aldığını söyledi. 

Gürcistan Ombudsmanı Levan İoseliani de polisin, son günlerde gözaltına alınan göstericilerin çoğuna şiddet uyguladığını açıkladı:

156 kişiyi ziyaret ettik ve bunların 124'ü şiddete, insanlık dışı muameleye maruz kaldığını ifade ediyor. Bu da neredeyse yüzde 80 demek. Bu çok rahatsız edici bir oran.

Gürcistan niye AB'ye girmek istiyor?

ABD merkezli Uluslararası Demokratik Enstitüsü'nün (NDI) Aralık 2023'te yaptığı ankete göre ülkedekilerin yüzde 80'ine yakını Avrupa'yla bütünleşmek istiyor. 

2008'de istila ettiği Gürcistan'ın topraklarının yüzde 20'sini hâlâ kontrol eden Rusya'ya karşı önemli bir tepki var. 

Moskova'nın Şubat 2022'de başlattığı Ukrayna istilası, 2008'de topraklarına giren Rus postallarının izinin silinmediği ülkede panik yarattı. 

Birliğe katılması halinde güvenliğinin sağlanacağını düşünen Gürcistan, Mart 2022'de AB'ye resmi üyelik başvurusunu yaptı. 

Ülkenin ekonomisinin de AB üyeliğinden fayda sağlaması ümit ediliyor. 

Ancak Batı'yla yakınlaşan Ukrayna'nın nasıl cezalandırıldığını hatırlayarak AB'yle görüşmelerden korkanlar da var. 

Durum nasıl bu noktaya geldi?

Şubat 2022'de başlayan Ukrayna işgaliyle birlikte kendi ülkelerinden kaçan binlerce Rus'un Gürcistan'a sığınması "Ruslaşıyor muyuz?" korkusunu büyüttü. 

Moskova'daki ilişkilerinin yardımıyla zenginleşen iş insanı Bidzina İvanişvili'nin kurduğu ve 2012'den beri iktidarda olan Gürcü Rüyası'nın otoriterleşme korkusunu büyüten hamleleri de Batı yanlısı kesimlerin tepkisini çekiyor. 

"Yabancı etkinin şeffaflığı" tasarısının tüm itirazlara ve Cumhurbaşkanı Zurabişvili'nin vetosuna rağmen 3 Haziran'da yürürlüğe girmesiyle birlikte farklı fikirlerin bastırılması için gereken yasal zeminin oluştuğu öne sürülüyor. 

16 Aralık 2018'de cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Zurabişvili hileli olduğunu savunduğu seçimlerin tekrarlanmasını isterken süresi bu ay bitecek olmasına rağmen görevinden ayrılmayacağını vurguluyor:

Görevim yasal olarak seçilmiş bir parlamento oluşana kadar devam edecek.

Zurabişvili dün yaptığı açıklamada "Bence Avrupa Birliği masaya yumruğunu vurmalı çünkü halk bunu bekliyor. Avrupa için en güçlü gösterileri yapanların onlar olduğunu düşünürsek aşırı mutsuz olurlar" diyerek Batı'ya çağrı yaptı.

AB yanlıları, hükümetin katılım müzakerelerini askıya alma kararının da demokrasi adına negatif bir adım olduğunu savunarak tepki gösteriyor.

Gürcü Rüyası'nın kurucusu ve ülkenin en zengin kişisi olan 68 yaşındaki İvanişvili'nin "kanser" diye adlandırdığı muhalif partileri yasaklama vaadi de demokrasinin geleceği adına pek iyi bir sinyal gibi görünmüyor.

AB ve ABD'nin tepkisi ne oldu?

Batı bloğu, polisin göstericilere sert müdahale ettiğini ve ülkedeki otoriterliğin arttığını bildirerek tepki gösteriyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, Gürcü Rüyası'nın "antidemokratik eylemlerinden" dolayı ABD-Gürcistan Stratejik Ortaklığı'nı askıya aldığını duyurdu. 

Cumartesi günü yapılan açıklamada "İfade ve toplanma özgürlüğünü engelleyen antidemokratik kanunların iptali ve parlamento seçimlerindeki usulsüzlüklerin şeffaf bir şekilde soruşturulması" çağrısı yapıldı. 

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas pazar günü yaptığı açıklamada Gürcistan hükümetine, eylemlerinin yanıtsız kalmayacağını hatırlatarak gözdağı verdi. 

Ülkelerinin geleceğini Avrupa'da gören göstericilerin şiddet uygulanmasına ve "Gürcistan'ın demokrasiden uzaklaşmasına" karşı çıktıklarını vurguladı. 

Rusya ne diyor?

Gürcistan'ı 2008'deki 5 günlük savaşta yenen Rusya'nın bu ülkeyle diplomatik ilişkisi yok. Ancak Avrupa'ya tepki gösteren Gürcü Rüyası, Moskova'ya yanaşmakla suçlanıyor. 

Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, pazartesi yaptığı açıklamada Gürcistan'ın içişlerine karışmadıklarını savunarak ülkenin "istikrarını bozmaya çalışanlara" karşı mesaj verdi:

Benzer olayları başka ülkelerde de gördük. Muhtemelen en benzerlik göstereni Ukrayna'daki Maydan olaylarıydı. Tüm işaretler Turuncu Devrim gerçekleştirme çabalarını gösteriyor.

Eski Rusya Cumhurbaşkanı ve mevcut Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev de Gürcistan'ın Ukrayna'yla aynı yola girdiğini savunarak "Genelde bu tarz işler çok kötü biter" dedi. 

2014'te Ukrayna'daki Batı yanlıları, Rusya'ya yakın gördükleri Viktor Yanukoviç'i AB'yle ortaklık anlaşmasını imzalamadığı için Kiev meydanlarında devirmişti. 

Sonrasında Ukrayna'nın güney ve doğusunda çıkan savaşlar, Kiev'in Kırım ve Donbas bölgelerinin kontrollerini kaybetmesine neden oldu.

Gürcü Rüyası eleştirileri nasıl yanıtlıyor?

İktidar partisi, Rusya'yla ilişkilendirilmesine karşı çıkıyor. 

Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze, ülkesinin 2030'da AB üyesi olmasına yönelik çalışmaları sürdüreceklerini ancak içişlerine karışılmasına tepki vermek zorunda olduklarını savunuyor. 

Polisin gerekeni yaptığını öne süren Kobakhidze, "yabancıların parasıyla" desteklenen bazı grupların Gürcistan'ın anayasa düzenine saldırdığını iddia ediyor.

Parlamentodaki 150 koltuktan 89'una sahip olan 46 yaşındaki siyasetçi, dün yaptığı açıklamada "Herkese hatırlatmak isterim: Gürcistan'da devrim olmayacak" dedi.


 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz