2025’te Zamanın Ritmini Nasıl Yavaşlatabiliriz?

Araştırmalar, yabancı bir ülkeye seyahat etmekten doğada yürüyüş yapmaya kadar yeni deneyimlerin zaman algımızı değiştirebileceğini gösteriyor.

  • | Son Güncelleme:
  • | Yeni Günaydın

Zaman sıkıcı bir rutindeyken uçup gidiyor. Araştırmalar, yabancı bir ülkeye seyahat etmekten doğada yürüyüş yapmaya kadar yeni deneyimlerin zaman algımızı değiştirebileceğini gösteriyor.

Yılın o klişelerle dolu zamanı geldi. 'Yeni yıl, yeni bir sen' ya da 'Bu yıl da hızlı geçti' gibi sözleri yine çok duymaya başladık. Bu ifadeler artık belki biraz yorgun hissettiriyor ama aslında birçoğunda doğruluk payı da var.

Liverpool John Moores Üniversitesi’nden Ruth Ogden ve ekibinin yaptığı bir araştırmaya göre, İngiltere ve Irak’taki birçok insan Noel’in ve Ramazan’ın her yıl daha hızlı geldiğini hissediyor.

Bu algı her sene süslemelerin ya da Ramazan'la ilgi rutinlerin daha erken başlamasından değil zamanın psikolojik olarak algılanışından da kaynaklanıyor. Ancak bu hızlanan zaman algısı yeni yıla yaklaşırken stres yaratabiliyor. Eksik kalan hedeflerimize odaklanmamıza, kendimizi kontrolü kaybetmiş gibi hissetmemize neden olabiliyor. Yine de zaman algısını yavaşlatmanın yolları var.

Zaman algısının garip doğası
İnsanların zaman algısı oldukça karmaşık. Almanya’daki Psikoloji ve Ruh Sağlığında Yenilikçi Araştırmalar Enstitüsü'nde Marc Wittmann bu algıyı iki şekilde tanımlıyor: 'Hissedilen zaman' ve 'saat zamanı'.

Eğlenirken zaman hızla geçiyor gibi gelirken, sıkıldığımızda zaman yavaşlar. Wittmann’a göre geriye dönüp baktığınızda hiçbir şey olmamış gibi gelir. Rutin ne kadar fazlaysa, süre o kadar kısa algılanır.

Bu durum uzunca bir süre mağarada yaşayan insanlarla yapılan deneylerde de gözlemlendi. Örneğin 2023’te ekstrem sporcu Beatriz Flamini, İspanya Granada’da bir mağarada geçirdiği 500 günü yalnızca 160-170 gün olarak algıladığını söyledi.

Hafıza ve yenilik faktörü
Araştırmalar bu algının beynimizin nasıl çalıştığıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Zamanın uzun veya kısa hissedilmesi yeni anılar oluşturmamızla ilişkilendiriliyor. Yeni deneyimler ve zengin anılarla dolu bir dönem daha uzun hissettirirken rutine dayalı bir dönem kısa geliyor.

The Guardian'a konuşan Leeds Beckett Üniversitesi’nden Steve Taylor, bu durumu beynin 'işleme' kapasitesiyle açıklıyor. Yeni bir ortamda daha fazla bilgi işlenirken tanıdık bir yerde bilgi işleme azalıyor. Bu da zamanın hızlanmış gibi hissettirilmesine neden oluyor.

Zamanı nasıl yavaşlatabiliriz?
Peki zamanı nasıl yavaşlatabiliriz? Bunun için farklı farklı yerlere mi gitmemiz gerek? Zaman algısını yavaşlatmak için pahalı tatillere gitmenize gerek yok. Daha önce bulunmadığınız bir mahallede gezmek, yeni insanlarla tanışmak, yeni bir hobi edinmek veya farklı bir rutine geçmek yeterli.

Aynı zamanda gün içinde çevremizi daha dikkatli gözlemlemek ve farkındalık geliştirmek de yeni anılar oluşturmamızı sağlar.

Örneğin doğada zaman geçirmek, yaprakların renk değiştirdiğini, göç eden kuşları izlemek gibi basit detaylara odaklanmamıza yardımcı olabilir. Bu hem farkındalığı artırır hem de zamanı daha dolu ve anlamlı hissettirir.

Sosyal medya ve rutin tehlikesi
Rutin hayata bağlanmak bazen bizi otomatik pilota bağlar ve farklı deneyimlerden koparır. Sosyal medya da zaman algımızı olumsuz etkileyen bir diğer faktör. Sürekli kaydırma hareketi zamanı boşa harcamışız gibi hissettirebilir ve genellikle unutulmaz bir deneyim sunmaz. Alman bilim insanı Wittmann, “Çevrimiçi ortamda başka insanların güzel şeyler yaptığını izlemek yerine, dışarı çıkıp kendiniz bir şeyler yapın” diyerek bu konuda uyarıda bulunuyor.

Rutini tamamen bırakmalı mı?
Rutinler her zaman kötü değil. Bu davranışlar beynimizin enerji tasarrufu yapmasına yardımcı olur ve hayatımızı düzenler. Özellikle yaşlı bireyler için rutinler günlük yaşamı kolaylaştırabilir. Ancak zaman zaman yenilikler ekleyerek rutini dengelemek mümkündür. Yeni bir yıla girerken, zamanın baskısından kurtulup keyif alacağınız ve hatırlamaya değer anılar oluşturacağınız şeyler yapmayı deneyin.

Sonuçta, “Carpe diem!” (Anı yakala!) bir klişe olabilir, ama bir o kadar da doğru.

Amerikalı folk ve rock sanatçısı Jim Croce, "Time in a Bottle" isimli eserinde, zamana şöyle değiniyor:

If I could save time in a bottle

Eğer zamanı bir şişede saklayabilseydim

The first thing that I'd like to do

Yapacağım ilk şey

Is to save every day

Her bir günü muhafaza etmek olurdu

'Til eternity passes away

Sonsuzluğa kadar

Just to spend them with you.

Seninle o zamanı geçirmek için.


 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz